Son Güncelleme:
Mısır’da hayal kırıklığına uğradım Beyrut’tan çok etkilendim
Oyuncu Nevra Serezli’nin öyle bir uçak korkusu var ki sadece uçağa bindiğinde değil, öncesindeki sürede de hasta oluyor. Bu yüzden birçok yere gidememiş ama sanmayın ki hanım hanımcık evinde oturuyor.Otomobille gidebildiği bütün şehirler, bütün ülkeler onun. Birkaç sene önce de kruvaziyer turlarını keşfetmiş. Şimdi Akdeniz’de dolanan gemilerin müdavimi olmuş durumda. Nevra Hanım biraz ‘Hadi hadi’ci, eşi Metin Serezli ona kıyasla daha rahat ama birbirlerinden ayrı bir seyahat düşünemiyorlar. Serezli çifti bu yaz yapılan Akdeniz turunda Beyrut’a giden ilk gemi olan Orient Queen kruvaziyer turundaki ilk yolculardandı. Nevra Serezli anlattı.Bu seyahatteki rotanız bayağı zenginmiş: Beyrut, Kahire, Limasol, Rodos, Mikonos... - Aynen öyle. Kuşadası’ndan başladık, ilk durağımız Lübnan’ın başkenti Beyrut’tu. Oradan geriye doğru geldik. Rodos ve Mikonos’u görmüştüm ama uçak korkum yüzünden diğer yerlere gidememiştim. Orient Queen bir kruvaziyer turunda Lübnan’a giden ilk gemi değil mi?- Evet, çünkü sahibi Lübnanlı bir yatırımcı. 19 yaşındaki kızı da gemide çalışıyordu. Her sabah üniformasını giyip, erkenden işe koyuluyordu. Ama ne çalışkanlık... Babam armatör, bu geminin sahibi demiyor kız. Sizin kaçıncı gemi yolculuğunuzdu bu?- Bundan önce üç tura daha gittim. Orient Queen muhteşemdi. Beş yıldızlı bir gemiydi ve gördüklerimin en iyisiydi. Daha evvel bindiklerim 30-40 yaşında gemilerdi. O kadar güzel değillerdi ama grubumuz ve rotamız iyi olduğu için sorun olmuyordu. Ama buna binince gördüğüm şıklık ve hoşluk karşısında şoke oldum resmen. Çok makul de bir fiyata, yüzen Çırağan Otel’de kalıyorum sandım.YIKINTILAR ARASINDAKİ MUHTEŞEM LOKANTAKahire’yi beğendiniz mi?- Mısır’da biraz sukut-u hayale uğradım. Ortalık pis, karmaşa çok. Piramitlerin çevresi o konsepte göre turistik anlamda düzenlenmemiş. Zaten piramidin hemen yanı çöplük. Nefesim kesilecek diye bekledim, olmayınca moralim bozuldu biraz. O devasa piramitler kum üstünde taş yığını gibi duruyor orada.Beyrut denizden bakınca nasıl bir şehir?- Liman Beyrut’ta İstanbul’daki gibi şehrin içinde. Ama denizden bakınca öyle İstanbul gibi etkileyici durmuyor. Modern binalar var, otantik bir yanı yok gibi duruyor. Gemiden inip de sokaklara dalınca görüyorsunuz o orijinal halleri. Özellikle çok kurşunlanmış, yıkılmış binalar çok etkiledi beni. Çok yakındaki bir sahil kasabasında yıkıntılar ve kalıntılar arasında muhteşem bir lokantada yemek yedik. Beyrut Ortadoğu’nun Paris’i mi hálá?- Paris’in veya çok modernleşmiş klasik Avrupa şehirlerinin yanında biraz köhne kalıyor artık. Ama son derece temiz. Fransız Meydanı diye bir yeri var, zaten oraya küçük Fransa diyorlar. Küçük kafelerle, butiklerle Paris ortamı yaratmışlar. Çok pahalı bir bölge. Beyrut tam bir tezatlar şehri. O pahalı butiklerin hemen yanında yıkık binalar var. Çok heybetli binalar yok ama eski devirlerden kalan çok güzel apartmanlar var. Beyrut, sokağıyla meydanıyla, kokusuyla ve insanıyla bana çok cazip geldi.Rodos ve Mikonos son duraklar mıydı?- Evet. Onlardan önce Kıbrıs’a uğradık. Limasol çok küçük bir şehir, yapacak çok fazla aktivite yok. Orada sokaklarda dolaşıp etrafa bakındık. Bol bol fotoğraf çektik. Bizim Kapalıçarşı havasında bir çarşıları var. Rodos’a Bodrum’dan 5-6 kere gitmiştim, harika bir yer. Hele kalenin içindeki eski şehir çok çok güzel. Bir de şehrin azıcık dışına doğru Kelebekler Vadisi var. Ben kelebek falan görmedim ama çok güzel. KÜÇÜK, HİÇBİR ŞEYİ YOK AMA ÇOK CEZBEDİCİMikonos nasıldı?- Mikonos, bu kadar küçük ve hiçbir şeyi olmayan bir adanın nasıl bu kadar cazip hale getirilebildiğinin en güzel örneklerinden biri herhalde. Gece hayatı çok keyifli. Yemekler nasıldı, gemi dışında yemekler yediniz mi?- Sabah ve akşamları gemide yiyorduk, zaten muhteşem bir büfe oluyordu. Öğlen yemeklerini çoğunlukla gittiğimiz şehirde yedik. Hepsinde de muhteşem şeyler tattık.Akşamları neler yaptınız?- Gemi seyahatlerinin tek kötü yanı, gittiğiniz şehrin gecesini yaşayamamanız. Ama Orient Queen o anlamda diğerlerinden daha iyiydi çünkü diğer hepsi akşam 7’de, 8’de kalkarken; bizimki gece yarısı kalkıyordu. Onun için şehirlerde akşam hayatının önemli bir kısmını görebildik. Bu seyahatin en iyi yanlarından biri de vizeye ihtiyaç olmamasıydı. Geceleri şehirde kalmadığımız için sorun olmuyordu. ÖNCE TÜRKİYE’Yİ GÖRMEK LAZIM36 senedir turneye çıkıyorum. Tüm Türkiye’yi en zor şartlarda gördüm. Bu birikimle şunu söyleyebilirim: Türkiye’nin üzerine hiçbir yer yok. Karadeniz’in yeşilini, Göreme’nin hissini, Akdeniz’in havasını hiçbir şeye değişmem. Önce Türkiye’yi görmek lazım. Ama yeni yerler, yeni kültürler insanın kafasını değiştirmek için çok cazip. Herkes bütçesine göre becerebildiğince seyahat etmeli.En sevdiği 5 yerSevi Svetlana Adası (Hırvatistan) Dubrovnik Santorini Adası Venedik Londraseyahatte ne okuyorKafasını rahatlatacak bir kitabı sadece bulunsun diye alıyor. Çünkü seyahatte tüm vaktini dolduruyor ve oturup kitap okumaya vakti kalmıyor. ne dinliyorEtrafı çok kalabalık ve gürültülü olduğunda CD çalarını çıkarıyor. Yunan müziklerini seviyor. Otomobil seyahatinde müziksiz bir an geçmiyor.ne yiyor, ne içiyor‘Gittiğim şehirlerde mutlaka yerel tatları, sokakta satılan şeyleri denerim. Beni asla bir Mc Donald’s’da göremezsiniz’ diyor.ne giyiyorÇok rahat giyiniyor ama eşofman bile giyse her daim şık. Yanında ayrıca mutlaka bir kokteyl elbisesi oluyor.neyle seyahat ediyorOtomobil ve gemi ile.nerede kalıyor‘Ben turneci olduğum için kutu gibi odada bile yatarım’ diyor. En lüks otel de, aile pansiyonu da onun için fark etmiyor. Yeter ki tuvaleti temiz olsun.çantasının olmazsa olmazlarıŞık bir elbise, ortopedik terlikler ve yürüyüş pabuçları, şemsiye, hırka, ağrı kesici; içinde törpüden seloteybe, makyaj malzemesinden dikiş setine kadar her şeyin olduğu minik çantası, bel veya sırt çantası, gözlük, şapka, güneş kremi.