GeriSeyahat Güneşin ve medeniyetin doğduğu topraklar İYONYA
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Güneşin ve medeniyetin doğduğu topraklar İYONYA

Güneşin ve medeniyetin doğduğu topraklar İYONYA

Anadolu’daki Likya, Frigya ve Hitit uygarlıklarıyla yakın ilişki içinde bulunan İyonyalılar, bilim, sanat, kültür felsefe ve ticaret alanında çok ileriye gitmişler. Atina’nın hiçbir önem taşımadığı bu dönemde, topraklarımız dünyanın geleceğini şekillendirecek çok sayıda ünlü isme de vatan olmuş. İÖ 11. yüzyıldan Perslerin istilasının olduğu 6. yüzyıla kadar 12 önemli İyon şehri dünya tarihine damgasını vurmuş. Bu arada Milet’in Yunan kültürüne en büyük katkısı Atina tarafından İÖ 402 yılında kabul edilen İyonya alfabesi olmuş ve o günden beri diğer versiyonların yerini alıp günümüze kadar bu alfabe gelmiş. Miletlilerin alfabeyi öğrenmesi ise Fenikelilerle yaptıkları ticaretten kaynaklanıyor. O yüzden de Yunanca’da harflere ‘Fenike Şeyleri’ deniyor. Tarihin Babası diye geçen, Bodrumlu ünlü Heredot’un yazdığına göre İyonya dünyanın en güzel havasına sahip.
/images/100/0x0/567923dcf018fb2ee4f3fded
Perslerin zaferinin ardından, Efes, Milet, Priene, Foça, Erythrai, Myos, Colophon, Lebedos,Teos, Clazomenae, Sakız ve Susam Adaları’ndan çok sayıda filozof sanat ve bilim adamı adını bilgelik tanrıçası Athena’dan alan Atina’da almış soluğu. Ardından Atina sanat, kültür ve felsefenin merkezi olmaya soyunmuş.Bu yazıda İyonya’nın önemli şehirlerinden Efes, Milet, Priene ile dini ibadet merkezi Didim, ayrıca onların komşuları arasında olan ve kültürel hayata büyük katkıları bulunan Bergama’yı okuyacaksınız. Doğu ile batı arasında asırlarca köprü rolü oynadığı için dünyanın en zengin kültürel hazinelerinden birine sahip Anadolu’nun on binlerce arkeolojik sitesinden sadece birkaçı...EFESDünyanın kazılan en büyük grekoromen şehri olan Efes, Anadolu’daki çoğu şehir gibi önce Yunan sonra Roma medeniyetlerine kucak açmış ve onların eserleriyle donatılmış bir antik yerleşim. Şehrin sadece yüzde 10’u gün ışığına çıkarılmış olsa da sokaklarında yürürken eski Roma’nın havasını soluyorsunuz. Roma döneminde 300 bine yakın nüfusuyla Küçük Asya olarak da adlandırılan Anadolu eyaletinin başkenti olan şehir, din, ticaret, kültür ve sanat alanında bir yıldız gibi parlamış. Dünyanın yedi harikasından biri olan ve adını bölgeden alan İyon tarzı kolon başlıklarının üzerinde göğe doğru yükselen Artemis tapınağı, şehrin hem gurur hem de zenginlik kaynağı.Batı sahillerindeki en önemli liman olarak 72 milletten insan Efes’in sokaklarında dolaşıp şehrin güzelliğinden büyülenmiş. Buna bir de Hıristiyanlığın en önemli şehirlerinden biri olması eklenince, Efes yapılan bir değerlendirmede 20. yüzyılın en önemli iki kazı yerinden biri unvanını da kapmış. Paranın ilk basıldığı yer olan Lidya’ya yakın olan Efes aynı zamanda ilk bankanın hizmete girdiği şehir.Bugün Efes ören yerine iki ayrı kapıdan giriliyor. Biri Selçuk’tan Kuşadası’na giderken solda Panayır dağının eteklerinde bulunan alt kapı, diğeri de Meryem Ana’ya çıkarken sağda bulunan üst kapı. Menderes nehri üzerindeki Magnesia (Manisa) şehrinden gelenlerin kullandığı bu kapı, Odeon isimli küçük tiyatroyla başlıyor. Aynı zamanda belediye meclisinin toplantılarının yapıldığı bu yapı, Efes’teki kazılarda çıkarılmış Artemis heykellerinin bulunduğu Altar’ın (Sunak) yanında yer alıyor. Bu heykeller bugün Selçuk’taki müzede, Efes antik şehrinde bulunan çok sayıda antik eserle birlikte sergileniyor. Artemis bol memeli bir tanrıça, bu da onun bereket tanrıçası olmasından kaynaklanıyor. Aynı zamanda avcıların da tanrıçası olan Artemis’in vücudundakiler, kimi arkeologlara göre meme değil, bereketin diğer bir sembolü olan yumurtalar. Müzede sergilenen tıp aletleri, heykeller, mobilyalar, büstler, oyuncaklar, figürinler o dönem hakkında bize çok önemli ipuçları veriyor.Tekrar şehre dönersek, adını Curetes isimli rahiplerden alan caddeden yokuş aşağıya inmemiz gerekecek. Şehrin ana meydanlarından biri olan Domitian ismini zalim bir Roma imparatorundan alıyor. Ünlü spor malzemeleri markası Nike’a adını veren zafer tanrıçası meydanı süsleyen mitolojik kahramanlardan yalnızca biri. Onun karşı köşesinde antik hastane ve eczanenin bulunduğu yerde de bir Hermes kabartması var. Aklınıza hemen Fransızların ünlü markası gelmesin, Hermes aslında tanrıların habercisi, aynı zamanda da gezginlerin tanrısı. Domitian Meydanı eskiden atlı arabaların gelebildiği son nokta olmuş. Biraz ileride gücün sembolü olan tanrı Herkül’ün kapısı var, orayı geçtiğiniz an kendinizi yaya bölgesinde buluyorsunuz. 1900 YILLIK KALDIRIMLARHer ne kadar biz kaldırımları hemen hemen her yıl değiştirsek de Efes’teki kaldırımlar 1900 yıla meydan okuyor. Sanki dün yapılmışlar gibi sapasağlam bugünkü gezginleri ağırlıyorlar. Yol üzerinde sağda Trajan isimli imparatora adanmış bir çeşme ile yeğeni Hadrian için yapılmış bir tapınak bulunuyor. Bu tapınak tanıdık, çıkarın cebinizdeki 20 YTL’lik banknotu, üzerinde hem bu tapınağı, hem de Efes’in en görkemli yapısı Celsus Kütüphanesi’ni göreceksiniz. Tapınağın arkasında hamamlar var. Türkler hamamlarında Romalılardan esinlenmişler. Girişte başsız bir kadın heykeli var. Kadıncağızın adı Scholastika. Kendisi şehrin madamı. Genelevde kazandığı parayla hamamları restore ettirmiş. Zaten Efes’teki zenginler yaşadıkları bu şehri güzelleştirmek adına çok sayıda kamu binası yaptırmışlar ve bu kişilerin adları da belediye binasında kolonların üzerine kazınmış. Hamamın yakınındaki bir yapı ise çok enteresan. Latrin diye geçen bu tuvaletlerin özelliği onlarca deliğin yanyana sıralanmış olması! Anlayacağınız Romalılar pek çekingen değillermiş. TV, radyo, gazete olmadığı için dünyada olup bitenleri bu ilk iletişim merkezlerinde ihtiyaçlarını giderirken öğrenmişler! Bu cadde üzerindeki en önemli yapılardan biri de Teras Evler diye geçen zengin kesime ait yerleşim. Evler inanılmaz lüks, ortada avlular ve çeşme, duvarlarda fresk ve mozaikler var. Restorasyonu biten ve bir müddet ziyaretçilere açık kalan bu olağanüstü bölüm muhtemelen personelsizlikten kapalı. Kapısında da bir levha: ‘Restorasyon dolayısıyla kapalıdır!’Artık şehrin göbeğindeyiz. Efes’i 1895 yılından beri kazmakta olan Avusturyalılar bunun karşılığını fazlasıyla görüp, şehirden götürdükleriyle Viyana’da bir Efes Müzesi kurmuşlar ama haklarını da yememek lazım, 1970’lerde restore ettikleri Celsus Kütüphanesi akıllara zarar bir yapı. Türkiye’nin tanıtımında en çok kullanılan eserlerden biri olan kütüphane ve yanındaki Agora (Pazar Yeri) kapısı mükemmel bir konumda ve insanın nefesini kesiyor. Anlatanların yalancısıyım ama Efesli erkekler kitap okumaya pek düşkünlermiş. Yıllar sonra yapılan araştırmalar kütüphaneden gizli bir tünelin karşıdaki binaya geçiş imkanı sağladığını göstermiş. Tahmin etmek zor değil, karşıda şehrin genelevi bulunuyor! Anlayacağınız kitaba düşkün erkeklerden korkmak lazım! Kütüphaneden çıkıp Büyük Tiyatro’ya ilerlerken Mermer Cadde’den geçeceksiniz, ızgaraların altındaki kanalizasyon sistemine bakın, yaklaşık 20 asır önce bunları planlayan ve bugün bize darısı başımıza dedirten adamları takdir etmemek mümkün değil. Yolda sol tarafta yerdeki mermere kazınmış şekillere bakmayı ihmal etmeyin. Denildiğine göre bu dünyadaki ilk reklam! Sol ayak, kadın ve kalpten oluşan bu şekillerin Türkçe meali şu: Boş kalbini dolduracak güzel bir kadına ihtiyacın varsa solu takip et!’ Bunun bu noktada olmasının sebebi limandan çıkan denizcilerin yollarını kolayca bulup geneleve ulaşması.Efes’teki ünlü liman ya da diğer adıyla Arkadian caddesine geldiğinizde Anadolu’nun en büyük tiyatrosuyla karşılaşacaksınız. Liman manzaralı 25 bin kişilik bu mekan, halen sanatsal faaliyetler için kullanılıyor. Bu tiyatro o kadar meşhur ki İncil’deki ‘Efeslilere Mektuplar’ bölümünde bile yeri var. Tarsus’lu ünlü havari Paul Efeslileri Hıristiyan yapmaya çalışırken galeyana gelen halk Demetrius’un liderliğinde burada toplanıp bağırmış: ’En büyük olan Efes’in Artemis’idir.’Küçük Menderes’in getirdiği alüvyonlar Efes’in limanını doldurmuş, sivrisinekler de şehrin sakinlerine sıtmayı taşımış ve tarihin en parıltılı dönemlerinden biri sona ermiş. Ayasofya’yı da inşa
False