Önce enginar, sonra Urla...

Öneren, Beğendik Abi Lokantası’nı eşiyle birlikte işleten Handan Kaygusuzer, hayata geçiren ise Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar. Enginarın assolist olduğu yerde, konu başlığı da elbetteki yemek olur. Enginar dolma, enginar salatası, enginarlı levrek, baklalı enginar, enginar tatlısı sizi kolaylıkla baştan çıkarır. Enginardan 80 çeşit yemek yapma iddiasında olan Urlalıların, enginarlı suşi ve çiğ köftesi şaşkınlık yaratmıyor değil. Hayal gücünüzü enginarla sınırlandırmayın, ekmek dolması, ıspanak balığı, bal kabaklı sinkonta ve bamya kızartması gibi isimlerini ilk kez duyduğum ilginç yerel tatları es geçmeyin. O yüzden bu festival, ünlülerin konserlerinden başka birşeyin konuşulmadığı bazı benzerlerinden çok farklı. Zaten festivalin yazarı, çizeri, sanatçısı, ünlüsü de orada yaşadığı için, asla enginardan rol çalmıyorlar. Başkan Uyar da bu durumu “Bizim festivalde assolist göremezsiniz. Festivalin assolisti enginardır...” sözleriyle özetliyor.

Şarap, enginar, ot...

Festival heyecanını geride bırakıp, yarımadayı tanımaya karar verdiğimizde, hızla gündem oluşturan bir tatil yöresi görüyorsunuz. Sunulanlar bu kadar güzel ve cazip olunca, Urla da artık ‘geçilen değil’, ‘görülen yer’ statüsüne kavuşmuş. İzmir’den gelen araçların hızla Çeşme’ye geçtiğini gören yöre halkı için durum farklılaşmış... İskele Mahallesi (Ben Urla’nın merkezini burası sanıyordum. Bir Ankaralı olarak sahilden içerde olduğunu sonradan keşfettim) Demircili Plajı, Bademler Köyü, Barbaros Köyü, Özbek, Balıklıova ve Gülbahçe yeşil bir yol rotasıyla ziyaret edip, daha bakir mekânlara yelken açabilirsiniz. Altınköy plajı ise Ege coğrafyasında pek rastlamayacağınız ince kumla tropik etki yaratıyor. Tabi serin sularını hariç tutarsanız.

Urla’nın yeni konukları

Buranın hikâyesi sadece sakız enginarla bitmiyor. Urla’nın yeni planları var. Önce bölge için çok özel olan hurma zeytinin gen haritası çıkartıldı. Sırada, çilek ve kuşkonmaz üretimini planlayıp arttırmak var. Yerel otlarıyla yapılan lezzetleri yeterince tanıtamamaktan şikayetçiler. Urla şarapları ise iddiasını hepsinden önce ıspatlamış. Butik üretimle başlayan, daha sonra market raflarına giren, uluslararası ödüller alan Urla’nın en ünlü yedi üreticisi, Urla’nın bağ yolu haritasını çıkarmış. Urlice Şarapçılık, Urla Şarapcılık, Mozaik Şarapcılık, MMG Şarapçılık, USCA Şarapcılık, Limantepe Şarapçılık ve Urla Bağevi’ne elinizdeki haritayla ulaşıp, nefis şaraplar tadabilir ve bağ manzaları lokantalarda yemek yiyebilirsiniz.

Kadınlar her yerde

Urla’nın kadınları, bütün bu anlatılanların merkezinde duruyor. Enginar tarlasında, ilçedeki tüm lokantalardaki nefis yemeklerde, bağların kurulmasında, pazardaki satışta, Urla Sanat Sokağı’ndaki tüm atölyelerde, semarik kurslarında, Malgaca pazarında, bunu kimsesiz çocuklara yardıma dönüştürmek için kurulan tüm derneklerde kadınlar başrol üstleniyor.

İzmir, İstanbul ve Ankaralıların yaşam için tercih ettiği Urla’nın hızla artan nüfusunun, yörenin doğallığının bozulacağı endişesini yaşayanlar, gelenlerin alışkanlıklarını da ilçeye getirme korkusunu ifade ediyorlar.  AVM’lerden, towerlardan rezidanslardan kaçan bu kitle, ilçenin kötü yapılaşmasından endişe ediyor. Urla Belediyesi ise imar ve kat sınırı konusunda koydukları kurallara sıkı sıkı sadık olmayı vaadediyor. Umarız, Urla’nın üretici ve yaratıcı kadınları bu başdöndüren göçü yönetmeyi başarabilirler...