Karadeniz’de iki saklı cennet
Eylül ayında da bazen bir ağaç altına, bazen serin sulara atmak istiyoruz kendimizi. İstanbul’da yaşayıp da yakınlarında bunun için güzel, farklı yerler arıyorsanız sizi yeşille mavinin kucaklaştığı Karadeniz’in iki güzel sahil kasabası, Kefken ve Kerpe’ye götüreceğiz. Üstelik burada sadece deniz ve doğa yok, aynı zamanda binlerce yıllık kaya oluşumlarının görkemine de şahit olacaksınız.
Kefken, İzmit’in Kandıra ilçesine bağlı küçük bir sahil kasabası... Yaz aylarında sıcaktan bunalan İstanbulluların en güzel kaçamak noktalarından biri. Yakın olması sebebiyle günübirlik ya da hafta sonu gezileri için tercih edilen Kefken’e, denizi, doğası ve görselliği için gidenleri cezbedecek çok şey var.Kefken Pembe Kayalar
Her ne kadar güzel birçok plaja sahip olsa da Kefken en çok Pembe Kayalar’ıyla ünlü... Bu kayalar ismini, özellikle günbatımında büründüğü renklerden almış. Akşam saatlerinde burada hem kayaların kendine özgü rengini hem de günbatımı renklerini izlemek unutulmaz bir deneyim olacaktır. Doğal kaya oluşumlarından alınan parçaların bir zamanlar Sultanahmet Camisi gibi bazı önemli yapıların inşaatında kullanıldığı söyleniyor. Hemen yanındaki Yeşil Koy ise denize girmek için tercih edebileceğiniz tenha koylardan biri. Ancak üzerinde herhangi bir işletme yok.
Kefken’de denize girebileceğiniz yerlerin başında Cebeci Plajı geliyor. Mavi Bayraklı bir plaj olduğundan oldukça popüler bir yer. 5 kilometre uzunluğundaki sahilde konaklama, yeme-içme gibi tüm hizmetleri bulabiliyorsunuz.
Doğal havuz olarak anılan Kapri Plajı’nı da görmeden dönmemenizi öneririm. Kayalıkların arasındaki
bu oluşum çocuklu ailelere pek uygun değil ama gençler arasında oldukça popüler.
Çok yakınlarındaki yine kayalık denize sahip tertemiz Midye Koyu da yüzmek için güzel seçeneklerden biri. Bölgeye komşu Kumcağız Plajı ise kumsal ve sığ deniz sevenlerin tercih ettiği yerlerden.Kefken Adası
İki adadan biri burada
Kefken ile ilgili bir diğer güzel sürprizse Kefken Adası. Karadeniz’deki iki adadan biri olma özelliğini taşıyan ada, şu an 1. derece koruma alanı ilan edilmiş. Adada Cenevizlilerden kalma surları, Bizans ve Roma dönemi kalıntılarını görebiliyorsunuz. Burada artık sadece birkaç balıkçı ailesi yaşıyor. Giriş serbest, dilerseniz limandan kiralayacağınız teknelerle 10 dakikada adaya geçip, hem etrafı gezip hem de deniz keyfi yapabiliyorsunuz.
Bu kasaba İstanbul kadar İzmit ve Sakarya gibi birçok noktadan ziyaretçi çektiği için hafta sonları ve yaz aylarında oldukça yoğun oluyor. Sakin bir tatil yapmak istiyorsanız en azından hafta içi gitmeyi deneyebilirsiniz. Kefken doğal güzellikleriyle öne çıkan bir belde fakat merkezinde tatil beldelerinde görmeye alışık olduğunuz hareketli ambiyansı bulamayabilirsiniz... Ancak eğlencesi bol bir yerler arıyorsanız Kerpe bunun için daha doğru adres.
Kartal Kayalıkları ile ünlü Kerpe özellikle fotoğraf meraklıları tarafından oldukça rağbet gören bir yer. Karadeniz’in bu küçük balıkçı köyü son yıllarda doğa ve denizseverlerin ilgi noktası haline geldi. Küçük sahili, orman içi piknik alanları, balıkçı lokantaları ve o güzel kayalıklarıyla bu ilgiyi fazlasıyla hak eden yerlerden biri. Eski bir liman olan Kerpe, Bitinya Krallığı, Roma, Bizans ve Cenevizlilerin uğrak yerlerinden biriydi. Osmanlı dönemindeyse İstanbul’un odun ve kömür ihtiyacını karşılamış.
Doğa harikası oluşumlar
Kerpe özellikle yaz ve sonbahar aylarında doğayla iç içe olmak, yüzmek ya da küçük balık lokantalarında keyif yapmak için harika bir seçenek. Hatta Karadeniz’in efsanevi dalgalarında sörf ve paddle board yapma imkânınız da var. Merkezdeki Mavi Bayraklı Kerpe Halk Plajı sığ deniziyle özellikle çocuklu ailelerin tercih sebebi. Hemen yanındaki Sosyete Plajı ile aynı denizi paylaşıyor. Merkezin biraz dışında sadece kadınlara özel olan Kadınlar Plajı (Miço Koyu) da seçenekler arasında.
Kamp ve piknik için Kerpe civarında çok güzel alanlar var. Ömer Ağzı Kamp Alanı bunlardan biri. Hem müthiş güzellikte bir turkuvaz denize sahip hem de orman içindeki konumu sayesinde serinlik veriyor.
Kerpe’nin merkeziyse Ege’nin bir sahil kasabasını andırıyor. Kafeler, restoranlar ve küçük dükkânlarıyla buraya “Karadeniz’in Bodrum’u” diyenler de oluyor. Sahil boyunca biraz ilerlediğinizde yol sizi kayalıklara götürüyor. İşte burası Kerpe’nin en müthiş yeri; zira suyun yıllar içinde aşındırmasıyla oluşmuş adeta heykeli andıran bir doğa harikası çıkıyor karşınıza. Akıntıdan dolayı denize girmek tehlikeli ancak burada günbatımını seyretmenin verdiği keyfe doyulmuyor. Etrafındaysa gizli mağaralar olduğu söyleniyor.