GeriSeyahat İstanbul için yunus vakti
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
İstanbul için yunus vakti

İstanbul için yunus vakti

Bahar geldi, insanın içine ışık doluyor. En soluk bakışlar bile kıpır kıpır, en somurtkanlar bile gülümsemesine hakim olamıyor.
Gülümsemek demişken, bir müjde de denizden: Yunuslar da İstanbul’a yöneldi.

Adalar açıklarında teknelerle yarışa başladılar bile. Tekne sahibi arkadaşlarımız denizden başlarını çıkarıp şebeklik yaptıklarını anlatıyor.
Ama tekne sahibi olmak şart değil. Vapurdan İstanbul’u seyrederken, sahilde yürüyüş yaparken bile 50 yunusluk bir sürüye rastlamanız mümkün. En iyi görüldükleri yer Marmara’dan gelişte toplandıkları Sarayburnu ve Cankurtaran açıkları ile Fenerbahçe Parkı.
Cankurtaran sahilindeki Sur Balık Lokantası’nın sahipleri, yunusların bazen kıyıdan 3-4 metre açığa kadar yaklaştığını söylüyor. Üstelik şov yapıyorlar. En komikleri de henüz sudan sıçramayı beceremeyen yavru yunuslar. Gerçi sıçramayı beceriyorlar ama düşüşler sorunlu. Balıklama dalacağına kimi zaman yan, kimi zaman da sırtüstü yapışıyor suya şaşkın Flipper’lar.
Bu hareketin nedeni balık sürüleri. Balık sürüleri Karadeniz’e doğru ilerledikçe peşlerinden yunusları da Boğaz’a çekiyor. Her yıl mart - mayıs aylarında.
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın yunuslar üzerine bir araştırması var. Yunus görenlerden yardım istiyorlar. Gördüğünüz yunusları onlara bildirirseniz, bu güzel yaratıkların sayı, tür, artış, azalış gibi envanter kaydının oluşturulmasına yardım edebilirsiniz. İsterseniz sadece mail atabilir ya da TÜDAV’ın internet sitesinden (tudav.org) form indirip, daha profesyonel bir doğa gözlemcisi olabilirsiniz. Çok basit. Formda şekillerle gösterilmiş şıklar var. Şıkları işaretliyorsunuz gördüğünüz yunusların, renk, boy, sayı, yüzgeç şekli, türü gibi bilgilerini kayıt altına almanızı sağlıyor.

Şehrin en seksi 3 noktası

Bazı gece kulüplerinin öyle bölümleri var ki, mekanın tamamı olmasa da, tam o noktası insanda tuhaf hisler galeyana getiriyor. Size de olur mu? Işığından mı, renginden mi, elektriğinden midir bilmem, insan el-kol hakimiyetini kaybediyor, yanımdakine daha bir dokunasım, daha bir sokulasım geliyor. Geçen gün oturdum, kendi TOP 3’ümü sıraladım. Sizin de varsa, bir mail atın, mekanların G noktalarını duyuralım.
1. THE HALL’UN BARI The Hall, Beyoğlu’nun sıkı performans mekanlarından biri. Retro Gogo, Gossip Girl gibi konsept partiler yapıyorlar, tıklım tıklım geçiyor. Kız sayısı hep erkekten fazladır. İlk gittiğimde The Hall’ün kırmızı barı aldı başımdan aklımı, diye yazmıştım. Barın etrafındaki aydınlatma tamamen kırmızı. İçki almak için bile gitseniz kırmızıdan resmen gözünüz dönüyor, acayip bir elektrik dolaşıyor. Bu akşam Şahane partisi var. (212) 244 87 36.
2. DIRTY’NİN KORİDORU Dirty orta halli bir elektronik mekanı. En önemli özelliği aynı anda iki DJ’i birden dinleyebilmeniz. Arka salonda progresif çalarken, ön tarafta trance takılabiliyorsunuz. Aradaki bağlantı ise muazzam bir koridor. Yaklaşık 25 metre, yeşil mavi lazerlerle aydınlatılıyor. Gerçi bu dekor Safran’dan kalma ama yürürken ayaklarınız yerden kesiliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Telefonu yok. Yeni Melek’in hemen yanında. Giriş 10 lira.
3. LOKAL’İN DİP MASASI İşte Asmalımescit’in minik ama cool lokantası. Lokal 4 yıl önce açıldı. Yazın sokak partileri güzel oluyor, mekanda ortam turuncu-kırmızı, en sevilen yeri en dipteki masası. Tayland yemekleri veriyorlar. En sevilen yemeği pat-thai. Bu da bir afrodizyak. Pirinç noodle’ının üstüne istiridye sos, fıstık ve karidesle yapıyorlar. 25 lira. Giderseniz mutlaka tuvaletine inin. Böylesini görmemişsinizdir, içinde disko topu var. (212) 245 57 43.

Bizans surlarının içinde denize 20 metre balıkçı

Cankurtaran sahilindeki Sur Balık, Kapalıçarşı mücevhercilerinin gizli yeri. Ağır misafirlerini falan burada ağırlıyorlar. Onun dışında Fulden Uras, Gamze Özçelik, İmam Altınbaş, Mubariz Mansimov, Ralf Tezman, GS’li Sabri gibi müdavimleri var. Erman Toroğlu kendi özel yöntemiyle kalkan pişirtiyor. Leyla Umar Sur Balık’a gittiğinde mutfağa girip kendi salatasını kendi hazırlıyor. Yemekleri o kadar tutuluyor ki, daha 4 yıllık olmalarına rağmen Arnavutköy’de şube açmaya hazırlanıyorlar.
Burası için internette “dikkat edin çok pahalı” diye yorumlar var. Gözüm korktu, gider gitmez ilk iş mönüdeki fiyatlara baktım ama bir balık lokantası için fahiş sayılacak bir şeye rastlamadım: En meşhur yemekleri balık Adana. Fiyatı 20 lira. Onun dışında salatalar 6-8, balık köfte 5, deniz mahsulleri kokoreç 20 lira. Kalkanın kilosuna 85, hamsi porsiyona 15 lira yazıyorlar.

GARSON ÖZAL’IN KANKASI ÇIKTI

Halden günlük alınan balıklar, girişteki balık mostrasında (tezgahında) sergileniyor. Kalkan, karides, kırlangıç, çupra, ne ararsanız var. Bunlardan balık pastırması, balık pirzola, balıklı pazı sarma gibi kendilerine özel yemekler yapıyorlar. Pazı sarma ve balık Adana gerçekten hafif ve lezzetli. Biraz kaloriyi göze alıyorsanız üstüne tatlı olarak volkanik isteyin. Tereyağıyla yaptıkları dondurmalı sıcak çikolata. Buna volkanik diyorlar.
Lokanta, Bizans surlarının içine kurulmuş üç katlı bir mekan. Bir tarafı boydan boya kale duvarı. Giderseniz garson olarak mutlaka Haydar Abi’yi isteyin. The Marmara’nın eski garsonuymuş. Özal bile arkadaşımdı diyor, ondan Turgut Özal anıları dinleyin. www.surbalik.com. (212) 517 53 02.

False