Virunga'da doğal hayatı korumak için tüm dünya seferber oldu
Bu goriller dünyanın cennet köşelerinden birinde, Virunga’da yaşıyor. Türleri zaten tehlike altında. Tamamen yok olma tehdidinden onları bir Türk kurtardı.
Virunga’ya Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde ‘ana park’ diyorlar. Siz onu ‘dünya üzerindeki cennet’ olarak da adlandırabilirsiniz. Hem 1925 yılında Afrika kıtasında kurulan ilk park olmasından hem de içinde barındırdığı hayatın çeşitliliği yüzünden... Tam 7800 kilometre kare bir alandan bahsediyoruz. Bildiğimiz milli parklardan farklı. En kuzey ucundan en güneyine 300 km mesafe var. UNESCO’nun Doğal Dünya Mirası Listesi’ne aldığı Virunga, Afrika’da biyoçeşitliliğin en yüksek olduğu park. Sigourney Weawer’ın başrolünde oynadığı ‘Sisteki Goriller’ filmiyle tüm dünyanın tanıdığı ‘dağ gorilleri’, parkın en bilinen sakinleri ama onların dışında şempanzeler, suaygırları, iki yüzden fazla çeşit kuş ve okapiler de burada. Afrika’nın en fazla kuş, memeli ve sürüngen türüne sahip. Virunga’da volkan, savan, orman, yani dünyada görmeye dair ne ararsanız hepsini bulabilirsiniz.
Bu zenginliğe petrol umudu da dahil. Dev petrol şirketleri, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden aldıkları izinle Virunga’ya petrol aramaya gelmişti. Bunun parktaki hayat çeşitliliğini mahvedeceğini ve Virunga’daki göle bağlı olarak yaşayan elli bin aileyi zor duruma düşüreceğini savunan WWF (Doğal Hayatı Kurtarma Vakfı) uluslararası bir kampanya düzenleyerek yüz binlerce insanı mobilize etti. Zorlu bir mücadeleden sonra alanda kalan tek petrol şirketi, İngiltere merkezli Soco da parkta petrol aramaktan vazgeçeceğini açıkladı.
750 BİN İMZA TOPLADIK
WWF Uluslararası ofisinden Aslıhan Tümer, Virungalı balıkçıların kutlama yaptığını söylüyor.
Büyük bir çevrecilik başarısı kabul edilen Virunga kampanyasının yöneticisi bir Türk. WWF’in uluslararası ofisinden Aslıhan Tümer, Virunga’yı nasıl kurtardıklarını anlattı.
Virunga’nın önemi nedir?
Park, 1979’tan beri UNESCO’nun Doğal Dünya Mirası Listesi’nde. Bu liste dünyada gelecek nesillere kalması şart olan doğal zenginliklerimizin listesi. Muhtemelen bu alanların çoğunu bizzat gidip göremeyiz ama Amazonlar, mercan kayalıkları, Virunga gibi yerleri ileriki nesillerin bilmesi gerekiyor. Hele Virunga, muazzam orandaki biyoçeşitlilik sayesinde listedeki en önemli unsurlardan.
Peki ne oldu bu parkta?
Koruma alanları kendi içlerinde sınıflandırıldığında ‘dünya mirası alanları’ üzerine en çok titrenen yerlerdir ve bugün itibariyle, mevcut dünya hükümetleri bu alanların yüzde 25’ine petrol ya da madencilik için izin vermiş durumdalar. Kongo hükümeti de parkın yüzde seksen beşlik bir bölümüne petrol şirketlerini arama faaliyetleri için davet etmişti. Virunga’yı korumak sadece orayı kurtarmak açısından değil, böyle bir örnek oluşmasını önlemek açısından da önemliydi. Petrol ve madencilik şirketlerine geçilemeyecek sınırların olduğunu göstermek gerekiyordu. En çok korunan alanların mahvına izin verirsek, gelecek nesillere bırakacak hiçbir şeyimiz kalmayacak. Biz önce Total’i vazgeçirdik sonra da İngiliz petrol arama sirketi Soco’yu. Bu şirketler sadece Virunga’da değil, hiçbir dünya mirası alanında asla petrol çıkarmayacaklarını hatta aramayacaklarını açıkladılar.
Nasıl kurtardınız Virunga’yı?
“Virunga’yı ben kurtardım” demek istemem. Tüm dünya seferber oldu. Yedi yüz elli binden fazla imza toplandı. Kongo’da her gün onlarca insan ölüm tehditlerine rağmen parkı korumak için mücadele etti. Benim de çorbada tuzum bulundu. Uluslararası kampanyayı ben yönettim ama bunun için çalışan, imza atan, lobi yapan, araştırma yapan insanlar, bize gizlice çektikleri fotoğrafları yollayan balıkçılar olmasaydı, hiçbir anlamı olmazdı. Bu kampanyada ayrıca çevre kuruluşlarının daha önce başvurmadığı bir yöntemi kullanıp, Soco’yu OECD’ye şikâyet ettik. Onlar da devreye girip arabuluculuk yaptı.