Maya uygarlığının kalbi: Guatemala
Kuzeyinde Meksika, doğusunda Honduras ve Beliz, güneyinde de El Salvador'a sınırı olan Orta Amerika'nın doğa harikası ülkesi Guatemala'dayım. Eğer eski uygarlıklara meraklıysanız ya da doğa yürüyüşleri gezi rotanızda olmazsa olmazlardan ise bu ülke tam size göre. İşte Guatemala gezi rehberi...
Coğrafi konumu itibariyle birçok yanardağa ev sahipliği yapmasının yanı sıra Guatemala Kızılderilileri ve Avrupa'dan gelmiş olan İspanyolların kültürlerinin senteziyle, tarihi açıdan da görülmesi gereken ülkeler arasında. Guatemala'ya Türkiye'den direkt uçuş bulunmamakta ancak ABD vizesine sahipseniz aktarmalı uçuşlarla ülkeye ulaşımı sağlayabilirsiniz.
Ya da Avrupa aktarmalı uçuşlarla da Guatemala'ya giriş yapabilirsiniz. Ama aktarma yaptığınız Avrupa ülkesinin transit vize isteyip istemediğine dikkat etmeyi unutmayın. Guatemala, Türk vatandaşlarından 90 güne kadar vize istemiyor ve pasaportunuza basılan bu damgayla da diğer Orta Amerika ülkelerine rahatlıkla geçiş yapabiliyorsunuz.
DÜNYANIN EN BÜYÜK MAYA ŞEHRİ
1979'dan beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Guatemala'nın Peten bölgesindeki Tikal Ulusal Parkı, gezginlerin bu ülkeye geliş amaçlarında ilk sıralarda yer alıyor. Tarihinin MÖ 300'lü yıllara dayandığı ve dünyanın en büyük 'Maya Şehri' olarak kabul gören Tikal'in şu an gözüken kısmının sadece şehrin yüzde 20'si olduğu söyleniyor. Zamanında 10 bin civarı insana ev sahipliği yapmış olan bu gizemli şehri diğer Maya şehirlerinden ayıran en önemli özelliği ise 565 km. alana yayılmış olan bir yağmur ormanı içerisinde konumlanmış olması.
Guatemala City'den otobüsle sekiz saat uzaklıktaki Flores' e geçip oradan da sabah 4.30'da başlayan servislerle Tikal'e ulaşabilirsiniz. Tikal giriş biletlerinizi kapıdan alırken dikkat edeceğiniz tek nokta Guatemala para birimi olan Quetzal'dan başka bir parayla ödeme kabul etmemeleri.
Parkın içine girdiğiniz anda gerçek dünyadan uzaklaşmanız ve ortamın atmosferine adapte olabilmeniz için doğa zaten elinden geleni yapmış durumda. Boyları 70 metreye ulaşan ve Guatemala' nın ulusal ağacı kabul edilen 'Ceiba' ağaçlarının gösterişleri, tropikal kuşların sesleri ve rengârenk görüntüleri, daldan dala zıplayan maymunların yürürken üzerinize düşürdükleri yapraklar ve hepsinin sonucunda karşınıza çıkan kocaman bir piramit tapınak...
Tapınağı görür görmez gerçek dünyadan uzaklaşıp yüzyıllar önce yapılan dini törenler, ayinler, kutlamalar gözünüzde canlanıyor. Mayaların ölümden sonraki hayata inanmaları ve öldükten dört yıl sonra istedikleri hayata tekrar geri doğacakları inançlarıyla gönüllü olarak kurban seçilmek istemeleri bile Maya halkının kültürlerine ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor.
Şehirde dinsel törenlerin yapıldığı, siyasi konuların konuşulduğu ve yöneticilerin yaşadığı yerler ayrı noktalarda konumlandırılmış. Yapılırken kullanılan malzemelerin dayanıklı olmaması nedeniyle halkın yaşadığı yerler maalesef geçmişten günümüze gelememiş durumda.
Altı büyük tapınağın bulunduğu Tikal' de ilk ya da son gezmeniz gereken tapınak ise hiç şüphesiz 66 metre yüksekliğindeki, 180 adet merdivenle çıktığınız ve inanamayacak güzellikte bir manzaraya sahip olan 'Piramit 4'. Bu tapınakta, gün doğumu ya da gün batımı saatlerinde denk gelmek için elinizden geleni yapın derim. Ayrıca Grand Plaza olarak adlandırılmış olan büyük meydanda da, Kral Moon Double için yapılmış 44 metre yüksekliğinde bir tapınak ve tam karşısında da kralın eşi için yapılmış olan 38 metre yüksekliğindeki Mascarones adındaki 'Maskeler Tapınağı' bulunuyor.
Mayalarında aynı İnka halkı gibi şehirlerini neden terk ettikleri bilinmeyen ve üzerinde çok kafa yorulan bir konu olarak kalmış durumda ki bence ucu açık hikâyelerin olduğu geçmiş hayatlar, hayal gücünüzde sınır olmamasıyla seyahatinizin keyfine keyif katan çok önemli bir unsur.
Tikal' e girdiğiniz andan itibaren bırakın kendi hayatınızı, seslerin, el değmemiş yağmur ormanlarının ve sizden çok eski zamanlarda yaşamış olan insanların bulunduğu yerlerin ve kültürlerinin tadını çıkarın.