Pablo Escobar'ın sakin ve huzurlu şehri: Medellin
Güney Amerika'nın en güzel ülkelerinden Kolombiya... Pablo Escobar ile biraz kötü anılsa da yaklaşık 2.5 milyon civarındaki nüfusuyla ikinci büyük şehri Medellin, tam bir cennet. Özellikle Escobar burada halk kahramanı... Nedeni ise çok ilginç. Rengârenk evleri, Kolombiya'nın hiçbir şehrinde bulunmayan metro ve teleferik hattıyla görülmeye değer birçok doğal güzelliğe sahip. Gittim gördüm. Sonuç; burası yaşanılacak yer.
Medellin'e İstanbul'dan Türk Hava Yolları'nın direkt uçuşları bulunsa da, eğer zaman sınırlamanız yoksa Avrupa aktarmalı uçuşlarla daha ucuza ulaşım sağlayabilirsiniz. Kolombiya'nın Türk vatandaşlarından 90 güne kadar vize istememesi de tatil planınızı kolaylaştıracak olan en önemli avantajlar arasında. Konaklama için ise sırt çantalı gezginlerin uğrak yeri olması dolayısıyla birçok hostel seçeneği mevcut. Ama genellikle 'Poblado bölgesinde' yer alıyorlar. Özellikle yalnız seyahat ediyorsanız, bu bölge gece gündüz hareketli olması nedeniyle kısa sürede sosyalleşmenizi sağlayacak.
Dünyanın en tehlikeli şehri
Medellin'e ilk indiğiniz andan itibaren gayet modern bir Güney Amerika şehri karşılıyor sizi. Ancak Aburra Vadisi üzerinde kurulmuş olan Medellin'in bir başka yüzü, yamaçlarda konumlanmış olan gecekondu bölgeleri... Dünya'nın en tehlikeli şehri ünvanını uzun zaman korumuş olan Medellin' de bu mahallelere ulaşım teleferikle sağlanıyor ve günümüzde istediğiniz zaman rahatlıkla gezebiliyorsunuz. Altın ve kahve ticaretinin gelişmesiyle zenginleşen Medellin, 1980'lerde Pablo Escobar' ın başrol oyuncusu olduğu uyuşturucu ticaretini bünyesine aldığı andan itibaren dünya üzerindeki rolünü tamamen değiştirmiş.
Uzun yıllar süren bu hakimiyet boyunca şehirdeki polisleri ve gardiyanları satın almış olan Escobar' ın yakalanması için Kolombiya hükümetinin ABD ile işbirliği yapması ve özel bir ekip ile Escobar'ın öldürülmesiyle dünyanın en tehlikeli şehri ünvanı da artık sona ermiş bulunuyor. Tarihi açısından çok önemli bir yere sahip olan Pablo Escobar'ın şu an müzeye çevrilmiş evini ziyaret edince daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Pablo Escobar'ın erkek kardeşi Roberto Escobar'da bu evde sizi karşılayanlar arasında bulunuyor. Yine de halkın Escobar'dan 'Halk kahramanı' olarak bahsetmesi de ilginç. Bu durum çok dikkatimi çekince birkaç yerel halkla konuştum. Nedeni şuymuş; zamanında fakir halkın çoğuna yeni evler yapmış ve maddi olarak destek vermiş. Haliyle bu durum onlar için kahramanlık için yeterli...
Rengârenk evleriyle Guatepe
İki saatlik uzaklıkta bulunan Guatepe'ye gittiğimde çok etkilendim. Buraya geldiğinizde görmeden dönmeyin derim. Rengârenk boyanmış evleri, ortama uygun sevimli kilisesi ve eğlenceli sokaklarıyla filmlerden fırlamış gibi minyatür bir şehir burası. Ancak bu şehri bu kadar ünlü kılan bir başka unsur da Guatepe'nin simgesi haline gelmiş olan gösterişli La Piedra tepesi...
1950'lerde bir grup maceraperest tarafından tırmanılmış olan bu tepenin inanılmaz manzarasından herkes faydalansın ve bu manzaranın tadını çıkarsın diye yapılan 650 adet merdiveni çıkmaya hazır olun derim. Merdivenleri çıktıktan sonra karşınıza çıkan manzara bütün yorgunluğunuzu alıyor. Çevresinde konumlandırılmış olan bir sürü hediyelik eşya dükkanını gezebilir, küçük hatıralarla buradan
ayrılabilirsiniz. Eğer "Guatepe'ye doyamadım" derseniz de bir çok konaklama seçeneği şehir merkezinde mevcut.
Adım başı bir müze
Şehir merkezinde bulunan dünyaca ünlü Kolombiyalı ressam Fernando Botero' nun müzesi de görülebilecek yerler arasında... Genellikle şişman karakter resimleri üzerinde çalışan Botero'nun müzesini gezerken hiç sıkılmayacağınızı garanti edebilirim. Özellikle bu kadar ünlü olmasında büyük etken olan şişman İsa ve Mona Lisa tabloları görmeden gelmemeniz gerekenler arasında.
Müzenin ön kısmında bulunan şişman insan ve hayvan figürlerinden oluşan heykel sergisiyse içeriye girmeden size ön bir bilgi verir nitelikte. Şehir merkezinde yapılan bütün aktiviteleri eğer isterseniz bir tur rehberi yardımıyla da gerçekleştirebiliyorsunuz. Bunun için kaldığınız hosteldeki ücretsiz şehir turu saatini öğrenmeniz yeterli. Yürüyerek yapılan bu turlar hem şehir hakkında daha detaylı bilgi edinmenizi hem de kısa sürede görülmesi gereken yerleri görmenizi sağlamak açısından yararlı olacaktır.
Botanik bahçede iguana keşfi
Şehir turları, müzeler ve çıkılan onca merdiven sonrası son olarak Medellin Botanik Bahçesi 'nde Kolombiya' da olmanızın bir diğer güzelliği olan inanılmaz lezzetli kahvenizi içip doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Bol oksijenin, güzel orkide bahçelerinin ve dev iguanaların arasında bu mola inanın size çok iyi gelecek.
Bahçede yürüyüş yaparken, altından geçtiğiniz ağaçların tepelerine dikkatle bakarsanız Güney Amerika'nın en sevimli canlıları Sloth'ı da görebilirsiniz. Hiç sesleri çıkmayan ve günün çoğunu uyuyarak geçiren tembel canlıları şanslıysanız uyanık yakalama ihtimaliniz var. Bahsettiğim dev iguanalar konusunda da binlerce olduklarını unutmayın ve zararsız olan bu canlıların her yerde olduklarını hesaba katıp öyle gezin ki huzurlu yürüyüşünüz huzursuz bitmesin.
Ne yenir, nerede eğlenilir?
Yeme içme konusuna gelince, eğer yerel Latin tarzı ile pişmiş yemekler denemek istiyorum derseniz bütün Güney Amerika şehirlerinde olan ve bir nevi pazar yeri anlamına gelen 'Mercado Center'lara gittiğiniz anda çok mutlu olacaksınız. Kolombiyalı kadınların pazar yeri içindeki yan yana dizilmiş büfelerinde, anne yemeği tadında yemekler sizi beklemekte. Özellikle tavuk yemeklerinin ağırlıkta olduğu bu küçük lokal yerlerde kişi başı iki dolara mis gibi yemekler yiyebilirsiniz.
Gece hayatında ise kapalı yerlerde zaman geçirmek istemiyorum diyenlerdeyseniz, şehir merkezinden kalkan çevresi açık 'Fiesta bus' adı verilen parti otobüsleri tam size göre. Hem bütün şehri gezebilir hem de otobüsteki canlı Latin müzikleri eşliğinde gecenin tadını çıkarabilirsiniz. Otobüse bindiğiniz andan itibaren elinize tutuşturulan Rom şişesine dikkat etmenizi öneririm çünkü kesinlikle şişede durduğu gibi durmuyor ve eğlencenin ritmine kaptırdığınız anda da ertesi gününüzü boş geçirtebiliyor.