GeriSeyahat PETRUS MU, DOM DOM KURŞUNU MU?…
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
PETRUS  MU, DOM DOM KURŞUNU MU?…

PETRUS MU, DOM DOM KURŞUNU MU?…

“Sevgili Serdar, Fransızlar’ın ünlü Petrus şarabı yüzünden nerdeyse bir içsavaş patladı, patlayacak. Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı ve arkadaşlarının kadehi yüz milyon liranın üstünde olan Petrus şarabundan birer yudum almaları, ardından gelen 5 milyarlık faturanın yarı yarıya düşürülmesi içsavaş nedeni olamaz ama kazın ayağı hiç de öyle değil.” diyor Sezai Bayar.


İşi büyütmek lazım. Nasılsa para devletin kasasından çıkmamış demek mümkün. Mümkün ama aldıkları maaşa göre böylesine pahalı bir şarabı öyle sipariş etmek bizim gibi fakir toplumlarda tartışmak gerek.

Gerçi Almanlar bile kendilerinden fazla Mercedes araba satın alıp kullanan Türkler’e şaşıyorlar ama paracıklarımız Alman kasalarına girdiği için de seviniyorlardır o da ayrı bir konu.

Bu Petrus tartışması beni 1980 darbe sonrasına götürdü.

Darbeciler ABD’den Dr. İsmail Kafesçioğlu’nu ithal ederek (Kemal Derviş’in davet edilmesi gibi) Türkiye Petrolleri Anonim Şirketi’nin (TPAO) Genel Müdürü yaparlar.

Petrol konusunda eğitimli Kafesçioğlu yıllarca ABD’de okumuş ve yaşamış biri.

TPAO’nun patronu olunca ilk işi yönetim kurulu üyeleriyle tanışmak için bir akşam yemeği vermektir.

Ankara’nın tanınmış restoranlarından Washington Restoran için rezervasyon yaptıırılır.

Genel Müdür dahil yedi üye bir güzel yerler içerler.

Fatura 15 Ocak 1982 tarihi itibariyle hatırlatayım 78 bin 400 lira.

Ben bu yemeğin haberini Hürriyet’in orta sayfasındaki (Bugünkü Fatih Altaylı’nın yeri) Bir Günün Hikayesi köşesinde “Fısıltılı fatura” bağlığı altında yazmıştım. Kısa bir haber

Genel Müdürlükte, yeni patronu yıpratmak için çıkarılmış ilk dedikodu türü fısıldaşma.

Aslında fatura çok ağır değil. Üstelik Petrus marka şarap da içilmiş değil.

Değil ama TPAO’nun çatı katında o zaman beş yıldızlı bir restoranı var. Genel Müdür Kafescioğlu yemeği burada değil de dışarda vermiş. Dahası 78 bin 400 liralık fatura da TPAO kayıtlarına geçmiş.

Aman efendim. Bu küçük anektod yayınlandıktan sonra Devlet ve askeri konsey başkanı Kenan Evren hemen harekete geçmez mi! Bu nasıl olurmuş diye, Kafescioğlu’ndan savunma istenmez mi!

Sevimli genel müdür iki paragraflık fatura için askeri konseye 16 sayfalık savunma yazısı yazar.

Yemeğin faziletlerinden bahseder. ABD’de bu tür yemeklerin doğal olduğunu anlatır. 

Hatta yabancı petrol şirket temsilcilerine verdiği bir yemek sayesinde İskenderun’da iki kuyu açılması için söz aldığını hatırlatır. Hatırlatır ama canı da çıkar.

Şimdi denebilir ki Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı parayı cepten ödemiş.

Vakıfbank’ın da beş yıldızlı tesisleri var, yemek orada yenmemiş ve Ankara’nın en pahalı yeri olduğu söylenen Şehir Kulübü’nde verilmiş.

Ama insaf ile söyleyelim. Aylık 5 milyar maaşına eş değer olan bir şarabı içmek, sonra fiyat kırmak için pazarlık yapmak bir devlet memuruna ne kadar yakışır. Asgari ücretin 250 milyonlarda seyrettiği bir ülkede bu şarabın mideye indirilişifakir fukara için domdom kurşunu çağrışımı yapmaz mı?

Sevgiler,

Sezai
False