İzmirli risk almaz krediyle iş yapmaz

İzmir'in beklenen sanayi atılımını yapamadığı hep konuşulur. "İzmirli tembeldir, rantiyecidir" görüşlerine ne diyorsunuz?

- İzmir için yapılan bu değerlendirme haksız. Elbette daha iyisi olmalı ama bugün İzmir, dünyanın en hızlı gelişen dördüncü metropolü. ABD'deki düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nün iki hafta önce açıkladığı raporun sonucu bu.

Ama bazen İzmirliler de kendilerinin tembel olduğunu söyler...

- Yok öyle bir şey. Onlar içimizdeki İrlandalılar. Türkiye kimya sektörünün üçte biri, Türkiye’deki sıvı demir çelik üretiminin yarısı, yine ayakkabı üretiminin yarısı İzmir’de. Tekstilde, konfeksiyonda, tasarımda, gıdada, eğitimde İzmir’in gücü ortada. İzmir’de gelip kordonda dolaşır, balık yer, gidersen; İzmir’deki sanayiyi anlayamazsın. İzmir’in denizinden, mutfağından gözlerini alıp sanayi bölgelerini görmüyorlar.

İzmirli, Egeli işadamı profili nedir?

- İzmirli risk almaz. Kredi kullanarak iş yapmaz. Daha çok öz sermayeyle iş yapar ve aile şirketi yapısı hakimdir. İstanbul’da herkes finansman kullanıyor, kredi alıyor. Projenin tamamını krediyle yapıyor ve risk alabiliyor. İstanbul’da krediyle yapılan binlerce konutluk projelerin altına İzmirli girmez. Biz ya daha küçük projelere yöneliriz ya da büyük projeye birleşip gireriz. Zaten İstanbul gibi bir dünya metropolüyle 4.5 milyon nüfuslu İzmir’i karşılaştırmak hata. Üretimi, ticareti, eğitimi olan çok kültürlü bir şehir İzmir. İstanbul gibi olmayı da arzu etmeyiz. Turizmdeki gerilemeyi durdurduk, yüzde 40 büyüdük. Kruvaziyer turizmini yedi yılda sıfırdan 500 bin yolcunun üzerine çıkardık. Yeni bir liman ihtiyacı ortaya çıktı. Bu yapılınca 3 milyon yolcuya çıkacağız. Kongre turizminde ataktayız.

Peki turizmde gecikmenin nedenleri neydi?

- İzmir civarında sahil kesimi ikinci ev için kullanılır. İzmir’de, Antalya gibi hazine arazileri yoktu. Tatil köylerine arazi tahsis edilemedi. Antalya’da 300 civarında, İzmir’deyse altı tane tatil köyü var. Yatırımcıya tahsis edilecek koy yok; hepsi özel mülkiyet. Ayrıca doğal SİT alanı... İmara açılamadığı için yatırım da gelemiyor. Ayrıca İzmir çok sesli bir şehir. Projelere hemen itiraz yükselir. Ama biz buyuz; çok renkliyiz, çok demokratiğiz. Her konuda fikrimizi de çekinmeden söyleriz. Çok seslilikten gayet memnunuz.

KARİYER

Bakkal önünde bardacık sattım

* Çocukken Galatasaray galip geldiğinde futbolcu, hastalandığımda da doktor olmayı isterdim.

* Babamın dostu bir bakkalın önünde, sabah ağaçtan topladığım ve özenle dizdiğim bardacıkları (taze incir) sepette satarak ilk paramı kazandım.

* İnşaat, izolasyon taahhüt ve malzeme satışıyla iş hayatına atıldım.

* Genelde inşaat yani konut, organize bölge inşaatları yaptım. İlk işim inşaat malzemeleri satışıydı. Şarap ve rakı üretimi, ithalatı ve ihracatı da yapıyoruz.

* En çok zaman ayırdığım konu İzmir Ticaret Odası ile İzmir.

TOPLANTI

Önce dinler sonra karar veririm

* Her gün en az üç-beş saat, bazen de her saat başı toplantım olur.

* Maksimum iki saat sürmeli. Gereksiz uzayan toplantı sıkıcıdır. Toplantıyı ben yönetiyorsam uzamasına izin vermem.

* Önce dinlerim, fikirleri alırım sonra da karara dönüştürürüm.

* Toplantı için özel etkinlik yapmayız. Sadece İTO ve üniversitemiz için bazı vizyon belirleme toplantılarını şehir dışı otelde yapıyorum.

GÜNE BAŞLARKEN

Mutlu hissetmek zorundayım

* 05.45’te kalkıyorum. Beş-yedi saat uyku yetiyor.

* Kalktığımda zinde ve mutlu hissetmek zorundayım. Kesinlikle sabah insanıyım.

* Sabahları 30 dakikada arabaya binip işe gidecek şekilde hazırlanıyorum.

* İlk işim 07.00 gibi gazeteleri okumak, aynı anda TV’deki haberleri izlemek.

SPOR

Uygun rüzgârda yelken

* Sporla çok yoğun bir ilişkim yok.

* Sadece haftada iki defa koşu bandına çıkar yürürüm.

* Her uygun rüzgârda yelken yapmaya çalışırım.

* Lisede futbol oynardım ama amatörce.

* 30 yıl önce kayak yapıyordum ama uzun süredir hiç denemedim zaten vaktim de yok.

BESLENME

Sadece kendi pişirdiğimi yerim

* En sevdiğim yemek... Her türlü ot!

* Özellikle de yurtiçinde, yurtdışında değişik tatlar denemeyi severim.

* Kahvaltı ve öğle yemeğim yok, sadece akşam yemek yerim. Misafirim varsa öğlenleri yemek yerim, yoksa aklıma gelmez.

* Benim için en başta tabii ki Ege mutfağı geliyor, sonra diğer tüm mutfaklar.

* Evde sadece kendi pişirdiğim yemeği yerim. Kullandığım sebzelerin büyük kısmını bahçemde yetiştiriyorum, kendi tuttuğum balıkları pişiriyorum.

MEKÂN

İzmir'de bütün restoranlar güzel

* Mekan olarak çok fazla seçme özgürlüğüm yok.

* Et-balık fark etmez. Gidilen mekanda hijyen, lezzet, atmosfer, tasarım, hepsini önemserim.

* Değişiklikleri severim. Yeni yer denerim.

* İzmir’de bütün restoranlar güzel. İstanbul’da restoran keyfi yapmam. Ankara’da Trilye güzel.

* Aslında dışarıda keyifle yemem. Hiçbir yemek benimkinden iyi olamaz. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin Mutfak Sanatları Bölümü’nün yemeklerini beğendim.

TATİL 

Tekneyle ıssız adalara giderim

* Cumartesi pazarlarımı mümkünse kimseyle paylaşmam. Değerlendirme, planlama ve dinlenmeyle geçiririm.

* Onun dışında da her yıl yine yaz aylarında tekneyle bir tatil yapmaya özen gösteriyorum.

* Otel, yazlık ev değil, tekne severim.

* Tekneyle Ege’deki ıssız adalara, koylara gitmeye, denizde balık tutmaya düşkünüm. Deniz benim için büyük özgürlük ve dinlence.

* Ya da Urla’daki evimde geçirmeyi tercih ederim.

* Tatilde bütün aile maalesef çok az bir araya gelebiliyoruz.

OTOMOBİL

Murat 124’le başladım

* Otomobillere hiç düşkün değilim.

* İlk otomobilim Murat 124’tü.

* Eskiden Amerikan arabaları seçerdim. Şu anda Audi A6 kullanıyorum.

* Şoförüm var. Çünkü hep bir yere yetişmeye çalışıyorum.

* Sabah erken, akşam geç çıkarsanız trafikte sorun yok. İzmir’de trafik sorunu yaşamıyorum. İstanbul’da laptopla çalışıyorum trafiğe hiç bakmıyorum.

* Ailece fazla araba merakımız yok.

HOBİ

Mutfak ve çalışmak

* Hobilerim tekne, bahçeyle uğraşmak ve yemek yapmak.

* Hayatımın esası çalışmak ve mutfak. Zaten başka şeye vakit kalmıyor.

* Masam yarım bıraktığım ve okumadığım kitaplarla dolu.

* Klasik müzik dinlemeyi severim.