Van Gogh’un son durağı
Paris’e 35 km uzaklıktaki Auvers-sur-Oise köyü, Van Gogh’un intiharla sonlandırdığı hayatının son adresiydi. 37 yıllık ömründe 38 adres değiştirdi. Son adresi olan bu köyde 70 günde tam 80 eserini yaptı.
Aradığı iç huzurunu başta doğup büyüdüğü Hollanda olmak üzere hiçbir yerde bulamayan, 27 Temmuz 1890’da göğsüne sıktığı kurşunla döndüğü pansiyonda saatlerce can çekişerek ölen, resim tarihine eserlerinin yanı sıra ‘kulağını kesen ressam’ sıfatıyla geçen Vincent Van Gogh’un köyü burası. Paris’in yanı başındaki Auvers-sur-Oise.
Köyün girişinde 1100’lere tarihlenen bir kilise: Notre Dame. Hemen önünde bugün Paris Orsay Müzesi’ndeki eserinin röprodüksiyonu. Kobalt mavisi gökyüzüyle, ‘gün ortasında karanlık’ haliyle bu kilise ressamın ruh durumunu özetler gibi: “Faydasız, bu hüzün hiç bitmeyecek.”
Kiliseden kısa bir yürüyüşle köy mezarlığı. Oracıkta, duvarın dibinde yan yana yatıyor iki kardeş. Yıllarca mektuplaştığı abisinin ölüm acısına dayanamayıp ondan tam 6 ay sonra, 33 yaşında ölür Theo. Mezarı, 1914’te karısının girişimiyle abisinin yanına taşınır. Mezarlarında ayçiçekleri ve buğday tarlalarından birkaç taze başak var. Tıpkı Vincent’in resimlerindeki gibi... ‘Buğday tarlasında kargalar’ ise tarlalar arasındaki röprodüksiyon resmin adı. “Bulutlu, sıkıntılı gökyüzünün altında uzanan koca buğday tarlaları bunlar ve ben hüznü, aşırı yalnızlık duygusunu ifadeden hiç çekinmedim.”
Burası gerçek bir köy
Sadece iç sıkıntısını değil, çevresini, karşılaştığı insanları da ayrıntılı yazmış kardeşine. Onlardan biri, intiharından hemen sonra ilk müdahaleyi yapan Doktor Paul-Ferdinand Gachet. Dönemindeki sanat derneklerinden birine başkanlık yapan; Cezanne, Pissarro gibi ressamlarla arkadaşlık eden ve Van Gogh ile özel olarak ilgilenen ‘ruh doktoru’ için, “Dr Gachet ile hem fiziksel hem de duygusal olarak ne kadar da benziyoruz” diyor bir mektubunda.
“Doktor bir gün bana, ‘Basit bir insan olmak zordur’ dedi.” Van Gogh, iki yağlıboya portresini de yaptığı Gachet’in evinde geçirdiği bir günden annesine şöyle söz etmiş mektubunda: “Theo, karısı ve çocuğu pazar günü geldi. Dr. Gachet’de öğle yemeği yedik. Küçük adaşım (yeğeni) hayatında ilk kez biraz da olsa hayvanlar dünyasıyla tanıştı. Çünkü evde sekiz kedi, sekiz köpek, tavuklar, tavşanlar, kazlar, güvercinler var.” Bahçeli ev bugün müze.
Derken meşhur merdivenlerdeyiz. Van Gogh’un, St Louis Missouri Sanat Müzesi’nde sergilenen ‘Auvers merdiveni’ başlıklı tablosuna konu olmuş burası. Devamında ise ressamın son nefesini verdiği pansiyon ev. 1890’ın 20 Mayıs günü Paris’ten bindiği bir trenle ulaştığı Auvers-sur-Oise, Paris’te fazlasıyla yorulan başını dinlendirmek için aradığı son adrestir. Onu, ressam Pissarro’nun ricası üzerine Dr. Gachet karşılar. Auberge Ravoux’da (Ravoux Hanı) bir oda bulur. Kardeşine yazdığı mektupta, “Doktor bana günlük 6 Frank’a bir yer buldu. Bense 3.5’a burayı buldum. Burası gerçek bir köy olmak için Paris’e yeterince uzak. Fabrika yok ve yeşil. İnanılmaz güzel! Karakteristik ve pitoresk bir kırsal mekân” der.
7 metrekare!
Auberge Ravoux bugün ‘Van Gogh’un Evi’ diye anılıyor. Ressam, evin 5 numaralı 7 metrekarelik odasında yaklaşık 70 gününü geçirmiş. Sabah erkenden resim yapmaya çıkıp pansiyonun alt kattaki lokantasında akşam yemeğini yedikten sonra döndüğü, tavana açılmış küçücük penceresiyle bomboş bir oda. ‘İntihar eden biri kaldığı için’ bir daha kimseye kiralanmamış. Vincent’in eserlerini kurutmak için astığı duvarda Theo’ya mektubundan bir alıntı: “İnanıyorum ki günün birinde bir kafede resimlerimle kendi sergimi açmanın yolunu bulacağım.”
Van Gogh Enstitüsü bu dileği gerçekleştirmek için sanatçının tek bir tablosunu satın alıp duvara asmayı hedefliyor: “Böylece manzaralı bir oda olacak burası!” Enstitünün bir amacı da sanatseverlerden 600 bin Euro toplamak. Bu parayla Notre Dame Kilisesi’nin etrafı elden geçirilecek; kiliseyi mezarlığa bağlayan yol düzenlenecek; mezarlık ile Van Gogh kardeşlerin mezarlarının bakımı yapılacak. Odaya giriş ücretli ve ziyaretçiler çıkışta projeye kredi kartı ile 2’şer Euro bırakabiliyor.
Protestanlığı ve intiharı nedeniyle dini tören yapılmayan Van Gogh, kardeşinin girişimiyle bu pansiyonun lokantasında düzenlenen merasimle uğurlanmış son yolculuğuna. Sanatçının 125. ölüm yıldönümü için 29 Temmuz 2015’te Van Gogh ailesi ile Amsterdam Van Gogh Müzesi’nin idaresi köye gelmişler. Tıpkı 1890’daki gibi bir tören düzenlenmiş pansiyonda. Ardından ayçiçekleri ve sarı yıldız çiçekleri konmuş kardeşlerin mezarına... Ölümünden birkaç gün önce Theo’ya yeni tuval ve renk taleplerinde bulunan Van Gogh’un soyut ve figüratif sanat arasında kalmış, 20. yüzyıl sanatının habercisi Auvers-sur-Oise resimleri, ressamın trajik sonundan hiç gölgelenmemiş, ziyaretçisinin keşfini bekliyor.
Bunları unutmayın!
- Michelin’in dergisi Etoile, Auberge Ravoux’nun Van Gogh’un da yemek yediği lokantasından övgüyle söz ediyor. Mönü 29, a la carte 60 Euro.
- 1 Nisan-29 Ekim arası hafta sonu ve tatil günlerinde Paris Gare du Nord tren garından Auvers-sur-Oise’a sabah 9:38’de tren var. Dönüş saati ise 18:32. Yolculuk ortalama 45 dakika sürüyor.
- Bu yıl 200. doğum yıldönümü kutlanan ressam Charles-François Daubigny, köye damgasını vurmuş bir başka isim. Zamanında sanatçı yuvasına dönen atölye-evi ile adına açılan müze gezilebiliyor.
- Absent müzesi ‘yeşil peri’nin, izlenimci ressamların 19. yy’deki kafe hayatındaki önemini göstermek amacıyla açılmış. Aromatik bitkilerin yetiştiği bahçesinde içecek ikramı var.