Kaymak gibi asfaltta, sararan ormanda pedal çevirmenin zevkine doyamadım

İlk yurtdışı gezimi 2005’te, liseden mezun olduğum yıl yaptım. İzci ekibiyle, Yunanistan üzerinden İtalya’ya gittim. Çoğu çocuk, 140 kişilik ekiple pek tadını çıkaramadım. Yine de seyahat tutkusu, bu yolculukta içime kök saldı. 2006 ilkbaharında gençlik projesi kapsamında Polonya’ya gittim. Çocukluğumdan bu yana bisiklete biniyorum. 1996’da akşam karanlığında, otopark zincirine takılıp kafa travması geçirince ailem bisikleti yasakladı. 10 yıl sonra yenidenbisiklet turlarına başladım. Zamanla bisikletçilerden bir grup oluşturdum. Çoğunlukla beraber geziye çıkıyoruz. Üniversitede fotoğrafçılığı da kattım tutkularım arasına. Hedefim seyahat fotoğrafçılığı. İki blog açtım. TCDD lokomotifi fotoğraflarımı “Loco Turchia,” gezilerimi “Bisiklet Turları” bloglarımda yayımlıyorum. Bisiklet turlarında rampası az yolları seçiyorum. Güzergâhı doğal, tarihi güzelliklere göre belirliyorum. Bir günlük gezi, her şey dahil 30-40 TL’ye mal oluyor.

KANDIRA YOLU SORUNSUZ

Trenle ulaştığımız İzmit’ten, Kerpe 60 kilometre. İlk 10 kilometre yerleşimlerden geçiyor. Sonra, Kandıra yolunun sakinliği başlıyor. Asfalt bisiklet için güvenli, temiz. Trafiği hafta içinde sakin. Dalca Köyü haricinde köpek riski yok. Bu yolu gece de bisikletle geçebilirsiniz. İzmit çıkışı ve Kandıra girişindeki benzincilerde, yol boyunca sıralanan gözlemeci, mısırcıda mola verebilirsiniz. İnişli çıkışlı olmasına rağmen asfalt kaymak gibi, yol geniş. İzmit Ovası birkaç kilometre sürüyor. Sonra tatlı sert eğimlerdeki yedi kilometrelik yokuşlu bölge başlıyor. İniş ve düzlüğün ardından Kandıra’ya 20 kilometre kalaya kadar hafif bir yokuş uzanıyor. Kandıra Cezaevi yakınında tekrar iniş başlıyor. Bu noktadan Akçaova-Ağva-Şile istikametine giden alternatif yolun girişi var. Alternatif yol da kaymak gibi asfaltlı, nefis bir güzergâh. Anayoldan ayrılmazsanız sizi Ütük Göleti’nde müthiş bir manzara bekliyor. Yol çıkış ağırlıklı olarak Koruklar Köyü’nden geçiyor. Kandıra’nın merkezine girmeden devam ediyor. Eğer mola vermek istiyorsanız, Ağva-Kaynarca-Adapazarı sapağından girin. Bir kaç yüz metre sonra Kandıra çarşısında olursunuz. Meşhur yoğurdunu mutlaka tadın.

Kandıra-Kefken karayolu biraz daha dar olmakla birlikte, asfaltı kaymak gibi. Yorucu olmayan iniş ve çıkışlarla Babatepesi sapağına ulaşıyorsunuz. Tepede Osmanlıların ilk döneminde Kocaeli bölgesini fetheden komutanlardan Akçakoca’nın anıt mezarı var. Anayoldan yaklaşık iki kilometre ileride. Tepenin manzarası çok güzel. Pazarbaşı Burnu’nu Kefken’i görüyorsunuz.

Babatepe’den yokuş aşağı inip, Kerpe’ye dört kilometre kala Kefken yolundan ayrılıyorsunuz. İniş ağırlıklı, dar ve düz bir yoldan ilerliyorsunuz. İki kilometre kala, Kerpe kuşbakışı gözüküyor.

KERPE’NİN ORMAN PARKURU

Kerpe’de pansiyon seçeneği bol. Yüksek standartlı bir otel, birkaç kamp alanı var. Yazın, hafta içinde sakin. Kerpe çevresindeki orman yolları, bisiklet için cazip parkurlar sunuyor. Sonbaharda sararan yaprakların arasında pedal çevirmeye doyum olmuyor. Denizi oldukça güvenli. Kumu ince taneli ve sert yapılı olduğundan, dalgalıyken bile kum ayağınızın altından kaymıyor.