Kaplıcalar diyarı
Hellenistik dönemden günümüze su perilerinin kutsadığı Yalova-Termal
İstanbul'dan pek fazla uzaklaşmadan ağaçla, çiçekle, akarsuyla, kuşla buluşmak isterseniz Yalova Termal'i unutmayın. Şifalı kaplıcalarıyla ünlü Termal'i, Şebnez İşigüzel VW Magazin Dergisi'nin güz 98 sayısına yazdı.
Yalova'ya 11 km. uzaklıktaki Termal, bir kaplıca şehri. Bir çam ormanını arkasına alan Termal, bakımlı bahçeleriyle de dinlendirici bir belde. Yolunuzu Termal'e düşürmek ise çok kolay. Arzunuz temiz hava alıp yeşillikler içinde yürüyüş yapmaksa, kaplıcaların nimetlerine de inanıyorsanız, bir hafta sonu rotanızı yalova'dan 20 dakika uzaklıktaki Termal'e çevirebilirsiniz. Termal'e ulaşmak için iki yol izleyebilirsiniz: Yenikapı-Yalova arasında çalışan feribotları tercih ederseniz, 45 dakikada Yalova'dasınız. Eskihisar-Topçular arasında çalışan feribot da hemen hemen aynı sürede karşıya varıyor. Topçular iskelesinden sonra Yalova'ya yarım saatte ulaşabilirsiniz.
Atatürk'ün verdiği emirle çınar ağaçlarıyla çevrelenen, virajsız ama oldukça dar yolda, keyifli bir yolculuktan sonra Termal'e ulaşıyorsunuz. Termal'de araçların kaplıca bölgesine girmesi yasak olduğundan, aracınızı kentin girişine park etmek zorundasınız. Her iki yanını ortanca çiçeklerinin süslediği kısa bir yürüyüş yolunu katederek, şifalı banyo ve hamamlara varıyorsunuz.
Şifalı sular efsanesi
Termal'in şifalı suları Hellenistik, roma ve Bizans döneminde de biliniyor. Tarihi bu kadar eskiye dayanan Termal'in bir efsanesinin olması da kaçınılmaz. Bunlar arasında en bildik efsane, Konstantinopolis Tekfuru Yanko'nun kızı Eleni'nin Termal'in sularında şifa bulması. Efsaneye göre Eleni, vücudunu kaplayan yaralar yüzünden Termal'e yerleşir, kendisine insanlardan uzak bir hayat kurur. Yaptığı yürüyüşler sırasında yaralı bir ceylanın her gün sıcak sularda yıkandığını ve gün geçtikçe yaralarının kapandığını fark eder. Aynı tedaviyi kendisine de uygular ve bu sayede vücudundaki yaralar iyileşir, sağlığına kavuşur. Kızı Eleni'nin iyileşmesine karşılık Tekfur, buraya halkın yararlanabileceği hamamlar yaptırır, böylece bugünün kaplıca şehri Termal'in temelleri atılmış olur.
Ancak bu efsane Hellenistik dönemden itibaren her dönemde uyarlanarak anlatılmış. Ferhad ile Şirin efsanesinin bile bu kaplıcalar şehrinde geçtiğini, Ferhad'ın buradaki bir dağı delerek şifalı sular akıttığına inanılmış. Termal, Roma döneminde tam anlamıyla bir kaplıca ve su şehri olmuş. Osmanlı döneminde ise restore edilmiş. Hatta Abdülmecit'in annesinin romatizmalarına burada şifa bulması üzerine Termal, en kapsamlı restorasyonunu da bu dönemde yaşamış.
Atatürk ihya etmiş
Bu şifalı su kentinin altın dönemi ise Cumhuriyet'in ilk yıllarına rastlıyor. Termal'de bir köşk yaptırıp burada dinlenen Atatürk, Termal'in bozulmadan gelişmesinde ve yeniden yapılanmasında etkili olmuş. Yalova'ya ve özellikle kaplıcaların bulunduğu bölgeye hayran olan Atatürk, buraya büyük ve görkemli bir otel yapılması emrini vermiş. Kendisine ait özel bir odanın da bulunduğu ve döneminin en büyük ve en lüks örneklerinden biri olan Termal Otel 1938'de tamamlanmış.
Termal Otel, 40 yılı aşkın bir süre Türkiye'nin kalburüstü kesimlerine hizmet verdi. Zemin katında yer alan terapi merkezindeki şifalı sular, doktor tavsiyesiyle banyo yapanlarla fizik tedavi görmek isteyenlere sağlık dağıttı. Eşsiz tablolar ve çin vazolarıyla donatılmış muhteşem oturma salonu, çigan müziği çalan daimi orkestrası, beyaz elbiseli garsonlarla profesyonel maitre d'hotel'lerin sizi şımarttığı büyük lokantası, nefis yemekleri, sıkıldığınızda kitap okuyup yazı yazabileceğiniz, sesiz ve bakımlı Mavi Salon'u, dönemine göre lüks düzenlenmiş odaları, Yalova'nın simgesi ortanca çiçeklerinin çevirdiği geniş verandası ve açık havuzuyla Termal Otel, konuklarına yıllarca unutulmaz güzellikte tatil olanağı sundu.
Termal Otel 1984 yılında yıktırıldı. Atatürk'ün özel odasındaki eşyalar, otelin bir üst caddesinde yer alan Atatürk Köşkü'ne taşındı. Lüks otomobillerin yanaşıp, yeni konuklarını önüne indirdiği otelin görkemli girişinde şimdi bir büfe, hamburger-ayran satıyor. Envai çeşit çiçeğin süslediği geniş verandanın küçük bir bölümünde, artık kapanmış bir pastanenin kalıntısı yatıyor. Bir zamanlar üzerinde görkemli bir otelin yükseldiği geniş arsa ise, halen otopark olarak hizmet veriyor.
Termal'e gelmeden az önce Üvezpınar Köyü'ne giden yola saparsanız, yaklaşık 7 km. sonra sizi harika bir sürpriz bekliyor.
Sudüşen Şelalesi
Sağlı sollu meyve ağaçlarının bulunduğu, yeni açılmış yoldan önce köyün meydanına ulaşacaksınız. Az ilerde ise daracık bir köprüyle karşılaşacaksınız. Arabanızı park edip, köprüyü yürüyerek geçin. Yaklaşık 500 metre ileride karşınıza aniden Sudüşen Şelalesi zıkıverecek. Yüksekliği 25 metreyi bulan şelalenin suları inanılmaz bir gece mavisi renginde. Üstelik suyu öylesine temiz, çevresi yüksek ağaçlarla öylesine gölgelenmiş ki, insan kendini periler ülkesinde hissediyor. Şelale ayrıca içindeki alabalıklarıyla da meşhur. (...)
Termal'de şifalı su kürü için pek çok seçeneğiniz var. Öncelikle kadın ve erkekler için ayrılan üç hamamdan birisine gidebilirsiniz. Bu hamamlar bildik Osmanlı hamamları olup, Yeni Hamam'ın Kadınlar Bölümü'ndeki göbek taşı çok görkemli. Termal'de isterseniz hamam ve banyo keyfinden başka, açık havuzda da yüzebilirsiniz. Açık havuz, kaplıca sularıyla doldurulduğundan, su sıcaklığı yaz-kış 37 dereceyi geçmiyor.
Siyatik romatizma, mantar gibi belirli rahatsızlıklardan mustaripseniz ‘‘Ayak Suyu’’, mide iltihabı, böbrek taşı gibi rahatsızlıklarınız varsa ‘‘Göz Suyu’’ size şifa verebilir.
Termal'de yapacağınız yürüyüşte, Romalılar döneminden kalma mezar ve heykellere de rastlayabilirsiniz. ‘‘Aşıklar Yolu’’ diye adlandırılan sarmaşıklarla örtülü yola tırmanan taş merdivenlerin önüyse ‘‘Termal Hatırası’’ bir fotoğraf için en uygun mekan.Yürüyüşünüzü Termal manzarasına hakim Aşıklar yolu'na kadar uzatırsanız, aynı yolun devamında bulunan Gökçedere Köyü'ne ulaşırsınız. Köydeki satıcılardan, mevsimine göre nane, kekik, ıhlamur, fındık, ceviz, böğürtlen ve ahududu alabilirsiniz.
1980'li yılların ortasında Arap turistlerin akınına uğrayan Termal, son yıllarda artık hata sonu için gelen konukları ağırlıyor. Zaten eski görkemli otellerin birçoğu ya kullanılmaz halde, ya yıktırılmış ya da başka amaçlarla (işçi lojmanı, Turban idare binası gibi) kullanıldığından, Termal'deki yatak sayısında ciddi bir düşüş yaşanmış. Halen faal olan iki oteli var: Çınar Otel ile Çamlık Otel. (...)
Dilek tutanlar için
Şifa bulma umudunun kol gezdiği bu kaplıca şehrinde dilek tutma geleneği, ‘‘Niyet Kemeri’’ adıyla kendine münasip bir yer bulmuş. Burada dilek dileme ritüeli, küçük bir taş parçasının kemerin duvarına yapıştırılmasından ibaret. İnanışa göre dilek tutacaksa, taş duvara yapışıyor, düşmüyor. Kemerin altından hamamlara giden sicık suyun etkisiyle her türlü dilek ‘‘tutcaak’’ müjdesi veriyor ister istemez. (...)