Karadeniz’in cennet köşesi: Rize

Pontus Krallığı döneminde 'Sannika', Roma İmparatorluğu döneminde 'Pontus Polemoniacus', Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde 'Lazistan' olarak anılan Rize ve çevresinde yapılan araştırmalarda Yontma Taş Devri’nden sonra iskan görmüş Eski Tunç Devri’ne ait buluntulara rastlanmış. Bölgenin adı ilk defa Urartulu II. Sardur’un, M.Ö.765 yılında Çıldır Gölü'nün güneyinde yer alan Taşköprü Köyü üstündeki kayalıkta kazdırdığı çivi yazılı kitabede, ‘Kulki/Kulkha’ olarak geçmiş, sonraki Yunan kaynaklarında da ‘Kolk-Koldit’lerden bahsedilmiş.

Kimmer, Med ve Pers akınlarına uğrayan yöreyi MÖ 180'de Kral Pharnakes, MÖ 1. yüzyılda da Partlar ele geçirmiş, MS 10 yılında da Roma egemenliğine girmiş. Karadeniz-İran ticaret yolu üzerinde oluşu nedeniyle tarih boyu paylaşılamayan Rize, Bizans ve Sasaniler arasında birkaç kez el değiştirmiş. 1071’de Selçukluların eline geçtiyse de I. Haçlı Seferi sonrasında tekrar Bizans yönetimine girmir. Rize'nin bir kısmı 1461'de diğer yöreleri de 1509'da Osmanlı topraklarına katılmış. I. Dünya Savaşı sırasında, 9 Mart 1916'da Rus işgaline uğrayan Rize, Cumhuriyetin ilanından sonra, 1924 yılında il olmuş.

Ayder Yaylası

Rize’nin incisi bu muhteşem yayla, Çamlıhemşin ilçesinin 19 kilometre güneydoğusunda, deniz seviyesinden 1350 metre yüksekliğinde. Ayder Yaylası, ladin ve kayın ormanlarıyla kaplı.

Türlü çiçeklerden elde edilen balı ve şifalı kaplıcasıyla sırtını Kaçkar Dağları'na dayamış, yamaçları çamla örtülü olan, harika doğal güzellikleri olan cennetten bir köşe. 1987 yılında turizm bölgesi olarak ilan edilmiş, 1944'te ise Milli Park unvanını almış. Tracking ve rafting yapılan bu yöreye özellikle festival zamanlarında giderseniz, haziran ayı içinde gerçekleştirilen en büyük yayla şenliği olan Ayder Yayla Şenlikleri’nde keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.

Anzer Yaylası

Ünlü 'Anzer balının' üretildiği bölge olan Anzer Yaylası'nda yamaç paraşütü, zirve tırmanışları ve treking sporları yapılıyor.

Gözden KaçmasınFırtına Vadisi ve Ayder Yaylası’na turist akınıHaberi görüntüle

İkizdere’ye 35 kilometre mesafede yer alıyor. Endemik çiçek türlerinin güzelleştirdiği doğasıyla yerli ve yabancı turistlerin en çok rağbet ettiği yerlerden.

Fırtına Deresi

3932 metre yüksekliğindeki Kaçkar Dağları'nın Karadeniz’e bakan yamaçlarındaki derelerin birleşmesi ile oluşmuş. Ardeşen’in yaklaşık 2 kilometre batısında Karadeniz’e dökülen Fırtına Deresi, 57 kilometre uzunluğunda.

Çay bahçeleri içinden geçen, üzerindeki kemer köprülerle süslü Fırtına Deresi, raftinge elverişli parkurlara sahip. Adrenalin ve doğa tutkunlarının ilk tercih ettiği yerler arasında yer alıyor.

Andon

Doğal soda ve zemzem suyu olduğu bile iddia edilen Andon Suyunun mide, bağırsak hastalıklarına, böbrek rahatsızlıklarına ve romatizmal rahatsızlıklara iyi geldiği biliniyor. Kent merkezine 20 kilometre mesafede yer alıyor.

Zil Kale

Rize'de gezilecek yerler arasında en önemlilerden biri. Çamlıhemşin ilçe merkezinin 15 kilometre güneyinde yer alan Zil Kale, deniz seviyesinden 750 metre, dere yatağından da 100 metre yükseklikte 480 metrekarelik bir alan üzerine kurulu. Kale; dış surlar, orta surlar ve iç kaleden meydana gelmiş.

Zil Kale; Varoş Kale, Ciha Kale ve Kız Kale gibi hem yörenin, hem de Bayburt'a ulaşan önemli bir ortaçağ kervan yolu üzerinde güvenliği sağlıyordu. Osmanlıların bölgeyi fethinden sonra kale kullanılmaya devam etmiş. 16.yy başlarında hazırlanan tarih defterlerinde kalenin adı Kale-i Zir (Aşağı Kale) olarak geçiyor. İç kale içerisinde muhafız binası, şapel ve baş kule olan üç önemli yapı bulunur. İç kalede 1979 yılında iki adet el topu bulunmuş. Trabzon Müzesi’nde sergileniyor.

Mikron Köprüsü

Osmanlı döneminde inşa edilmiş olan Mikron Köprüsü, 30 metre uzunluğunda ve 12 metre yüksekliğinde. 1999 yılında Karayolları tarafından onarılan köprünün yapımında moloz ve kesme taş kullanılmış.

Rize Kalesi

Kale, şehir merkezinin güneybatısında 480 metrekarelik bir alan üzerine kurulu. İç ve aşağı kalelerden oluşur.

Gözden Kaçmasın8 adımda RizeHaberi görüntüle

İç kalenin I. Justinianus (527-565) döneminde, aşağı kalenin ise 13. yüzyılda inşa edildiği düşünülüyor. İç kale, aşağı kale, iç kale ile Atatürk Caddesi arasındaki dış kale kalıntıları ve surlar olarak dört bölümden oluşuyor.

Palovit Şelalesi

Kaçkar Dağları Milli Parkı içindeki doğal güzelliklerden biri olan Palovit Şelalesi bölgenin en yüksek debiye sahip şelalesi. Şelale yaklaşık 15-20 metrelik bir mesafeden dökülüyor.

Çat yönünden Zil Kalesi'ni geçtikten sonra yol ayrımından girerek şelaleye ulaşabilirsiniz. Yol ayrımından, araçlar için geçişin uygun olmaması sebebiyle yürüyerek gitmelisiniz.

Fotoğraflar: Visitrize, turkiyedegez