Şu an Kurşunlu’da olmak ayrıcalıklı bir dinlence keyfi

Salihli’yi gezmek ve yazmak... Gezmesine defalarca gezdim de; hanidir istediğim bir şey izlenimlerimi kaleme getirmek. Geçen yıl, bu güzel ilçemizle ilgili belge ve bilgileri toplamıştım ama gidip de köşe bucak fotoğraflamayı bir türlü beceremedim.
Kurşunlu’da geçen karlı bir kış gününün fotoğrafları ise, münzevi bir köşeden dünyaya bakmanın gizemli keyfini yaşatıyordu bana. Salihli’den karlı fotoğraflarla söz etmek ise genel duruma aykırıydı. Bu yemyeşil diyara en çok yakışan mevsim bahar olduğuna göre...
Salihli, bahara yakışan, baharın yakıştığı bir yer. Onunla ilgili genel yazıyı bahara bırakmak, yeşilliklerle bezemek daha doğru olacak.
Ya Kurşunlu? Salihli’nin en az kendisi kadar ünlü kaplıcalarının bulunduğu bu koyak, şehir yaşamından uzakta, ayrı, gözden ırak, yaşamını sürdürüyor. Yemyeşil bir vadi. Doğa bütün görkemiyle sizi kucaklıyor. Her mevsim ayrı güzellikler giyinerek...
Şu var ki, bir kış günü Kurşunlu’da olmak, kimileri için düş güzelliklerini yaşamına yazmak demektir. Kar, her zaman yağmayabilir; ama yağacağı tutmuşsa, puslu, kar sessizliğine gömülü rüyayı buharla sıvanmış camları silerek sımsıcak odanızdan izleyebilirsiniz. Zaman durmuş gibidir. Ötelerdeki yaşamla bağlantınız kalmamıştır sanki. Issızlığın içinde, dingin bir huzur demlenmektedir.
Her mevsim birbirinden başka güzelliklerle gelir Kurşunlu’ya; fakat, bir kış günü orada olmak, ayrıcalıklı bir dinlence keyfidir.

DUMANI TÜTEN DERE

Bozdağ’ın kuzey eteklerinde, fokurdayıp kaynayan suların duman duman tüttüğü bir dere içinde Kurşunlu. Kalmak isteyenlerin kaplıcalardan önceden yer ayırtması şart. Çünkü öyle ha deyince yer bulmak zor Kurşunlu Kaplıcaları’nda. Kaplıcanın suyu, kurşunlu ve kükürtlü. Bunun için ağır sayılabilecek bir kokusu var. Şifalı sular, sıcaklığı 43 ila 91 derece arasında değişen beş kaynaktan sağlanıyor. Çevredeki dere içinde açık kaynaklar da bulunuyor. Kaplıca suyunun romatizmaya, cilt ve kadın hastalıklarına, solunum yolu hastalıklarına, sinirsel rahatsızlıklara, eklem rahatsızlıkları ve kireçlenmelerin tamamlayıcı tedavisine olumlu etkileri görüldüğü belirtiliyor.

İSTER GÜNÜBİRLİK İSTER KONAKLAMALI

Kaplıca, on günlük devreler halinde misafir kabul ediyor. Elbette günübirlik de gitmek ve tesislerden yararlanmak mümkün. 270 yatak kapasiteli kaplıca tesislerinde çoğu bir oda bir salondan oluşan bitişik düzen, tek katlı 86 konut var. İki, üç ve dört yataklı apartlarda konaklamak ve her gün, dilediğiniz ya da gerektiği kadar banyo almanız mümkün. Üç ve dört yataklı olanlarını yönetim villa olarak tanımlıyor; iki yataklılar ise bildiğimiz ev. Bunların hepsinde de küvetli banyo, kalorifer, buzdolabı, gaz ocağı, mutfak düzeneği, oturma grubu ve telefon var.
Tesiste, günübirlik olarak yararlanılabilecek iki kapalı havuz, sekiz jakuzili banyo ve iki de sauna yer alıyor. Ayrıca günlük gereksinimlerinizi karşılayabileceğiniz restoran, kafeterya, market, kasap, manav, fırın da bulunmakta.

SART HARABELERİNİ GÖRÜN ODUN KÖFTESİNİ TADIN

Kurşunlu’ya gelmişken çevreyi de turlayabilirsiniz. Sart Harabeleri’ni gezmek, bu turun en önemli adımı olabilir. Şehir içinin ve çevresinin güzelliklerini bir çala da olsa, görmemek olmaz. Bozdağ’a tırmanıp, doğanın derinliklerine ve yüksekliklerine de ulaşabilirsiniz.
Kendinizi dinleyebileceğiniz müstesna bir kaplıca tatili (ve tedavisi) her mevsim için mümkün burada. Salihli’ye gitmişken, ağızda eriyiveren odun köftesinin tadına bakmayı da sakın ihmal etmeyin.

NASIL GİDİLİR

Yolunu uzun uzun sormaya, aramaya, çizmeye gerek yok. İzmir yönünden geldiğinizde Salihli’ye girmeden, Değirmen Restoran’ın dibinden sağa dönen yol, üç kilometre sonra sizi oraya ulaştıracaktır. Ankara yönünden gelenlerinse, Salihli çıkışında, aynı yerden bu kez sola sapmaları gerek. İstanbul’dan gelenlerin Manisa’dan Turgutlu yoluna girerek Salihli’ye doğru ilerlemeleri de mümkün; Akhisar’dan Gölmarmara üzerinden, kestirmeden gitmeleri de. Otobüsle gelecekler, garajda indikten sonra şehiriçi minibüsleriyle buraya ulaşabilirler.