Son Güncelleme:
Uçak uçacak mı?
MALUMUN ilanı olacak ama yine de tekrarlayayım, pistte dakiklik, kokpitte güvenlik, hosteste kusursuzluk, kırmızı zemin kuyruk üzerinde beyaz haç alamet-i farika taşıyan ‘Swissair’ uçakları daima prestijin sembolü addedilmiştir.Tıpkı, aynı alamet-i farikanın damgalandığı o izci çakıları gibi. Veya, o ballı badem çikolataları gibi. Veya, o kronometrik kol saatleri gibi.Kurulun koltuğa, bağlayın kemeri, ısmarlayın içkiyi ve dinleyin mırıltıyı, sanki Alp manzaralı bir otelinin dinginliğindeymişçesine seyahat edersiniz.Daha doğrusu, ederdiniz... * * *EVET ‘di’li geçmiş, zira artık ‘Swissair’ yok. Bitti! Finiş ve de mafiş!İnanılmayacak şey, Kıta'nın en eski ve en namlı havayolları şirketlerinden birisi olan İsviçre kumpanyası iflas bayrağını çekti. Şakkadak morto.Hem de öyle bir morto ki, faturayı ödeyemez korkusuyla petrol acentaları depolara kerozen doldurmadığından, aparatlar önceki gün yere çakılı kaldı.Üstelik, Helvetya firması ‘büyük ortağı’ olduğu Belçika havayolları ‘SABENA’ya yapması gereken ödemeyi durdurunca, o da aniden derin komaya girdi.Eli kulağındadır, bugün yarın Brüksel merkezli şirketin cenazesi için de ayin-i ruhani düzenlenecek. Fransız ‘AOM’ye ve İngiliz ‘City Bird’ye daha önce düzenlendiği gibi.* * *İLKİN şunu vurgulayayım, ‘Swissair’in can çekişmeye başlaması 11 Eylül kıyameti öncesine uzanıyor. İflasın esas sebebini, oburluğa kapılan ve berbat bir işletmecilik uygulayan Zürih kumpanyasının başta ‘SABENA’, diğer bazı şirketleri ve yan kuruluşları borç harç ‘yutmaya’ (!) kalkışması oluşturdu.Kılçık boğazında kaldı ve hem kendisini, hem de başkalarını batırdı.Yani, kasa şifresi çevirmekte usta İsviçreliler bu defa fena çuvalladılar.Tabii, meczup teröristlerin saldırısı da yukarıdaki duruma tuz biber ekti.Şu an okyanus ötesi seyahatlerde öyle bir düşüş var ki, Avrupa acentaları bazı ABD kentlerine yapılan seferleri ya iptal ediyorlar, ya da oraya eskiden yüksek kapasiteli uçak gönderirken şimdi az koltuklusunu tercih ediyorlar.Panik genelleştiğinden de, Yaşlı Kıta yolcuları da azalmaya başladı.Dolayısıyla, zaten bir ayağı çukurda olan ‘Swissair’ gelişme ertesinde tam pes dedi ve ‘SABENA’, ‘AOM’ ve ‘City Bird’e ek olarak, domino teorisi uyarınca, salı gününden beri, ‘Lutfhansa’, ‘Air France’ ve ‘British Airways’ gibi en belli başlı şirketlerin hisselerini de borsada tepetaklak etti. Galiba bunun üzerine bir İsviçre çikolatası yemek gerekiyor...* * *FAKAT, henüz krizin başındayız! En iyimser tahminler bile yerküredeki havayolu taşımacılığında yüzde yirmi gibi muazzam bir iniş trendi öngörüyor.Bush'un Amerikan kumpanyalarına acil yardım olarak ayırdığı on beş milyar doların ancak diş kovuğuna kaçması ve ek takviye gelmediği takdirde de Yeni Dünya şirketlerinin teker teker havlu atması ihtimali giderek yükseliyor.Ayrıca, siparişlere iptal yağdığından ‘Boeing’ ve ‘Airbus’ hem üretimi yavaşlattılar, hem de sayıları yüzbinlere ulaşacak işçi azaltımına gidiyorlar.Hatta, en dev yolcu uçağı olarak planlanan ortak Avrupa imalatı ‘A-380’ projesi de tehlikeye düştü. Yan sanayideki etkilerin ise haddi hesabı yok.Artı, oteli ve lokantası, dünya turizm sektörü de korkunç darbe yiyecek.Daha artı, onlara tabak - çanak veya çarşaf - minder yetiştiren fabrika ve atelye, zincirleme bir süreçte üretim ve hizmet sektörleri de nasibini alacak.Evet, o pek ünlü ‘Swissair’ battı ve umalım ki kötü senaryo yanlış çıksın da, bu batış dünya ekonomisindeki genel bir batışın habercisi olmasın. Varsın kuyruğunda prestijli alamet-i farika taşıyan uçakla olmayıversin, önemli olan insanlığın uygarlığa ve refaha doğru uçmayı sürdürebilmesi.