GeriSeyahat Ölmeden önce bir kere mutlaka: Absolut'la Ice Hotel
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Ölmeden önce bir kere mutlaka: Absolut'la Ice Hotel

Ölmeden önce bir kere mutlaka: Absolut'la Ice Hotel

Var işte yeryüzünde ölmeden önce mutlaka yapılması gereken şeyler! Afrika'ya gitmek, Uzakdoğu'yu görmek, Maldiv gibi bir tropik ada keyfi sürmek, Amazonlar’ı, Yağmur Ormanları'nı, Antarktika'yı keşfetmek. Ben Peru'ya bu kontenjandan gitmiştim mesela. Nepal'e de, Arjantin'e de. Guatemala'yı da aynı kontenjandan görmek isterim. Tanzanya’yı da, Madagaskar’ı da. Ve zırt-pırt gidemezsin böyle yerlere. Hem nakit hem vakit zengini değilsen tabii. Ama yaşadığın müddetçe ‘‘Ulan bir gidebilsem!’’ dediğin yerler vardır, hayalini kurarsın. En son James Bond filminde gördüğüm Ice Hotel gibi. Nerede olduğunu bile bilmiyordum ama kendi kendime ölmeden önce mutlaka bir kere gidilmesi gerekir diyordum. Absolut davet edince, bu fırsat hayatta kaçmaz dedim. Bir an bile düşünmedim. Ve gittim. ŞA HA NE bir deneyimdi...Nasıl yani...Yatak da mı buz? Buzun üstünde mi yatıyorsun yani? Yapışırsın ayol, donarsın ayol! Masa da mı buz? Koridorlar da mı buz? Bar da mı buz? Kilise de mi buz? Buzda mı evleniyorlar? Tiyatro da mı buz? Macbeth'i orada mı oynuyorlar? Her şey mi buz? Başka hiçbir şey yok mu? Aklımın alacağı şey değildi. Ama aklımın alamayacağı, bu kadar da değildi...*Daha ilk transfer anında sevindirik oldum. Uçaktan iniyorsun, astronot kıyafetlerine benzer şeyler giyiyorsun, çünkü hava eksi 30, gerçi güneşli, ama güneş batınca başına ne geleceğini bilmiyorsun, salak salak gülümsemeye devam ediyorsun. Verdikleri giysilerle sevimli bir lahanaya dönüyorsun. Zannediyorsun ki, otobüse binecen, oteline gidecen. Nah! ‘‘Buyrun, kar motosikletlerine’’ diyorlar.*Aklım uçuyor, aklım! Daha önce hiç böyle bir deneyim yaşamadım, kendimi Kuzey'de geçen James Bond filmlerinin birinde zannediyorum. Üstelik ben kullanıyorum. Kullanıyor muyum? Hayır, uçuyorum. İki saat, donmuş bir nehrin üzerinde gidiyorum, etraf çam ağaçları. Muazzam bir doğa. Daha ilk andan çok çok farklı bir şey yaşatıyorlar sana. Ama uyarıyorlar seni: ‘‘Giyebildiğin kadar kazak giy astronot kıyafetlerinin altına. Sakın kafandan şapkanı çıkarma. Eldivenlerine sahip ol, rüzgarda uçurma. Ayaklarına üç çorap üst üste giy...’’Yine de üşüdüm, an geldi parmak uçlarımı hissetmedim. Soğuktan konuşamaz hale geldim. Ki takdir edersiniz ki, bu durum benim kadar çenesi düşük birini zorluyor.Ne var ki, soğuğun etkisi merakın etkisinden daha az oluyor! Müthiş bir yerdeyim. Nasıl bir şey göreceğim? Nasıl bir yer, nasıl bir otel? Ben bu geceyi buzların içinde nasıl geçireceğim?(MACERANIN DEVAMI HAFTAYA)NEREDE?İsveç'in kuzeyinde.NASIL GİDİLİR?Stockholm'den Kiruna'ya uçuyorsun. Sonra kar motosikletleriyle Jukkasjarvi adındaki 700 kişinin yaşadığı bir köye geliyorsun. Geldin mi? O zaman her yıl kasım ayında ısı eksi 5'in altına düşmeye başladığında inşa edilen ve 5 ay sonra da eriyip giden Ice Hotel'i gördün. Gözünü alamıyorsun değil mi? Dünyanın en büyük ‘‘igloo’’su bu. Resmen bir sanat eseri. Torne nehrinden çıkarılan buzlardan yapılıyor. 3 bin ton buz kullanılıyor. Manyak bir işçilik yani. Deli işi. Bazıları Ice Hotel'i dünyanın 8. harikası olarak kabul ediyor. Her yıl odaları farklı sanatçılar dizayn ediyor. Ve her biri kendi yaratıcılığına göre ortaya bambaşka bir ‘‘rüya mekan’’ çıkarıyor.KAÇ ODA VAR?50 normal, 10 suit bulunuyor.KAÇ KİŞİ ZİYARET EDİYOR?6 aylık bir kış sezonunda 50 bin kişi ziyaret ediyor.KAÇ GECE KALINMASI TAVSİYE EDİLİYOR?Bir! Otelin dışı eksi 30 ama içi sıcak! Demek istiyorum ki, eksi 8 ile 5 arası değişiyor! Dipfriz gibi yani! Böyle bir tecrübenin bir geceden fazla yaşanması bir takım şeyleri zorlamak anlamına geliyor. GERÇEKTEN EVLENENLER VAR MI?Dolu. Biz oradayken de oldu. Gerdeğe buzların içindeki balayı suitinde giriyorlar. Çift kişilik bir uyku tulumunu paylaşıyorlar. Evlilik bu değil mi zaten, paylaşmak! O soğukta birbirlerine sarıldıkları kesin de, gerisini bilemem. Hayal dahi edemem!GECE UYURKEN BAŞINA EN EN EN KÖTÜ NE GELEBİLİYOR?Ama lütfen daha yeni başladık Ice Hotel maceralarına. Daha gelecek haftası var bunun. Yine de, şimdiden bir ‘‘teaser’’ vereyim: Tuvalete gitmek. Evet, o otelde gece konaklarken çişinin gelmesi başına gelebilecek en felaket şey. Resmen ölüm. Buz gibi bir havada, sen buz odanda, buzların üzerindeki uyku tulumunda yatarken, burnunu bile dışarı uzatmak istemezken, (uzatma donuyor zaten!), uyku tulumunun fermuarını açacaksın, dışarı çıkacaksın, o astronot kıyafetini üzerine tekrar giyeceksin, ayakkabılarını ayağına geçireceksin ve otelin buz koridorlarını bir başından sonuna kadar yürüyeceksin. Of yani. Yapma yani. Bira-mira sakın içme yani. Mis gibi bir Absolut Icebar var otelde. Zaten Absolut sponsorlardan biri. Votka iç. Pardon, herhangi bir votka değil, Absolut. Tavsiyem Absolut Vanilla. Henüz Türkiye'de yok, yakında gelecek ama...Bana kalsaydı bu yazıyı da kendi fotoğraflarımla donatırdım. Ama ne yazık ki, sevgilim yanımda değildi! Şansımı gelecek hafta deneyeceğim. Absolut'çular tarafından çekilen fotoğraflar haftaya elimde olacak. Donatmayı düşünüyorum...
False