İskender Baydar
Son Güncelleme:
Karayipler bileti Çeşme’den gemide en iyi hizmet Türkler’den
Bu haberde dünyanın en büyük yolcu gemisi var. İzmir Çeşme var. Amerika Miami var. Karayipler var. Lezzetli yeme-içme seçenekleri var. İnanılmaz şovlar var. Türk gençlerinin başarı öyküleri var. Çalışana saygı var. Daha ne olsun...
Uzun yıllar zihinlerimize kelepçe vuran ‘Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyüğü’ kriteri anlamını yitireli çok oldu.
Türkiye’nin kendisi de, vizyonu da büyüdü. Artık ‘Dünyanın en büyüğü’ unvanını taşımayan hiçbir şey bizi heyecanlandırmıyor.
Bu nedenle, dünyanın en büyük yolcu gemisi Allure of the Seas’in ilk seferinde yer almak için İstanbul’dan yola çıktık. İstikametimiz Miami’ydi. Oradan demir alıp Karayipler ve Bahamalar arasında kısa bir tur yaptık. Bakın neler yaşadık:
GEMİ DEĞİL ADETA YÜZEN İSTİNYEPARK
Gemi denilince aklınıza şehir hatları vapuru geliyorsa belleğinizi boşaltın. Çünkü, Royal Caribbean şirketine ait, 1 buçuk milyar dolara mal olan Allure of the Seas tam 362 metre uzunluğunda ve 64 metre genişliğinde. 17 katlı. 225 bin gross ton ağırlığında.
Bu ağırlığın size daha net bir fikir vermesi açısından şu örneği yazmakta fayda var: Meşhur Titanic 46 bin gross tondu.
Gemide 2 bin 700 kabin var. Yolcu kapasitesi 6 bin 360 kişi. Personelle birlikte geminin nüfusu 10 bine yaklaşıyor.
18 güverte, golf sahası, sörf havuzları, kaya tırmanma duvarları, jogging parkuru, buz pateni pisti, 2 bin kişilik tiyatro, 12 bin 175 farklı bitkiyi barındıran Central Park, ‘fine dining’ hizmeti veren 10 özel restoran, casino, atlı karınca, çok sayıda bar, cafe gemide bulunan mekan ve hizmetlerden sadece bazıları.
Gemide her gün konser, stand-up gösterisi, özel kurslar, yarışmalar dahil 300’e yakın etkinlik düzenleniyor. Her zevke göre alternatif var. Animasyon, tatil köyü tarzı değil. Mesela bizim konakladığımız tarihlerde orijinal Chicago Müzikali sahneleniyordu. Hele, kule atlama, dans ve akrobasinin harmanlandığı Oceanaria adlı gemiye özel bir şov vardı ki, insan gördüklerinin fiziken mümkün olabileceğine inanmakta zorlanıyor.
İZMİR’DEN ERHAN ANTALYA’DAN İPEK
Yeni geminin çıkacağı ilk sefer, şirket için de, çalışanlar için de ayrı bir öneme sahip. Çünkü, Royal Caribbean bünyesindeki 30 bini aşkın personel içinden en iyileri ve başarılıları ilk seferde yer alıyor. Bu nedenle önemli bir ayrıcalık.
Açılışta tam 68 ayrı milletten çalışan vardı. Ve bunların 28’i Türk’tü.
İlk karşılaştığımız Türk, bileğinden dirseğine kadar uzanan Kemal Atatürk dövmesiyle servis yapan İzmirli garson Erhan’dı... Antalyalı eşi İpek de başka bir restoranda görevliydi. Hayatlarından memnunlar. Hedefleri, ev alacak parayı biriktirdikten sonra memlekete geri dönmek.
Aklınıza şu soru gelebilir: “Garsonluk yaparak ev parası biriktirilebilir mi?”
Eğer gemide çalışıyorsanız cevap evet. Yolcular, gemiye binmeden bahşiş bedelini peşin olarak ödüyor. Herkes, yaptığı göreve göre bu bahşişten pay alıyor. Kominin eline ayda ortalama 2 bin 500 dolar geçiyor. Garsonun kazancı 4 bin dolar civarında. Yiyecek-içecek bölümündeki personel piramidinin tepesindeyse 2 kişi bulunuyor. Onların maaşı 12’şer bin dolar.
MÖNÜDE 7 BİN 800 DOLARLIK ŞARAP VAR
Allure of the Seas’i farklı kılan verdiği hizmetin kalitesi. Özellikle de ‘fine dining’ sunulan özel restoranları. Daha önce de bahsettiğimiz gibi 10 ayrı özel restoran var. Bunların en özeli Central Park 150. Sadece dekorasyonuna 2 buçuk milyon dolar harcanmış. Masada sizi elde üretilmiş 24 ayar altın suyuyla boyanmış 250 dolarlık suplalar karşılıyor. Mönüde en ucuz şarap 42 dolar. Üst sınır 7 bin 800 dolar. Unutmadan hatırlatalım, gemide vergi olmadığı için fiyatlar bu düzeyde. Aynı şarabı Miami’de içmenin bedeli takriben 20 bin dolar.
Central Park 150’nin mutfağı, Food and Wine Magazine tarafından 2006’da ‘En İyi Genç Şef’ seçilen Maureen ‘Molly’ Brandt’e emanet. En büyük patronsa Samsunlu Mustafa Şen... Başta Central Park 150 olmak üzere tüm özel restoranlar Şen’e bağlı.
KARADENİZ’DEN KAÇTI OKYANUSLARA DÜŞTÜ
Mustafa Şen, 10 çocuklu bir ailenin parçası. Abileri balıkçı. Normalde onu bekleyen iş Karadeniz’de hamsi peşinde koşmaktı. Ama deniz tuttuğu için genç yaşta Samsun’dan çıkıp Bodrum’a çalışmaya gitti. Çeşitli otellerde görev yaptı. Bundan 14 yıl önce, cruise gemilerine sınavla personel alındığını duydu. Geceyarısı Bodrum’dan otobüse atlayıp İstanbul’da mülakata girdi. Ve kazandı. Komi olarak işe başladı. Hızla yükseldi. Önce garson, sonra şef garson, sonra restoran sorumlusu oldu. Mustafa’daki çalışma aşkına inanan şirket onu Amerika’da okula gönderdi. Yeme-içme konusundaki pratik becerisini teorik eğitimle pekiştirdi. 14 yılın sonunda da 10 özel restoranı ona emanet etti.
İşinden bahsederken gözleri parlıyor. Ana prensip her müşteriye aynı davranmak. Gelip su da içse, en pahalı şarabı da sipariş verse herkes eşit muamele görüyor.
Bizimle aynı tarihlerde şirketin başkanı da gemideydi. Sabah kahvaltısında herkesle birlikte sıraya girdi, herkesle aynı servisi aldı. Aynı dakikalarda, şirketin CEO’su yolcularla masa tenisi oynuyordu.
Gemide tüm açık büfe restoranlar ve alakart servis yapılan 3 bin kişilik ana restoranda yemekler tur fiyatına dahil. Özel restoranlardaysa kuver ücreti alınıyor. Bu, İtalyan restoranı için 15 dolar, şefi Çanakkaleli Barış, garsonları Adıyaman’dan Levend, Ordu’dan Erdin olan Grosh Grill için 25 dolar, Central Park 150 için 35 dolar. Tüm tatil boyunca içecekler ekstra. Fikir vermesi için söylemek gerekirse mojito 7 dolar, bira 5 dolar.
ÇEŞME’DE İKİ HAFTA KAL KARAYİPLER BEDAVA
Royal Caribbean’ın Türkiye ofisi üstünden Miami’de bir gece artı gemide 7 gecelik kalmanın bedeli, uçak dahil kişi başı 2 bin Euro civarında. Bu fiyata uçakla ulaşım ve transferler de dahil.
Ama Karayipler’e gitmenin başka bir yolu daha var. Bu yaz, 1 Haziran-30 Eylül arasında Çeşme Sheraton’da iki hafta konaklayan herkes, önümüzdeki Kurban Bayramı’nda, dünyanın en büyük gemisiyle bir haftalık Karayip turu yapma hakkı kazanıyor. İki haftalık süreyi bölerek kullanmak da mümkün. Çeşme Sheraton’da bu kampanya için belirlenen kişi başı gecelik ücret 295 lira.
Türkiye’nin kendisi de, vizyonu da büyüdü. Artık ‘Dünyanın en büyüğü’ unvanını taşımayan hiçbir şey bizi heyecanlandırmıyor.
Bu nedenle, dünyanın en büyük yolcu gemisi Allure of the Seas’in ilk seferinde yer almak için İstanbul’dan yola çıktık. İstikametimiz Miami’ydi. Oradan demir alıp Karayipler ve Bahamalar arasında kısa bir tur yaptık. Bakın neler yaşadık:
GEMİ DEĞİL ADETA YÜZEN İSTİNYEPARK
Gemi denilince aklınıza şehir hatları vapuru geliyorsa belleğinizi boşaltın. Çünkü, Royal Caribbean şirketine ait, 1 buçuk milyar dolara mal olan Allure of the Seas tam 362 metre uzunluğunda ve 64 metre genişliğinde. 17 katlı. 225 bin gross ton ağırlığında.
Bu ağırlığın size daha net bir fikir vermesi açısından şu örneği yazmakta fayda var: Meşhur Titanic 46 bin gross tondu.
Gemide 2 bin 700 kabin var. Yolcu kapasitesi 6 bin 360 kişi. Personelle birlikte geminin nüfusu 10 bine yaklaşıyor.
18 güverte, golf sahası, sörf havuzları, kaya tırmanma duvarları, jogging parkuru, buz pateni pisti, 2 bin kişilik tiyatro, 12 bin 175 farklı bitkiyi barındıran Central Park, ‘fine dining’ hizmeti veren 10 özel restoran, casino, atlı karınca, çok sayıda bar, cafe gemide bulunan mekan ve hizmetlerden sadece bazıları.
Gemide her gün konser, stand-up gösterisi, özel kurslar, yarışmalar dahil 300’e yakın etkinlik düzenleniyor. Her zevke göre alternatif var. Animasyon, tatil köyü tarzı değil. Mesela bizim konakladığımız tarihlerde orijinal Chicago Müzikali sahneleniyordu. Hele, kule atlama, dans ve akrobasinin harmanlandığı Oceanaria adlı gemiye özel bir şov vardı ki, insan gördüklerinin fiziken mümkün olabileceğine inanmakta zorlanıyor.
İZMİR’DEN ERHAN ANTALYA’DAN İPEK
Yeni geminin çıkacağı ilk sefer, şirket için de, çalışanlar için de ayrı bir öneme sahip. Çünkü, Royal Caribbean bünyesindeki 30 bini aşkın personel içinden en iyileri ve başarılıları ilk seferde yer alıyor. Bu nedenle önemli bir ayrıcalık.
Açılışta tam 68 ayrı milletten çalışan vardı. Ve bunların 28’i Türk’tü.
İlk karşılaştığımız Türk, bileğinden dirseğine kadar uzanan Kemal Atatürk dövmesiyle servis yapan İzmirli garson Erhan’dı... Antalyalı eşi İpek de başka bir restoranda görevliydi. Hayatlarından memnunlar. Hedefleri, ev alacak parayı biriktirdikten sonra memlekete geri dönmek.
Aklınıza şu soru gelebilir: “Garsonluk yaparak ev parası biriktirilebilir mi?”
Eğer gemide çalışıyorsanız cevap evet. Yolcular, gemiye binmeden bahşiş bedelini peşin olarak ödüyor. Herkes, yaptığı göreve göre bu bahşişten pay alıyor. Kominin eline ayda ortalama 2 bin 500 dolar geçiyor. Garsonun kazancı 4 bin dolar civarında. Yiyecek-içecek bölümündeki personel piramidinin tepesindeyse 2 kişi bulunuyor. Onların maaşı 12’şer bin dolar.
MÖNÜDE 7 BİN 800 DOLARLIK ŞARAP VAR
Allure of the Seas’i farklı kılan verdiği hizmetin kalitesi. Özellikle de ‘fine dining’ sunulan özel restoranları. Daha önce de bahsettiğimiz gibi 10 ayrı özel restoran var. Bunların en özeli Central Park 150. Sadece dekorasyonuna 2 buçuk milyon dolar harcanmış. Masada sizi elde üretilmiş 24 ayar altın suyuyla boyanmış 250 dolarlık suplalar karşılıyor. Mönüde en ucuz şarap 42 dolar. Üst sınır 7 bin 800 dolar. Unutmadan hatırlatalım, gemide vergi olmadığı için fiyatlar bu düzeyde. Aynı şarabı Miami’de içmenin bedeli takriben 20 bin dolar.
Central Park 150’nin mutfağı, Food and Wine Magazine tarafından 2006’da ‘En İyi Genç Şef’ seçilen Maureen ‘Molly’ Brandt’e emanet. En büyük patronsa Samsunlu Mustafa Şen... Başta Central Park 150 olmak üzere tüm özel restoranlar Şen’e bağlı.
KARADENİZ’DEN KAÇTI OKYANUSLARA DÜŞTÜ
Mustafa Şen, 10 çocuklu bir ailenin parçası. Abileri balıkçı. Normalde onu bekleyen iş Karadeniz’de hamsi peşinde koşmaktı. Ama deniz tuttuğu için genç yaşta Samsun’dan çıkıp Bodrum’a çalışmaya gitti. Çeşitli otellerde görev yaptı. Bundan 14 yıl önce, cruise gemilerine sınavla personel alındığını duydu. Geceyarısı Bodrum’dan otobüse atlayıp İstanbul’da mülakata girdi. Ve kazandı. Komi olarak işe başladı. Hızla yükseldi. Önce garson, sonra şef garson, sonra restoran sorumlusu oldu. Mustafa’daki çalışma aşkına inanan şirket onu Amerika’da okula gönderdi. Yeme-içme konusundaki pratik becerisini teorik eğitimle pekiştirdi. 14 yılın sonunda da 10 özel restoranı ona emanet etti.
İşinden bahsederken gözleri parlıyor. Ana prensip her müşteriye aynı davranmak. Gelip su da içse, en pahalı şarabı da sipariş verse herkes eşit muamele görüyor.
Bizimle aynı tarihlerde şirketin başkanı da gemideydi. Sabah kahvaltısında herkesle birlikte sıraya girdi, herkesle aynı servisi aldı. Aynı dakikalarda, şirketin CEO’su yolcularla masa tenisi oynuyordu.
Gemide tüm açık büfe restoranlar ve alakart servis yapılan 3 bin kişilik ana restoranda yemekler tur fiyatına dahil. Özel restoranlardaysa kuver ücreti alınıyor. Bu, İtalyan restoranı için 15 dolar, şefi Çanakkaleli Barış, garsonları Adıyaman’dan Levend, Ordu’dan Erdin olan Grosh Grill için 25 dolar, Central Park 150 için 35 dolar. Tüm tatil boyunca içecekler ekstra. Fikir vermesi için söylemek gerekirse mojito 7 dolar, bira 5 dolar.
ÇEŞME’DE İKİ HAFTA KAL KARAYİPLER BEDAVA
Royal Caribbean’ın Türkiye ofisi üstünden Miami’de bir gece artı gemide 7 gecelik kalmanın bedeli, uçak dahil kişi başı 2 bin Euro civarında. Bu fiyata uçakla ulaşım ve transferler de dahil.
Ama Karayipler’e gitmenin başka bir yolu daha var. Bu yaz, 1 Haziran-30 Eylül arasında Çeşme Sheraton’da iki hafta konaklayan herkes, önümüzdeki Kurban Bayramı’nda, dünyanın en büyük gemisiyle bir haftalık Karayip turu yapma hakkı kazanıyor. İki haftalık süreyi bölerek kullanmak da mümkün. Çeşme Sheraton’da bu kampanya için belirlenen kişi başı gecelik ücret 295 lira.