Öznur KAYMAK
Son Güncelleme:
Sırmakeş suyunun kaynağı kır lokantalarıyla ünlü Akbaba
Beykoz’un Akbaba köyü, İstanbul’un en eski mesire yerlerinden biri. Kaynak sularıyla ünlü vadide kurulu olan Akbaba’da, tertemiz bir hava, kendin pişir kendin ye usulü hizmet veren kır lokantaları, yüzlerce yıllık anıt ağaçlar, tarihi yapılar bulacaksınız. Akbaba, lezzetli etleriyle, kır lokantalarıyla ve ceviz ağaçlarının çokluğuyla bilinen bir köy.
Bu haftasonu yolunuzu, İstanbul’un ortasında doğayla başbaşa kalabileceğiniz, ceviz ağaçlarının gölgesinde mangal yapıp, anıt ağaçların arasında uzun yürüyüşlere çıkabileceğiniz Akbaba’ya düşürün.
Akbaba, Beykoz’un Polonezköy’den sonraki ikinci mesire yeri. Güzelliği dilden dile dolaşsa, giderek ünlense de, hálá kendi halinde bir köy. Yemyeşil doğası, sakinliği, tadına doyulmaz etlerin sunulduğu kır lokantaları var. Haftasonları, şehrin stresinden uzaklaşmak, şehre yakın ama kafa dinlenebilecek bir yerlere kaçmak isteyen İstanbullular için doğru adres.
Akbaba’da biraz dolaştığınızda, köyün ikiye ayrıldığını farkediyorsunuz. Sanki bu iki farklı bölüm, farklı zamanlara ait gibi. Girişinde yeni, betonarme binalar var. İlerlediğinizde ahşap Akbaba evlerine, köyün çeşme, cami, hamam gibi eski yapılarına ulaşıyorsunuz. Ünlü Şişman’ın Yeri de dahil olmak üzere, kır lokantaları ve çay bahçesi aynı yolun üzerinde bulunuyor.
Eski zamanlardan beri, et ve kaynak sularının merkezi olarak biliniyor bu bölge. Şehir merkezinden otomobille yaklaşık 20 dakikada ulaşabileceğiniz Akbaba’nın, köy havası hiç bozulmamış. Ama son yıllarda iki site inşa edilmiş. Sitelerde yaşayanlarla birlikte, nüfusu oldukça artmış.
Akbaba ve çevresi, uzun yıllar İstanbul’un et ihtiyacını karşılamış. Lezzetli etleri tüm İstanbulluları buraya çekermiş. Hala da kendin pişir kendin ye lokantaları ile ünlü. Beykoz’a bağlı ve ilçe merkezinden 7 km mesafede bulunuyor. Köye ismini, Fatih Sultan Mehmet’in hocalarından Ak Abalı Mehmet Efendi vermiş. Akbaba Sultan olarak bilinen Mehmet Efendi’nin türbesi, İstanbul’un her köşesinden ziyaretçileri çekiyor.
550 YILLIK ANIT AĞAÇLAR
Türbenin bulunduğu Canfeda Hatun Camii, 1369’da yapılmış. Şehrin en eski yapılarından biri olan bu camiyi görmeden geçmemelisiniz. Kapısında süs eşyaları, kitaplar, kuru nane gibi bazı otlar satılıyor. Avlunun hemen girişinde Mimar Sinan tarafından yapılan oldukça eski bir çeşme var. Depo kısmına yapılan beton ek dışında, çeşme kendisini günümüze kadar saklamayı başarmış. Caminin yakınında Canfeda Hatun Hamamı’nın kalıntısı da var. Akbaba Sultan gibi, Osmanlı dönemi yazarlarından Mithat Efendi de, bu köyde yaşamayı tercih etmiş. Bir çiftlik yaptıran Mithat Efendi’nin evinin kalıntıları ve bahçesindeki ödüllü ceviz ağaçları da görülebilir.
Akbaba, kestane ve ceviziyle de ünlü. Köyün kurulu olduğu vadide, eski zamanlarda kestane ve ceviz toplamaya gelen köylüler çadır kurarlarmış. Şimdi aynı yerde Beykoz Belediyesi, Ceviz Festivali düzenliyor. Bu yıl eylül ayında, festivalin ikincisi yapılacak. Ceviz ve kestane ağaçlarının gölgesinde piknik yapabileceğiniz gibi, asırlık çınarları da görmelisiniz. Köy, çoğu Fatih Sultan Mehmet zamanında dikilen 500-550 yaşındaki anıt ağaçlarla dolu.
Akbaba Köyü, su kaynakları bakımından zengin bir vadide bulunuyor. Sırmakeş, Aqua ve Haznedar sularının dolum tesisleri burada bulunuyor. Sırmakeş’in köyde üç çeşmesi var.
NE YENİR
Akbaba’nın kendisinden daha ünlü kır lokantaları var. Köyde mangal keyfi yapmak için kır lokantalarına gitmeniz gerekiyor, çünkü yeşil alanlarda ateş yakmak mümkün değil. Mangal için eti lokantalardan kiloyla alabilir veya dışarıdan getirebilirsiniz. O zaman lokanta size sadece mangal veriyor, içecek, salata gibi yiyeceklerin veya sadece masanın ücretini alıyor.
Şişman’ın Yeri, köyün en büyük ve en çok bilinen lokantası. Kendin pişir kendin ye usülü mangal yapabileceğiniz veya nefis kebaplardan tadabileceğiniz üç kır lokantası, bir de çay bahçesi var köyde. Merkezde bulunan Şişman’ın Yeri pazar günleri çok kalabalık oluyor. Mangalı kendiniz yapmak isterseniz burada etin kilosunu 25 YTL’ye veriyorlar. Kebap çeşitleri, et, tavuk ızgaralar da var menüde. Karışık kebap 10, tavuğun kilosu 15 YTL.
Akbabalı üç kadın arkadaşın açtığı Sarı Köşk isimli bir gözlemeci de var. Burada gözleme 1.50, kuzu şiş 8, köfte 4 YTL. Karalahana çorbası, mıhlama, laz böreği gibi yöresel yemekleri de yapıyorlar. Yemek için uğrayabileceğiniz diğer bir adres, daha sakin olan Sizin Yeriniz. Buranın 10 yıllık müdavimleri var. Burası yaklaşık 100 kişi kapasiteli. Ama pazar günleri çok yoğun olduğu için, önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor.
NASIL GİDİLİR
Otomobilinizle, Beykoz merkezden, Ortaçeşme-Akbaba istikametine devam edin, 7 km sonra köydesiniz. İETT’nin yeni başladığı mesire yeri seferleriyle, Üsküdar’dan, Akbaba’ya yakın bir nokta olan Kaymakdonduran’a kadar otobüsle ulaşmak mümkün. 08.00’de gelip, 17.00’de yine otobüsle dönülüyor. 135 Kavacık-Anadolu Feneri hatlı İETT otobüsü de Akbaba’dan geçiyor.
GEREKLİ TELEFONLAR
Sizin Yeriniz Kır Gazinosu: (216) 320 43 86
Sarı Köşk Ev Yemekleri ve Gözleme: (216) 320 57 39
Şişmanın Yeri Kır Gazinosu: (216) 320 43 74
Akbaba, Beykoz’un Polonezköy’den sonraki ikinci mesire yeri. Güzelliği dilden dile dolaşsa, giderek ünlense de, hálá kendi halinde bir köy. Yemyeşil doğası, sakinliği, tadına doyulmaz etlerin sunulduğu kır lokantaları var. Haftasonları, şehrin stresinden uzaklaşmak, şehre yakın ama kafa dinlenebilecek bir yerlere kaçmak isteyen İstanbullular için doğru adres.
Akbaba’da biraz dolaştığınızda, köyün ikiye ayrıldığını farkediyorsunuz. Sanki bu iki farklı bölüm, farklı zamanlara ait gibi. Girişinde yeni, betonarme binalar var. İlerlediğinizde ahşap Akbaba evlerine, köyün çeşme, cami, hamam gibi eski yapılarına ulaşıyorsunuz. Ünlü Şişman’ın Yeri de dahil olmak üzere, kır lokantaları ve çay bahçesi aynı yolun üzerinde bulunuyor.
Eski zamanlardan beri, et ve kaynak sularının merkezi olarak biliniyor bu bölge. Şehir merkezinden otomobille yaklaşık 20 dakikada ulaşabileceğiniz Akbaba’nın, köy havası hiç bozulmamış. Ama son yıllarda iki site inşa edilmiş. Sitelerde yaşayanlarla birlikte, nüfusu oldukça artmış.
Akbaba ve çevresi, uzun yıllar İstanbul’un et ihtiyacını karşılamış. Lezzetli etleri tüm İstanbulluları buraya çekermiş. Hala da kendin pişir kendin ye lokantaları ile ünlü. Beykoz’a bağlı ve ilçe merkezinden 7 km mesafede bulunuyor. Köye ismini, Fatih Sultan Mehmet’in hocalarından Ak Abalı Mehmet Efendi vermiş. Akbaba Sultan olarak bilinen Mehmet Efendi’nin türbesi, İstanbul’un her köşesinden ziyaretçileri çekiyor.
550 YILLIK ANIT AĞAÇLAR
Türbenin bulunduğu Canfeda Hatun Camii, 1369’da yapılmış. Şehrin en eski yapılarından biri olan bu camiyi görmeden geçmemelisiniz. Kapısında süs eşyaları, kitaplar, kuru nane gibi bazı otlar satılıyor. Avlunun hemen girişinde Mimar Sinan tarafından yapılan oldukça eski bir çeşme var. Depo kısmına yapılan beton ek dışında, çeşme kendisini günümüze kadar saklamayı başarmış. Caminin yakınında Canfeda Hatun Hamamı’nın kalıntısı da var. Akbaba Sultan gibi, Osmanlı dönemi yazarlarından Mithat Efendi de, bu köyde yaşamayı tercih etmiş. Bir çiftlik yaptıran Mithat Efendi’nin evinin kalıntıları ve bahçesindeki ödüllü ceviz ağaçları da görülebilir.
Akbaba, kestane ve ceviziyle de ünlü. Köyün kurulu olduğu vadide, eski zamanlarda kestane ve ceviz toplamaya gelen köylüler çadır kurarlarmış. Şimdi aynı yerde Beykoz Belediyesi, Ceviz Festivali düzenliyor. Bu yıl eylül ayında, festivalin ikincisi yapılacak. Ceviz ve kestane ağaçlarının gölgesinde piknik yapabileceğiniz gibi, asırlık çınarları da görmelisiniz. Köy, çoğu Fatih Sultan Mehmet zamanında dikilen 500-550 yaşındaki anıt ağaçlarla dolu.
Akbaba Köyü, su kaynakları bakımından zengin bir vadide bulunuyor. Sırmakeş, Aqua ve Haznedar sularının dolum tesisleri burada bulunuyor. Sırmakeş’in köyde üç çeşmesi var.
NE YENİR
Akbaba’nın kendisinden daha ünlü kır lokantaları var. Köyde mangal keyfi yapmak için kır lokantalarına gitmeniz gerekiyor, çünkü yeşil alanlarda ateş yakmak mümkün değil. Mangal için eti lokantalardan kiloyla alabilir veya dışarıdan getirebilirsiniz. O zaman lokanta size sadece mangal veriyor, içecek, salata gibi yiyeceklerin veya sadece masanın ücretini alıyor.
Şişman’ın Yeri, köyün en büyük ve en çok bilinen lokantası. Kendin pişir kendin ye usülü mangal yapabileceğiniz veya nefis kebaplardan tadabileceğiniz üç kır lokantası, bir de çay bahçesi var köyde. Merkezde bulunan Şişman’ın Yeri pazar günleri çok kalabalık oluyor. Mangalı kendiniz yapmak isterseniz burada etin kilosunu 25 YTL’ye veriyorlar. Kebap çeşitleri, et, tavuk ızgaralar da var menüde. Karışık kebap 10, tavuğun kilosu 15 YTL.
Akbabalı üç kadın arkadaşın açtığı Sarı Köşk isimli bir gözlemeci de var. Burada gözleme 1.50, kuzu şiş 8, köfte 4 YTL. Karalahana çorbası, mıhlama, laz böreği gibi yöresel yemekleri de yapıyorlar. Yemek için uğrayabileceğiniz diğer bir adres, daha sakin olan Sizin Yeriniz. Buranın 10 yıllık müdavimleri var. Burası yaklaşık 100 kişi kapasiteli. Ama pazar günleri çok yoğun olduğu için, önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor.
NASIL GİDİLİR
Otomobilinizle, Beykoz merkezden, Ortaçeşme-Akbaba istikametine devam edin, 7 km sonra köydesiniz. İETT’nin yeni başladığı mesire yeri seferleriyle, Üsküdar’dan, Akbaba’ya yakın bir nokta olan Kaymakdonduran’a kadar otobüsle ulaşmak mümkün. 08.00’de gelip, 17.00’de yine otobüsle dönülüyor. 135 Kavacık-Anadolu Feneri hatlı İETT otobüsü de Akbaba’dan geçiyor.
GEREKLİ TELEFONLAR
Sizin Yeriniz Kır Gazinosu: (216) 320 43 86
Sarı Köşk Ev Yemekleri ve Gözleme: (216) 320 57 39
Şişmanın Yeri Kır Gazinosu: (216) 320 43 74