Londra’nın caz mevsimi

Berlin, kuzeyindeki Kopenag, Stockholm, Oslo üçlüsünü bir kenara bırakırsak Avrupa’da caz atmosferiyle baş döndüren yegane şehirdir Londra. Kültür merkezlerinde, kulüplerde yıl boyu süren konserlerin yanı sıra cazın şehir içindeki dolaşımı da her müzikseverin rüyasına girebilecek niteliktedir. Dünyanın dört bir yanından gelen yetenekli sokak müzikçileri metro istasyonlarında, Thames kıyısında gün boyu çalar. Kitapçıların, plakçıların rafları göz kamaştırır. Caz söz konusu olduğunda, kültürel kimliği İngilizler kadar farklı uluslardan göçmenlerce biçimlendirilen Soho bölgesi gidilmesi gereken ilk semtlerden biridir. Görmüş geçmiş caz kulübü Ronnie Scott’s, Londra’nın en büyük müzik kitaplığı bölümüne sahip olan Foyle’s ve şehrin en köklü caz dükkanlarından Ray’s Jazz Shop, semte yolu düşen her müzik tutkununun görmesi gereken yerlerdir. Geç 18’inci yüzyıl sivil İngiliz mimarisi örneklerinin birbiri sıra yer aldığı bölge bir zamanlar İngiliz Kraliyet Ailesi’nin özel bahçesi olsa da şimdilerde sanat galerileri, tiyatrolar, ışıltılı gece kulüpleri ve yenilikçi restoranların mekanı.

ÜCRETSİZ KONSERLERDE YENİ İSİMLERİ KEŞFEDİN

Bertolt Brecht’in “3 Kuruşluk Opera”sında “Mack The Knife” şarkısıyla selam gönderdiği Soho bölgesinin dışında cazın ayak izlerini takip edecek olursak, gidilmesi gereken en önemli etkinlik şüphesiz Londra Caz Festivali’dir. Londra’nın sonbahardan kışa geçmeye hazırlandığı bir dönemde şehri iki hafta boyunca mavi notalarla süsleyen festival bu yıl da 11-20 Kasım arasında gerçekleşiyor.
Hergün en az 10 konser ve yan etkinliği ağırlayan festivalde kimi konserler saat 14.00’te başlıyor. Anasahne Thames Nehri kıyısındaki Royal Festival Hall ve Queen Elizabeth Hall. Festavalin ücretsiz konserinde de yeni yetenekleri keşfedebilirsiniz. Bir kadeh şarap ya da bira yudumlayarak dinleyeceğiniz ücretsiz konserlerden istediğinizde çıkıp aynı merkezdeki Southbank Centre’da sergi gezebilirsiniz. Gönlünüzden nehir kıyısını keşfetmek geçerse, bir zamanların elektrik santralı şimdilerin sanat müzesi Tate Modern’e doğru yürüyebilirsiniz. 15 dakikalık yürüme mesafesindeki görkemli müzenin koleksiyonu 20 ve 21’inci yüzyıl sanatından oluşuyor, sürekli sergiler ücretsiz. Yolunuz düşürse Picasso’nun meşhur 3 Müzisyen’ini, Fracis Bacon’un insan bedeninin etkileyici deformasyonlarını içeren duygusal resimlerini görmenizi öneririm.

BOROUGH’UN LEZZETLERİ

Acıkırsanız Tate Modern’in en üst katındaki kafe ve restoran eşsiz Thames manzarasıyla iyi bir alternatif. Özgün tatlar keşfetmek istiyorsanız kentin en eski pazarlarından Borough Market’e gidebilirsiniz. Yürüyüş mesafesindeki pazara metroyla da ulaşılıyor. Borough’daki çeşitlilik başınızı döndürecek. Ülkesel tezgahların yanı sıra İngiltere’nin yöresel lezzetlerine de yer veren bu pazarın her köşesinde yeni bir sürprizle karşılaşabilirsiniz. İtalyanların müthiş Ubriaco peyniri (şaraptan yapılan sarhoş peynir), Kuzey Denizi’nden gelen ve ayaküstü tezgahlarda atıştırabileceğiniz taze istiridyeler, yaban mantarı çorbası, onlarca çeşit tropik meyve ve çok daha fazlası meraklı damaklara ziyafet sunuyor. Mimarisiyle ilk bakışta onlarca filme ve romana konu olan İngiltere’nin ünlü tren istasyonu Paddington’ı anımsatan bu sevimli pazar sadece perşembe, cuma, cumartesi açık.
Soho, kültür - sanat, yeme içme ve müzik ve eğlence meraklıları için iyi bir adres. Soho’daki ünlü Ronnie Scott kulübü cazseverler için önemli bir çekim merkezi. 52 yıllık kulüp Thelonious Monk, Miles Davis, Dexter Gordon gibi efsaneleri ağırlamış. Her ne kadar yavaş servisiyle müşterisini kimi zaman canından bezdirse de, uyguladığı sıkı sessizlik politikası sayesinde çalınan her notayı duymak mümkün. Kulüp sabaha karşı saat 03.00’te kapanıyor. (www.ronniescotts.co.uk)

MC COY TYNER 12 KASIM’DA SAHNEDE

Londra Caz Festivali’nde, 10 günde 250 civarında etkinlik gerçekleştirilecek. Bu hafta sonu yolunuz düşerse cazın Marco Polo’su Stephan Micus’un, İngiliz caz piyano ekolünün genç dehası Kit Dowles ve olgun çınarı Stan Tracey, swing’in taçsız kralı Ray Gelato ya da cazın yaşayan efsanelerinden McCoy Tyner’ın konserlerini izleyebilirsiniz. Ayrıca Dave Brubeck’in üç oğlu babalarının eserlerini seslendirecek. Gelecek hafta sonu ise Scottish National Jazz Orchestra & Arild Andersen, serbest cazın en önemli isimlerinden biri olan Ornette Coleman ya da Emir Kusturica & The No Smoking Orchestra konserlerini dinleyebilirsiniz. (www.londonjazzfestival.org.uk)