Fotoğraflar: Alamy, DepoPhotos
Türkiye'de yeşilliklerin içinde her şeyi unutacağınız izole tatil adresleri
Artık plajlar, milli parklar, bahçeler, belirlenen kurallar dahilinde faaliyete geçti. Bu yıl değişen tatil anlayışlarımızla birlikte pek çoğumuz gidilebilecek izole tatil yerleri arayışında... İşte Türkiye'de doğada izole tatilin adresleri...
Seyahat kısıtlamalarının kalkmasıyla tatil planlarını da geçildi. Uzun bir süre evlerde kaldık ve artık biraz olsun nefes almanın zamanı... İşte herkesten uzak yeşilliklerin içinde tüm stresinizi unutacağınız adresler...
KASTAMONU KANYONLARI
Kastamonu deyince çoğu insanın aklına pastırma gelir. Oysa ki orada bu leziz yemekten daha leziz doğa ve kültürel hazineler var. Gerek şehir merkezinde gerekse kasaba ve köylerinde yöre mimarisinin özgün ve korunmuş yapılarını görebilirsiniz. Bunun dışında Türkiye’de eşi benzeri görülmemiş düzenlemelerle doğaseverleri mutlu edecek ve görsel deneyimi arttıracak işler başardılar.
Önce sizi en çok etkileyecek yerden başlayalım. Küre Dağları Milli Parkı sınırları içinde bulunan Pınarbaşı kasabasından ulaşılan Horma Kanyonu, eskiden girişine gelip bakabildiğiniz veya profesyonel canyoning sporcularının geçebildiği bir kanyondu.
Kanyonun sonu yine bölgenin doğal hazinelerinden Ilıca Şelalesi'ne çıkıyor. Kanyon Bölge kanyon bakımından çok zengin. Valla Kanyonu da dünyanın en derin kanyonları listesinde. İçinde yürümek profesyonellere göre o da izinle. Kanyonun tepesine yapılan seyir terası ise geçtiğimiz yıl yenilendi.
Patikadan yapılan 15 dakikalık yürüyüşle varılabiliyor. Daha güzel bir dizaynla kendisi de göze hitap ediyor. Aşağıya bakmak ise kalp atışlarınızı hızlandıracaktır. Diğer bir kanyon olan Çatak Kanyonu da derin ve geniş bir kanyon. Buraya yapılan cam teras sonsuzluğa bakar hissi uyandıracak. Doğa ve kültürün birleştiği Kastamonu’ya gidin! Seveceksiniz...
İĞNEADA LONGOZ ORMANLARI
Türkiye’nin en büyük longozuna sahip İğneada İstanbul’dan 3 saatlik bir yolculukla ulaşılabilecek bir doğa harikası. İstanbul’da yasayanlar için harika bir hafta sonu rotası.
İğneada’yı saran Longoz Ormanlarında bitki ve ağaç çeşitliliğinin içinde uzun doğa yürüyüşleri yapmak, gün doğumunda Mert Gölü’nde kano yaparak göçmen kuşların arasına karışmak , gün batımında Limanköy’de kahve içip günün yorguluğunu atmak, Limanköy Fenerini ziyaret, Bulgaristan sınırındaki Beğendik köyü sahilinde yürümek İğneada’da bir hafta sonuna sıkıştırabileceğiniz aktiviteler.
Düğmeli evler, sedir ağacından ahşabı birbirinin içine kenetlenecek şekilde iskelet olarak kullanıp, içine taş yığarak, herhangi bir harç veya çimento gibi malzeme kullanmadan yapılmış yapılar. Evlerin yapımında sedir kullanıldığı için kapıdan girer girmez sedir kokusunu içinize çekip karşılıklı düğmeli evlerin arasından geçen sokaklardan yürürken tarihe tanıklık ediyorsunuz. Fotoğraf: Nurgül Büyükkalar / Hürriyet Seyahat Gezgini
2012'de başlatılan Ormana Active Projesiyle Ormana turizme açıldı ve düğmeli ev şeklinde butik oteller bölgeye kazandırıldı. Yani düğmeli evleri gezmekle kalmıyor konaklama deneyimi de yaşayabiliyorsunuz. Ayrıca Ormana’nın yanı başında Eynif Ovasını ziyaret edebiliyor ve toplam nüfusları 800 civarında olan ve irili ufaklı aileler ve büyük sürüler halinde yaşayan yılkı atları da gözlemleyebiliyorsunuz. Bölgedeki doğa harikalarından biri de Altınbeşik mağarası. Avrupa’nın 3. En büyük yer altı göl olan Altınbeşik Mağarasını içini botlarla gezmek de tarif edilemez bir his. Fotoğraf: Nurgül Büyükkalar / Hürriyet Seyahat Gezgini
Bunların dışında doğa yürüyüşçüleri için de doyurucu parkurlar var. Eski İpek Yolu üzerinde ve bozulmamış Antik Pisidya yolarında uzun yürüyüşler yapabilirsiniz. Fotoğraf: Nurgül Büyükkalar / Hürriyet Seyahat Gezgini
Sivas, Erzincan ve Elazığ'ın ortasında bir çanakta kalan kasaba yöre halkının beraber seferber olması ile turizm çeşitliliğin bol olduğu bir cazibe merkezi haline geldi.
Hikayesi ile sizi duygulandıracak Taş Yolu, Dünyanın en derin kanyonlarından Karanlık kanyon, Fırat Nehri’nde tekne gezileri, Base Jump atlayışları için yapılan platformlar, bir zihni sinir projesi olan Zincirlikaya, Mani Yolu, özgün mimarinin korunduğu köyler ve şehir merkezi, kendine has kapı tokmakları, her sene yapılan spor festivali, tarihi binaları, etnografya ve doğa tarihi müzeleri, yöresel yemekleri, köyler arasında ve eski ipek yolunda yürüyüş parkurları, organik ürünleri, endemik bitkileri, bölgenin simgesi olan Anadolu Benekli Semender ve gerçek anlamda eşsiz manzaraları ile gideceği tatilden doymuş bir şekilde dönmek isteyen herkesi bekliyor.
Bölgede halen mevcut olan 3-4 konaklama tesisinin yanında yöre mimarisine uygun olarak yenileri de yapılıyor. Bir dip not. Hepimizin bildiği ve Ahmet Kutsi Tecer’in yazdığı “Orda bir köy var uzakta” şiirine konu olan Apçağa Köyü de Kemaliye’de.
KARADENİZ’İN ARKA KAPISI ŞAVŞAT
Artvin il merkezi ile Ardahan arasında kalan küçük bir ilçe. Nüfusun büyük çoğunluğu Şavşat’a bağlı 61 köyde yaşıyor. Şavşat’ı özel kılan şey de bu köyler aslında. Karadeniz bölgesinin genelinde artık çok az rastlanan geleneksel mimariyi ve bozulmamış kültürel yapıyı bu köylerde gözlemlemek mümkün. Şavşat evi denilen ahşabı ahşaba geçirme yöntemiyle, çivi kullanmadan yapılan ahşap evler Şavşatlıların olmazsa olmazdır, yeni yapılan evlerde dahi bu estetik ve bölgeye has tarzı rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.
Mimariyle birlikte korunmuş bir yerel kültüre de sahip, bölgede yaylacılık faaliyetleri hâlâ yüksek bir katılımla devam ediyor. Ziyaret edilen yaylalarda evlerin kapıları misafirlere sürekli açık. Şavşat’ı coğrafi anlamda farklı kılan ise dağların kuzeyi gibi dar vadiler değil geniş vadilerle çevrili olması. Bu da herkesin bayıldığı İsviçre Alpleri’ni aratmayan bir manzaraya sebep oluyor.
Cittaslow 2015 Genel Kurulu'nda "Sakin Şehir" unvanı alan Şavşat, Türkiye’de bu unvanı alan 10. bölgedir. Bu unvanı almasına rağmen bölge turistler tarafından istila edilmemiş, turizm butik gruplarla ve kontrollü bir artış göstermiş, sakin yaşam ve üretim devam etmiş. Bu da Şavşat’ın geleceği için umut verici.
Eski bir Gürcü yerleşimi olması nedeniyle Tamara odaları, Tibet Kilisesi ve Şavşat kalesi gibi tarihi yapılara ev sahipliği yapan Şavşat Karagöl Milli Parkı, Şavşat Peri Bacaları, Şirata Gölleri, Maden Köyü, Sakorya yaylası, Arsiyan Yaylası gibi çok sayıda doğal mirasa da ev sahipliği yapıyor. Şavşat sahip olduğu doğal ve tarihi zenginliklerin yanı sıra etrafında bir örümcek ağı gibi örülü yürüyüş rotalarıyla da ziyaretçilerini bekliyor.
LAZ ALPLERİ
Karadeniz’de yerel yaşamı deneyimleyebileceğiniz farklı bir tatil deneyimi. Turizm faaliyetlerinin minimumda olduğu bir doğal yaşam alanı. Hemşin yaylaları ile sınır komşusu, Altıparmak dağının eteklerinde Maselevat Vadisi içindeki Laz köylerinden geçerek ulaşılan ve tamamında Lazların yaşadığı yaylalar.
Bu bölgeye gittiğinizde adeta sistemin dışına çıkıyor, bölge halkının işlettiği pansiyon ve yayla evlerinde bölgeye giden konaklayanlar kısa zamanda kendini oraya ait hissediyor. Hiç araç kullanmadan 1 haftalık programlar yapılabilen, adeta keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Bölge hiking ve trekking programları için son derece elverişli.
Bölgede gerçek yayla yaşamının devam ettiği ender yaylalardan olan Didingola (lazca büyük yayla demek), yöre mimarisindeki evleri, bozulmamış yöre kültürü, devam eden yaylacılık, çevresinde bolca olan gölleri, daimi manzarası Altıparmak Dağı ile az bilinen ama gidenin bir daha unutamadığı yaylalardan. Yöre halkının yayla kültürünü ve mimarisini koruma konusundaki hassaiyeti ise ayrı bir değer. Bölgeye ayağınızı bastığımızda tulum ve horonla karşılanacaksınız. Kaynak: buklatur