Tarihe dokunmak isteyenlere: Troya Tarihi Milli Parkı

Büyük Ozan Homeros’un epik eserleri İliada ve Odysseia ile ölümsüzleşen Troya, Troyalılarla Akaların (Yunanlılar) on yıl süren savaşlarındaki kahraman savaşçıların efsanevi hikâyeleri ile asırlar boyunca uluslararası bir üne sahip olarak bugüne kadar gelmiş. Arkeologlar, İliada’da hikâye edilen olayların Troya’nın 3000 yıllık tarihi süresince yayılım gösteren 9 antik medeniyet katından sadece birinin kapsamında kaldığını tanımlamışlar. Bu kat Homeros’un dünyaca bilinen ve tanınan Troya’sıdır.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün himayesindeki Troya Antik Kenti ve çevresinin en önemli kaynak değeri olan Troya Arkeolojik Kenti 849. sırada kültürel miras olarak Dünya Miras Listesine dâhil edilmiş. Milli parkta arkeolojik yöre merkez olarak alınmış ve milli parka yakın 6 adet köy bulunuyor.

Gözden KaçmasınYeşil cennet Ballıkayalar'da kampHaberi görüntüle

Alanda tabii kızılçam ormanları, kıyı ekosisteminin önem arz ettiği alanlar, endemik bitkiler ve yaban hayatı için önemli olan Karamenderes Nehri Deltası ile Kumkale Deltası yer alıyor. Yeniköy Plajı ve Yeniköy Kumsalı günübirlik deniz turizmi alanlarından… Milli Park sahası, Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi kıyılarını da kapsadığından, her iki kıyıda bulunan uygun plajlar rekreasyon faaliyetlerine imkan sağlıyor. Sahanın içerisinde bulunan Menderes Deltası da önemli su kuşlarını zaman zaman barındırmakta ve bu kuşların gözlenebileceği bir ortam oluşturmakta,  parkın fauna zenginliğini arttırıyor.

Neler Yapılır?

Uzun yıllar boyunca Troya denilince sadece, içerisinde kazı alanlarını barındıran ören yeri akla gelmiş ve ziyaretçiler ören yerini gezerek alandan ayrılmışlar. Troya Ören Yeri elbette ki parkın en önemli odak noktasını oluşturmaktadır ki, parka adını dahi vermiş. Ancak son yıllarda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Çanakkale İl Şube Müdürlüğü’nün yapmış olduğu çalışmalarla alanın sadece ören yerinden ibaret olmadığı ve içerisinde görmeden ve yapmadan dönülmeyecek, dönülemeyecek noktaların bulunduğu gözler önüne serilmiş. Troya Tarihi Milli Parkı içerisinde 5 adet tümülüs, 5 adet antik kent, 3 adet anıt eser, 2 adet tescilli mezarlık ve ayrıca Çanakkale Savaşları’na ait 4 adet top mevzii ile tespit edilmiş 1 adet şehitlik barındırmakta. Ayrıca antik tarih meraklıları için eşsiz bir alana sahip.

Antik dönem ziyaret noktalarının yanında yakın tarih açısından önemli ziyaret noktaları ise Çamaşırcı Köprüsü ve Taşköprü Anıt Eserleri ile yüzlerce yıla direnerek hala görkeminden bir şey kaybetmeyen Cezayirli Hasan Paşa Köşkü dimdik ayakta duruyor. Beşik (Miken) Mezarlığı ve Kumköy Osmanlı Mezarlıkları da tescilli mezarlıklar olarak ziyaretçilerini bekliyorlar. Ayrıca Çanakkale Savaşları’na ait Topçamlar Mevkii Tabyası, Halileli Köyü Topları, Kumkale Topları ve Orhaniye Tabyası ile tespit edilmiş 1 adet şehitlik minnettarlığımızı sunmak üzere orada duruyor.

Yoğun ve eşsiz tarihsel noktalara doyan ziyaretçileri, tertemiz Ege Denizi, mevsimine göre serinlemek isteyenlere Yeniköy Plajı ve diğer koylarıyla ya da eşsiz manzaraları ile Kumkale ve Yeniköy seyir noktaları ile görsel bir şölen sunmakta. Yine park sahası içerisinde bulunan 6 adet köyün sokaklarında dolaşmak Ege köylerine has güzellikleri yaşamadan sahadan ayrılmamamız gerektiğini hatırlatır bizlere. Yine parkın tamamı, fotoğraf meraklısı ziyaretçiler için gerekli konum ve içeriğe fazlasıyla sahip. Troya Tarihi Milli Parkının benzersiz güzelliğinde gün batımını seyretmenin tadını çıkarmadan alandan ayrılmamanızı tavsiye ederiz.

Ne Yenir?

Tarihi ve tabii değerlerin tadını Milli Park sahasında bulunan köylerde, köylüler tarafından yetiştirilen sebzelerden ve hayvanlardan elde edilen etlerden hazırlanan yemekler ile birleştirmek gerektiği de unutmamalı. Ülkemizde ve hatta yurtdışında dahi ünlenen bir lezzet olan Kumkale Domatesi park sahasında bulunan Kumköy’de yetiştiriliyor. Köylerde yapılan gözlemenin mutlaka tadına bakılmalı. Ayrıca yenilen yemeklerin lezzetinin kaynağı olan zeytinyağı, yeşil (özelikle kırma yeşil zeytin)  ve siyah zeytinleri de damağınızda iz bırakacak. Hatta bu lezzetlerin evinizde de olmasını istiyorsanız park sahasından ayrılırken birçok köy pazarı yol boyunca karşınıza çıkacak. 

Unutulmaması gereken en önemli lezzetlerden biri de tabi ki eşsiz tadıyla peynir helvası. Fırınlanmış ve fırınlanmamış seçenekleriyle ziyaretçiler tarafından tadılmadan hatta sevdiklerine götürülmek üzere alınmadan kesinlikle yöreden ayrılmamanız tavsiye olunur.

Gözden KaçmasınEge’nin Çatısı; Honaz Dağı Milli ParkıHaberi görüntüle

Konaklama?

Troya Tarihi Milli Parkının neredeyse tamamı sit alanı olması dolayısıyla yapılaşma, tabii olarak ta konaklama imkânları, park sahasına zaten oldukça yakın olan Çanakkale şehir merkezinde bulunan, oldukça kaliteli ve çok sayıdaki otellerle sağlanıyor. Ancak son yıllarda özellikle yapılan eğitim çalışmaları ve turizmin gelişmesiyle birlikte artan ilgi sayesinde, yöre halkının turizm konusunda bilinçlenmesi sağlanmış. Neticesinde de köylerde yapılan oldukça ciddi sayılabilecek pansiyon benzeri konaklama imkânları ziyaretçilere alternatif ve otantik seçenekler sunulmakta.

Ulaşım         

Çanakkale – İzmir Karayolunun 30. km’sinde, üzerinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün amblemlerinin bulunduğu “Troya Tarihi Milli Parkı“ yazılı bir tabela gözünüze çarpacak. Bu tabelanın bulunduğu nokta Milli Parka giriş noktalarından bir tanesini işaret etmekte. İstikametinizi hiç tereddüt etmeden bu noktan içeri doğru çevirin; farklı bir dünyaya ayak bastığınızı ilk andan itibaren hissedeceğinizin garantisini veriyoruz. Troya Tarihi Milli Park sahasına giriş sağlayan ön önemli nokta Çanakkale – İzmir yolu üzerindeki giriştir. Çanakkale il merkezi ile Troya Tarihi Milli Parkı arası 30 kilometre. Ayrıca İstanbul Yenikapı – Bandırma deniz otobüsleri ile Bandırmaya gelerek  175 kilometre sonrasında Çanakkale’ ye ulaşabilirsiniz. Troya Tarihi Milli Parkı, efsanelerle dolu tarihiyle ve göz kamaştıran tabiatıyla huzurlu köyleri, güler yüzlü insanları, ziyaretçiler için her geçen gün artan imkânlarıyla sizleri bekliyor.

Huzurun diğer adı; Ayazmapınarı Tabiat Parkı

Ayazma, Ortodoks Hristiyanlarınca kutsal sayılan kaynak veya pınarlara verilen isim. Bu isimlendirme günümüze kadar gelerek geçerliliğini devam ettiriyor. Ayazmapınarı Tabiat Parkı’nın ismini almış olduğu pınar da zamanında Hristiyanlarca bu ismi aldığından Ayazma ismi ile anılmaya devam etmekte. Tabiat parkı alanının bulunduğu yer uzun tarihlerden beri Çanakkale ili ve çevresinin rekreasyon talebini karşılıyor.

Ayazmapınarı Tabiat Parkı, genelde karaçam ağaçlarından oluşan tabii orman dokusu, şehre çok yakın konumda olmayışıyla temiz havası ve gürültüden uzak, açık hava rekreasyon faaliyetlerine imkan sağlaması, özellikle yaz mevsiminin sıcaklığından bunalanların serinleyebileceği bir ortam olması ve tabiat parkının gözlerden gönülleri açacak içinizi ferahlatacak görsel şölen sunması ve her yıl gelenek haline gelen güzellik yarışmasının düzenlenmesi ile Çanakkale ilinin özellikli alanlarından birisi.

Neler Yapılır?

Ayazmapınarı, alana gelen ziyaretçilerini ilk olarak tabii güzellikleriyle cezbetmekte. Günübirlik kullanım alanı olarak tasarlanmış bu yerde, şelalenin huzur verici sesi eşliğinde pikniğinizi yapar, Kazdağı İda’nın etkileyici panoramik güzelliklerinde yürüyüşe çıkıp kendinizi kaybedebilir, Bayramiç ilçesinin şimdilerin organik dediği gerçek meyve bahçelerinde damak çatlatacak lezzetler bulabilirsiniz. Ayrıca tarihi Troia Krallığı’na kadar gitmekte olan Bayramiç ilçesini gezip görmeden, havasını almadan geçmeyin.

Ne Yenir?

Ayazmapınarı’nın görkemli tarihsel ve tabii güzelliklerinin tadını aldıktan sonra insanın aklına yemek mi gelir demeyin. Daha çok kendi yiyecek ihtiyacını karşılayan ziyaretçilerden kiremitte alabalık yemeden kesinlikle dönmemeleri tavsiye ediliyor. Ayrıca alandaki yöresel ürün satış yerlerinden meyve atıştırmayı tabii ortamdan toplanıp insanların hizmetine sunulan bitki çayları, bal, salça, zeytinyağı gibi ürünleri almadan geçmemeyi öneriyoruz. Bunun yanı sıra Bayramiç ilçesinde höşmerim, keşkek ve helvanın da mutlaka tadına bakılmalı.

Konaklama

Ayazmapınarı Tabiat Parkı hem alan olarak küçük olması ve içerisinde yerleşim yeri barındırmaması ve hem de taşıdığı statü gereği, günübirlik kullanım alanı olmasından dolayı konaklamaya imkân sağlamıyor. Ancak; hudutları içerisinde bulunduğu Evciler Köyü’nde köy evleri, Bayramiç ilçesinde ve civar yerleşim yerlerinde otelde konaklama imkânları sunulmakta.

Gözden KaçmasınTarihin hatırası: Sultan Sazlığı Milli ParkıHaberi görüntüle

Ulaşım

Biz buraları anlatmakla bitiremeyiz. Birkaç fotoğraf karesi de yetmez. Gelip havasını almak, her gözün aynı baktığı ama farklı gördüğü bu güzellikleri kendinizden mahrum bırakmak istemiyorsanız buyurun işte tabiata açılan rotamız… Ayazmapınarı Tabiat Parkı sahasının mevcut vaziyeti itibariyle tek giriş kontrol noktası bulunmakta. Alanı Evciler Köyü’ne bağlayan asfalt yol üzerinde yer alan giriş kontrol noktası ile hem gelen ziyaretçiler bilgilendirilmekte hem de giriş kontrolleri yapılıp bilet kesilmekte. Bu noktada aynı zamanda ziyaretçi dilek ve temenni kutusu ve defteri yer alıyor.

Ayazmapınarı Tabiat Parkı Çanakkale iline yaklaşık 96 kilometre, Bayramiç ilçesine yaklaşık 28 kilometre, Evciler Köyü’ne yaklaşık 7 kilometre mesafededir. Çanakkale – İzmir D550 karayolundan yaklaşık 53 kilometrelik uzaklıkta yer alan sahaya asfalt yolla ulaşılıyor. Söz konusu alana ulaşım, hususi araçlarla veya tur şirketlerine ait araçlarla sağlanmakta… Bunun dışında herhangi bir kitle ulaşım aracı bulunmuyor.

Kaynak: Orman ve Su İşleri Bakanlığı