GeriSeyahat Humidor'un kadar konuş!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Humidor'un kadar konuş!

Humidor'un kadar konuş!

Elinizi vicdanınıza koyun ve cevap verin. Biz yıllarca Türk filmlerinden ne öğrendik? Puro denen şey, göbekli, sevimsiz, kötü niyetli zengin adamların içtiği, fakir ama mert adamların asla dokunmadığı zeytinyağlı yaprak sarmaya benzeyen tuhaf bir aksesuvar değil midir? Türk filmlerini unutun! Bunlar geçmişte kalmış. (Ya da hiç olmadılar) Artık göbeksiz, yakışıklı ve iyi niyetli adamlar da puro içiyor.

Le Cigare, gecenin geç başladığı, uzun sürdüğü bir yer. İstanbul 4. Levent'te Konaklar Mahallesi Meşeli Sokak’ta bulunan bu restoran şu günlerde çok moda. Üstelik başlık ve girişe aldanıp burada sadece fosur fosur puro içiliyor sanmayın. Aslında Fransız mutfağından enteresan enteresan yemeklerin sunulduğu şıkır şıkır bir restoran. Genelde insanlar saat dokuzdan sonra geliyor. Önce aşağı kattaki barda bir aperatif alınıyor, sonra üst kata çıkıp yemeğinizi yiyorsunuz. Fakat baştan söyleyelim biraz fazla şık bir yer. Yani öyle günlük kıyafetlerle gitmeye kalkarsanız biraz mahçup oluyorsunuz.

ÇATAL ÇATAL SERVİS

Le Cigare'ın en çok yenen yemekleri karidesli piliç ve bordolez soslu Tornedo'ymuş. Bonfileyi yumrukla dövüyorlar. Fakat oranın müdavimi havaları atmak istiyorsanız her şeyden önce soğan çorbası ısmarlayın. Sonra ne yerseniz yiyin. Ama galiba bizim gittiğimiz gece kimsenin böyle bir derdi yoktu. Gördüğümüz kadarıyla masada herkes başka bir yemek ısmarlıyor sonra da yanındakine bir çatal veriyor. Karşısındakinin yemeğini daha çok beğenen, olduğu gibi tabakları değişiyordu. Gittiğimiz gece denk geldiğimiz gazeteci-yazar Kürşat Başar, mesela yediği ördek salata ve bonfileyi nerdeyse bütün masaya çatal çatal servis yaptı.

Aşçımız Fransız. Yani koşulları fazla zorlayamıyorsunuz. Sahanda yumurtaya burada pek sıcak bakmıyorlar. Ama umutlarınızı tümden yok etmeyin. Ali Sabancı mesela, her geldiğinde mönüde olmadığı halde inatla Sezar Salatası istemiş. Sonunda aşçı pes etmiş ve mönüye sokmuş.

Le Cigare'da en çok sevilen aksesuvar üçlü deri puro kılıfı. Boş dolu farketmez, öyle elinizde taşıyın durun. Bir de Alain Mikli tarzı gözlük çok in.

Le Cigare'ın ortaklarından biri Abdullah Oğuz. O başlı başına enteresan bir adam zaten. Elinde purosu, Alain Mikli gözlükleri, ilginç takım elbiseleriyle bütün gece masadan masaya dolaşıyor, bir yandan sohbet ediyor bir yandan sanki iş bağlıyor. ‘‘Ben buraya beş dakkada ortak oldum. Benim çevrem gelsin diye... Öyle de oldu zaten...'' diyor. Lafın üstüne reklam dehamız Alinur Velidedeoğlu geliyor, Abdullah beyle gürültülü patırtılı bir şekilde kucaklaşıyorlar. Alinur Bey genelde jumbo karides ve levrek ızgara yiyenlerden. Hemen yanımızda bir popçu masası kuruluyor. Levent Yüksel en utangaç haliyle geliyor. O kadar utangaç ki tavuk ciğerli salata ve tornedosunu bile yarım bırakıyor. Ardından Mirkelam ve karısı, Gökhan Tepe ve Tarkan'ın eski menajeri Uygar... Yemekte en çok Mirkelam konuşuyor. O da konuşmaktan levrek ızgarasını bitiremiyor. Ondan başka herkes nedense pek suspus... Belki bar kısmında açılırlar diye umut ediyoruz ama orada da bir köşede ölü ölü durdular. Enerjilerini sahneye saklıyor herhalde.

POPÇULARIN AKINI

Le Cigare'ın tabii en mühim olayı yemekten sonra yapılan konyak ve puro servisi. Üstünde yirmi küsur konyak çeşidi olan bir araba ve yine on küsur çeşit puro olan bir kutu geliyor ve -Allahım- inanılmaz bir tören başlıyor o an. Bunun da tabii raconları var. Öyle kırk saatte seçmeyin puronuzu, evde çalışıp gelin. Sonra sabırlı olun. Öyle kolay yanmıyor onlar. Özel kibritler, puroyu sallamalar falan... Keyfini çıkarın... Bi de mümkünse öksürmeyin... Afiyet olsun!

Kutusu olanlar ve olmayanlar

Kutulu yani humidorlu, yani sigar saklama kasalı olmak mühim bir şey. Cem Uzan, Burak Kut, Cem Özer-Esin Maraşlıoğlu, Gökhan Çarmıklı, Nedim Keçeli ve Cem Şaşmaz ve Aslı Üstünkaya kutusu olanlar. İçleri dolu mu boş mu bilemeyiz ama hoş duruyor yani. Adnan Polat, Mehmet Ali Erbil, Erdal Matraş, İzzet Garih, Kaya Çilingiroğlu, Jülide Ateş, Güneri Cıvaoğlu, Metin Şen, Eren Talu-Defne Samyeli, Mustafa Koç kutusuz müdavimlerinden.

Eşiniz evde puro içtirmiyor mu? Kavga etmeye gerek yok. LE CIGARE hem dumanınıza hem de midenize kucak açıyor.

Bizim puro diye bildiğimiz sigarlar meğer hemen kurur, değerini kaybedermiş. O yüzden nemi ve ısısı ayarlı ‘‘humidor'' denen özel kasalarda saklanırmış. Yeterince havalı olmadığınızı düşünüyorsanız gidin Le Cigare'da bir humidor kiralayın, üstüne isminizi yazsınlar, gelen geçen ansın sizi! Arada yemek yemeyi unutmayın...

Le CIGARE kurallarI

Rezervasyon yaptırın

Puro demeyin, sigar deyin. Puro demek de doğru ama ötekisi daha havalı.

Dumanaltı olmaktan korkmayın. Havalandırma süper.

Tatlı olarak markiz yiyin. Fazla kaçırmayın, mideye oturtmayın.

Cep telefonu yerine üçlü deri puro kılıfı taşıyın.

Levent Yüksel gibi utangaç olmayın, kendinizi ezdirmeyin.

Havuz bölümüne çıkmayı hayal etmeyin, bahçede gürültü yapıp komşuları Abdullah Oğuz'un üzerine saldırtmayın.

Humidor tuttuysanız içini boş bırakmayın, arkadaşlara hava atacağım derken rezil olmayın!

Ali Sabancı gibi ısrarcı olun, mönüde olmayanı her seferinde isteyin, gül hatrınızı kullanın, mönüyü değiştirin!



False