Savaş ÖZBEY
Son Güncelleme:
Hazreti Muhammed’in atıyla indiği Hazreti İsa’nın canını verdiği şehir
Dünyanın akıl kaçırtmasıyla ünlü kaç şehri vardır? Bir tek! Kudüs Sendromu, bu şehri ziyaret eden turistlerin kapıldığı bir sinir hastalığı. 6000 yıllık şehrin dini birikimi, insanda öyle bir yoğunluk oluşturuyor ki etkisine giren, aniden kutsal kitaplardaki bir peygamber, özellikle de İncil’deki kişilerden biri olduğuna inanmaya başlıyor. Uyarıları dikkate almanızda yarar var, her yıl ortalama 150 kadar turistin yakalandığı bu sendrom size de çatabilir, tatil için gittiğiniz şehirden divane olarak çıkabilirsiniz.
Kente bir kruvaziyer turuyla gittiyseniz ve limandan Kudüs’e gitmek üzere bir taşıta bindiyseniz, son kararınızı vermek için bir saat kadar vaktiniz var. Üç büyük semavi dinin aynı anda kutsal saydıkları bu şehir, kıyı şeridinden 100 kilometre kadar içeride. Eğer bir Türk ziyaretçiyseniz sıkı durun: Hem bambaşka ve karmakarışık, hem de "daha dün Osmanlı" ve tanıdık bir şehre giriyorsunuz: Selamın ve barışın, cefa ile savaşın kenti: Kudüs.
Sahilden gelen yolu kullananlar, önce radikal Musevilerin yoğunlukta olduğu mahalleleri yalıyor. Buradan kıvrılarak haber bültenlerinden hatırlayacağınız Ramallah’ı sağda, son yemeğin yendiği Zeytin Dağı’nı arkada bırakıp Kudüs’e ulaşıyor; tanımanız çok kolay olacak: Şehri çevreleyen surlar son olarak Osmanlılar tarafından inşa edildi.
Kudüs’ü kendi kent geleneğimize göre iki bölüme ayırmak mümkün: Suriçi ve surdışı. Eski şehir olarak bilinen suriçinde Ermeni ve Hıristiyan mahallelerinin dar sokaklarından yürürken bir köşecik dönünce Musevi, sonra ne olduğunuzu bile anlamadan Musevi ve Arap mahallelerine gireceksiniz. Kokular, diller, sesler, renkler burada her şey apayrı ama her şey iç içe.
Musevi ve İseviler tarafından hacca gidilen Kudüs, Muhammedilerin de ilk kıblesi. Bu mahallede kutsal Mescid-i Aksa’yı kolayca farkedeceksiniz. Son hali yine Osmanlı yapısı olan kubbesi altından. Hem dış avlu kapısında, hem iç avlu kapısında Müslüman olduğunuz teyit edilecek. Aksi halde giremezsiniz. Zemin katındaki Muallak Taşı önemli: Hz. Davut, Tanrı’ya burada dua etmiş, Hz. Nuh’un gemisi tufandan sonra bu taşın üstüne oturmuş, Hz. Muhammed ise 621 yılında bir gece Mekke’deki Mescid-i Haram’dan atı Burak’la yedinci gök katına yükselip, Kudüs’e inmiş ve dönüşte atına bu taşın üstünden binmiş. Kıyamet günü İsrafil’in keçi boynuzundan şofarını bu taşın üstündenüfleyeceğine inanılıyor. Emevi Halifesi Abdülmelik, Hz. Muhammed’in binek taşının üstüne, 691’de Mescid-i Aksa’yı yaptırmış.
İkinci durağınız Hırıstiyanlar için önemli: Holy Sepulcher Kilisesi İsa Peygamber’in çarmıha gerildiğine inanılan yere inşa edilmiş. Kiliseye hakim olmak isteyen Hıristiyan mezhepleri arasındaki rekabeti ise yine Osmanlılar çözmüş: Her mezhebin başkanına kutsal noktaya eşit uzaklıkta bir taht yaptırıp, adaleti sağlamak için kilisenin anahtarı da bir Müslüman’a teslim edilmiş. İlginç, karmaşık ama çok tanıdık, Anadolulu bir çözüm.
Son durak ise meşhur Ağlama Duvarı. Burası da Museviler için kutsal. Bu duvarın Romalılar tarafından yıkılan tapınaklarının kalıntısı olduğuna inanılıyor ve yası tutuluyor. Ziyareti harem-selamlık. Sol tarafına sadece erkekler girebilir
EĞLENCE, YEMEKVE ALIŞVERİŞ SURDIŞINDA
Suriçini bitirdiyseniz, şimdi biraz günümüze gelelim. Eğer Kudüs’ün modern yüzünü tanımak, sokaklarda dolaşmak ve alışveriş yapmak istiyorsanız, istikametiniz eski şehrin batısı: Yeni Kudüs. 6 Gün Savaşları’ndan sonra oluşmaya başladı, geniş ve modern caddelerinde kendinizi Ortadoğu’da değil, yeşil, düzenli, medeni bir Batı başkentinde hissedeceksiniz.
Eğer İsrail’e iş bağlantısı yapmaya, çalışmaya gelmediyseniz Talpiot’u unutun, hiç size göre değil, bu kısım şehrin güneyindeki endüstri bölgesi. Buna mukabil kültür turizmini sevenlere iki alternatif var: Örgülü saçlarıyla dolaşan aşırı muhafazakarların bulunduğu ve Chareidi Jerussalem denilen kısım ile Müslümanlar’ın yaşadığı Doğu Kudüs.
Tarih ve kültürden yeterince payınızı aldıysanız, son iki alternatif var surdışındaki istikametlerde: Doğa ve köy hali sevenler için zeytinlikler arasındaki entel sayfiye Eim Kerem ile restoranların toplandığı güneydoğu ucundaki Emek Rafaim. Buraya gittiğinizde kendinizi İngilizce konuşanların arasında bulacaksınız.
ÜÇ NOKTA ÜÇ BÜYÜK ACI
á Zeytin Dağı: İşte tüylerinizi diken diken edecek bir ziyaret noktası. İsa Peygamber’in son yemeğini yediği bu tepede, yakalanıp çarmıha geriliş hikayesini dinleyecek, onun yürüdüğüne inanılan yolda çektiği acıları yüreğinizde hissedeceksiniz.
á Soykırım Müzesi: İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’da Musevilere karşı yaratılan vahşetin ayrıntılarının sergilendiği müze. Pek çok yazılı ve görsel mataryel sizi o günlerin karanlık ruhuna, karanlık bir ortamda taşıyor.
á Filistin Bölgesi: Özgürlük isteyen bir halkın yaşadığı ıstırabı görebileceğiniz canlı, naklen açıkhava müzesi. Filistinlilerin kendilerine ve başkalarının onlara yaptığı kötülüklere, itilmişliğe ve adaletsizliğe, isyanlarına tanık olacaksınız.
KUDÜS’TE BUNLARA DİKKAT
á Kılık-kıyafet: Farklı dinler için çok kutsal yerleri ziyaret edeceğiniz için muhafazakar giyinmeye özen gösterin. Bu, erkekler için uzun pantalon, kadınlar içinse dirsekleri kapatan, ön ve arka dekoltesi olmayan tişört ile dizlerin altına kadar inen etek anlamına geliyor. Başınızı örtecek bir başlık bulundurmanızda sadece ibadethaneler için değil, içlerinden geçeceğiniz her üç dinin ultra muhafazakar mahalleleri için de gerekli.
á Yeme-içme: İsrail son derece zengin bir mutfağa sahip. Filistin, Etiyopya, Ortadoğu ve Akdeniz mutfakları dışında Avrupa ve dünyanın her yerinden göçmüş Yahudilerin İsrail’e getirdikleri tadlar var. Yemeklerin hangi dinin usullerine göre hazırlandığı önemli. Her ürünün, her lokantanın bu tür sertifikaları var. Müslümanlar için helal ya da Museviler için koşer gıda sunuluyor, her müessese sertifika ibraz etmek zorunda.
á Zamanlama: Eğer Şabbat ve diğer Musevi bayramlarından birinde Kudüs’e giderseniz, elinizde sigara ya da elektronik bir aletle Sinagog ya da Mea Shearim gibi muhafazakar mahallelere ayak basmayın. Saygısızlık yapmış sayılırsınız. Camiler, mescitler de namaz zamanı diğer dinlerin üyelerine kapalı. Kudüs’ün her yeri herkese açık ama siz yine de Yahudi mahallesinden satın aldığınız hediyelik kippa başınızdayken Müslüman mahallesine girmeyin.
NASIL GEZMELİ?
Kudüs’ün büyük bölümünü yürüyerek gezebilirsiniz. Sıcakta yürümek istemiyorsanız, paranıza kıyıp taksiyle Eski Şehir’in girilmeyen birkaç bölümü hariç her yere ulaşabilirsiniz. Taksinizi dolmuşa çevirip, maliyeti azaltabilirsiniz. İkinci alternatif şehir turları. Merkezi Otobüs Garı’ndan kalkıyor turlar. En ucuz yöntem ise belediye otobüsleri. 99 numaralı otobüs kentin önemli yerlerinden geçen bir ring hat. 40 şekel’e bütün gün istediğiniz yerde inip sonra tekrar binme hakkı kazanabilirsiniz. Londra tipi iki katlı otobüs kullanıyorlar.
Sahilden gelen yolu kullananlar, önce radikal Musevilerin yoğunlukta olduğu mahalleleri yalıyor. Buradan kıvrılarak haber bültenlerinden hatırlayacağınız Ramallah’ı sağda, son yemeğin yendiği Zeytin Dağı’nı arkada bırakıp Kudüs’e ulaşıyor; tanımanız çok kolay olacak: Şehri çevreleyen surlar son olarak Osmanlılar tarafından inşa edildi.
Kudüs’ü kendi kent geleneğimize göre iki bölüme ayırmak mümkün: Suriçi ve surdışı. Eski şehir olarak bilinen suriçinde Ermeni ve Hıristiyan mahallelerinin dar sokaklarından yürürken bir köşecik dönünce Musevi, sonra ne olduğunuzu bile anlamadan Musevi ve Arap mahallelerine gireceksiniz. Kokular, diller, sesler, renkler burada her şey apayrı ama her şey iç içe.
Musevi ve İseviler tarafından hacca gidilen Kudüs, Muhammedilerin de ilk kıblesi. Bu mahallede kutsal Mescid-i Aksa’yı kolayca farkedeceksiniz. Son hali yine Osmanlı yapısı olan kubbesi altından. Hem dış avlu kapısında, hem iç avlu kapısında Müslüman olduğunuz teyit edilecek. Aksi halde giremezsiniz. Zemin katındaki Muallak Taşı önemli: Hz. Davut, Tanrı’ya burada dua etmiş, Hz. Nuh’un gemisi tufandan sonra bu taşın üstüne oturmuş, Hz. Muhammed ise 621 yılında bir gece Mekke’deki Mescid-i Haram’dan atı Burak’la yedinci gök katına yükselip, Kudüs’e inmiş ve dönüşte atına bu taşın üstünden binmiş. Kıyamet günü İsrafil’in keçi boynuzundan şofarını bu taşın üstündenüfleyeceğine inanılıyor. Emevi Halifesi Abdülmelik, Hz. Muhammed’in binek taşının üstüne, 691’de Mescid-i Aksa’yı yaptırmış.
İkinci durağınız Hırıstiyanlar için önemli: Holy Sepulcher Kilisesi İsa Peygamber’in çarmıha gerildiğine inanılan yere inşa edilmiş. Kiliseye hakim olmak isteyen Hıristiyan mezhepleri arasındaki rekabeti ise yine Osmanlılar çözmüş: Her mezhebin başkanına kutsal noktaya eşit uzaklıkta bir taht yaptırıp, adaleti sağlamak için kilisenin anahtarı da bir Müslüman’a teslim edilmiş. İlginç, karmaşık ama çok tanıdık, Anadolulu bir çözüm.
Son durak ise meşhur Ağlama Duvarı. Burası da Museviler için kutsal. Bu duvarın Romalılar tarafından yıkılan tapınaklarının kalıntısı olduğuna inanılıyor ve yası tutuluyor. Ziyareti harem-selamlık. Sol tarafına sadece erkekler girebilir
EĞLENCE, YEMEKVE ALIŞVERİŞ SURDIŞINDA
Suriçini bitirdiyseniz, şimdi biraz günümüze gelelim. Eğer Kudüs’ün modern yüzünü tanımak, sokaklarda dolaşmak ve alışveriş yapmak istiyorsanız, istikametiniz eski şehrin batısı: Yeni Kudüs. 6 Gün Savaşları’ndan sonra oluşmaya başladı, geniş ve modern caddelerinde kendinizi Ortadoğu’da değil, yeşil, düzenli, medeni bir Batı başkentinde hissedeceksiniz.
Eğer İsrail’e iş bağlantısı yapmaya, çalışmaya gelmediyseniz Talpiot’u unutun, hiç size göre değil, bu kısım şehrin güneyindeki endüstri bölgesi. Buna mukabil kültür turizmini sevenlere iki alternatif var: Örgülü saçlarıyla dolaşan aşırı muhafazakarların bulunduğu ve Chareidi Jerussalem denilen kısım ile Müslümanlar’ın yaşadığı Doğu Kudüs.
Tarih ve kültürden yeterince payınızı aldıysanız, son iki alternatif var surdışındaki istikametlerde: Doğa ve köy hali sevenler için zeytinlikler arasındaki entel sayfiye Eim Kerem ile restoranların toplandığı güneydoğu ucundaki Emek Rafaim. Buraya gittiğinizde kendinizi İngilizce konuşanların arasında bulacaksınız.
ÜÇ NOKTA ÜÇ BÜYÜK ACI
á Zeytin Dağı: İşte tüylerinizi diken diken edecek bir ziyaret noktası. İsa Peygamber’in son yemeğini yediği bu tepede, yakalanıp çarmıha geriliş hikayesini dinleyecek, onun yürüdüğüne inanılan yolda çektiği acıları yüreğinizde hissedeceksiniz.
á Soykırım Müzesi: İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’da Musevilere karşı yaratılan vahşetin ayrıntılarının sergilendiği müze. Pek çok yazılı ve görsel mataryel sizi o günlerin karanlık ruhuna, karanlık bir ortamda taşıyor.
á Filistin Bölgesi: Özgürlük isteyen bir halkın yaşadığı ıstırabı görebileceğiniz canlı, naklen açıkhava müzesi. Filistinlilerin kendilerine ve başkalarının onlara yaptığı kötülüklere, itilmişliğe ve adaletsizliğe, isyanlarına tanık olacaksınız.
KUDÜS’TE BUNLARA DİKKAT
á Kılık-kıyafet: Farklı dinler için çok kutsal yerleri ziyaret edeceğiniz için muhafazakar giyinmeye özen gösterin. Bu, erkekler için uzun pantalon, kadınlar içinse dirsekleri kapatan, ön ve arka dekoltesi olmayan tişört ile dizlerin altına kadar inen etek anlamına geliyor. Başınızı örtecek bir başlık bulundurmanızda sadece ibadethaneler için değil, içlerinden geçeceğiniz her üç dinin ultra muhafazakar mahalleleri için de gerekli.
á Yeme-içme: İsrail son derece zengin bir mutfağa sahip. Filistin, Etiyopya, Ortadoğu ve Akdeniz mutfakları dışında Avrupa ve dünyanın her yerinden göçmüş Yahudilerin İsrail’e getirdikleri tadlar var. Yemeklerin hangi dinin usullerine göre hazırlandığı önemli. Her ürünün, her lokantanın bu tür sertifikaları var. Müslümanlar için helal ya da Museviler için koşer gıda sunuluyor, her müessese sertifika ibraz etmek zorunda.
á Zamanlama: Eğer Şabbat ve diğer Musevi bayramlarından birinde Kudüs’e giderseniz, elinizde sigara ya da elektronik bir aletle Sinagog ya da Mea Shearim gibi muhafazakar mahallelere ayak basmayın. Saygısızlık yapmış sayılırsınız. Camiler, mescitler de namaz zamanı diğer dinlerin üyelerine kapalı. Kudüs’ün her yeri herkese açık ama siz yine de Yahudi mahallesinden satın aldığınız hediyelik kippa başınızdayken Müslüman mahallesine girmeyin.
NASIL GEZMELİ?
Kudüs’ün büyük bölümünü yürüyerek gezebilirsiniz. Sıcakta yürümek istemiyorsanız, paranıza kıyıp taksiyle Eski Şehir’in girilmeyen birkaç bölümü hariç her yere ulaşabilirsiniz. Taksinizi dolmuşa çevirip, maliyeti azaltabilirsiniz. İkinci alternatif şehir turları. Merkezi Otobüs Garı’ndan kalkıyor turlar. En ucuz yöntem ise belediye otobüsleri. 99 numaralı otobüs kentin önemli yerlerinden geçen bir ring hat. 40 şekel’e bütün gün istediğiniz yerde inip sonra tekrar binme hakkı kazanabilirsiniz. Londra tipi iki katlı otobüs kullanıyorlar.