Türkiye'de 39 deniz canlısı tehdit altında
Türkiye'nin biyolojik mirası içinde tehdit altında bulunan ve korunması önerilen 39 deniz canlısının bulunduğu belirtildi.
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı'nın (TÜDAV) internet sitesinde “Denizler geleceğimizdir” başlığı ile verilen bilgilere göre, gittikçe modernleşen balıkçılık teknolojisi, sayıları gün geçtikçe artan balıkçılık filolarının faaliyetleri sonucunda av miktarlarında sürekli azalma görülüyor. Evsel ve endüstriyel atıkların oluşturduğu kirlilik, ekolojik dengenin bozulması, su ürünleri stoklarının olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Bu olumsuz faktörler, çeşitli balık stoklarının azalmasına yol açıyor.
Türkiye'de denizlerdeki balık stokları miktarının tam olarak bilinmediği, deniz araştırmalarına yeterince önem verilmemesi nedeniyle ulusal balıkçılık politikasının geliştirilemediği, tekne sayısının sürekli artması ve kota konmamasından dolayı yaşanan aşırı avcılığın balık stoklarında ciddi azalmalara neden olduğu ifade ediliyor.
Sitede, şu bilgilere yer veriliyor:
“Türkiye'de biyolojik mirası içinde tehdit altında bulunan ve korunması önerilen 39 deniz canlısı bulunuyor. Mersin balıkları, deniz alası, büyük camgöz köpek balığı, pervane balığı, yağlı balık, deniz atı, deniz çayırları, mercanlar, kırmızı yıldız, deniz süngerleri, deniz kaplumbağaları, yunuslar ve Akdeniz foku, deniz kulağı, kancalı ahtapot, gümüş sazanı, fil kulağı, güneşlenen köpek balığı, maya, misk ahtapotu, mühreler ve pina korunması gereken türlerden bazılarıdır.
Avcılığı yapılan ekonomik türlerden tekir, barbunya, dil, pisi, kalkan, kırlangıç, minekop, uskumru, lüfer, palamut, istavrit, hamsi, orkinos ve karides gibi canlıların stoklarında büyük düşüşler görülmektedir.”
YASAKLARA UYULMUYOR
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün iki yılda bir yayınladığı “su ürünleri avcılığını düzenleyen sirkülerde” su ürünlerinin minimum avlanabilir boy, avcılık dönem ve yasak yerlerin belirtilmesine karşın, balıkçıların çoğunun bu yasaklara uymadığı öne sürülüyor.
Denetimin ve yaptırımların yetersizliği sonucu Marmara Denizinde kaçak trol ve ışıkla balık avcılığının devam ettiği, nesli tehdit altında olan ve korunması gereken türlerin balıkçı tezgahlarında, büyük lokanta ve otellerde hatta balıkhanelerde yer aldığı, küçük boy balıkların satılabildiği belirtiliyor.
STOKLARIN KORUNMASI ÜREME ŞANSINA BAĞLI
Balık stoklarının korunmasının, balıklara en az bir defa üreme şansı verilmesine bağlı olduğu vurgulanıyor. Bu şans verilmediği takdirde balık stoklarında azalmaların devam edeceği, muhtemelen türün nesli yok olma tehlikesi ile karşı karşıya geleceğine dikkat çekilerek, her bireyin buna tepki göstermesi isteniyor. Sitede şunlar kaydediliyor:
“Denizlerdeki canlılar bizim ortak mirasımızdır. Deniz canlı kaynaklarının kullanımı sürdürebilir olmalıdır. Bu miras geleceğe devredilmek üzere bize emanet edilmiştir. Balıkçı tezgahlarında satılan küçük boy balıkları satın almayınız. Bu tepki ortak sesimiz olmalı.”