Hürriyet Seyahat | Fotoğraflar: Alamy
Savaş gemisine benzeyen gizemli ada! Bir zamanlar dünyanın en kalabalık şehri unvanına sahipti...
Hayalet şehir Hashima Adası, Japonya'nın güneyinde, Kyushu Adası’nın güneybatısında yer alıyor. James Bond filminin bir bölümünün de çekildiği adanın hikâyesi dünya endüstri tarihinin kısa özeti gibi. Japonya'ya ait olan ada dev bir savaş gemisine benzemesinden ötürü 'Battleship Island' olarak da anılıyor. Adayı ilginç kılan ise tam 40 yıldan fazladır hayalet şehir olarak bilinmesi… İşte Hashima’nın ilginç hikâyesi…
Hayalet şehir Hashima Adası, Japonya'nın güneyinde, Kyushu Adası’nın güneybatısında yer alıyor. James Bond filminin bir bölümünün de çekildiği adanın hikâyesi dünya endüstri tarihinin kısa özeti gibi. Japonya'ya ait olan ada dev bir savaş gemisine benzemesinden ötürü 'Battleship Island' olarak da anılıyor. Adayı ilginç kılan ise tam 40 yıldan fazladır hayalet şehir olarak bilinmesi… İşte Hashima’nın ilginç hikâyesi…
Hızla çoğalan nüfusu ile dünyanın en kalabalık şehri unvanını kazanıyor. 1800'lerin sonu Japonya'nın endüstrileşmenin en yoğunluklu yaşandığı dönemler. Hashima'dan çıkan kaliteli kömür, adanın kısa sürede Mitsubishi tarafından satın alınmasını sağlıyor. 1890'dan itibaren tamamen Mitsubishi tarafından işletilen maden ocakları deniz altında 1100 metreye kadar iniyor.
Bu verimli kömür madeninde çalışan işçiler, aileleri, pazar yeri, hastane, oyun parkları, sinema derken adanın nüfusu 5 bin 300'e dayanıyor. Bu da adaya dünya üzerinde en yüksek yoğunluklu insan nüfusu rekorunu kazandırıyor. Ada tayfunlardan ve tsunamilerden etkilenmesin diye etrafı yüksek beton duvarlarla çevriliyor.
Hatta dünyanın ilk betonarme binası bu adada yapılıyor ve tam dokuz katlı... Zamanla dünyada kömür enerjisi yerini petrole bırakıyor ve 1960'larda Japonya sanayinde kullanılan enerji tamamen petrol merkezli hale dönüşüyor. Petrolün enerji pazarına hâkimiyeti adanın sonunu hazırlıyor. Mitsubishi 1974'de madeni kapatıyor.
38 yıl boyunca Mitsubishi mülkiyeti olmaya devam eden ada 2009'da Nagazaki şehri yönetimine bedelsiz olarak verildi. Adanın sanayi devriminin önemli bir göstergesi olması sebebiyle Temmuz 2015 tarihinde UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dahil edildi. Ada uzunca bir süre herkese kapalıydı. 2005 yılında ilk olarak gazeteciler girdikten sonra Hashima'nın turist ziyaretine açılması planlandı. Ancak adadaki binaların oluşturduğu tehlike bölgenin turistlik olmasını engelliyor.
Tıpkı Hashima Adası, zamanında farklı milletlerinin yaşadığı, tarihe tanıklık eden ancak şu an kimsenin uğramadığı dünyada terk edilmiş birçok kasaba ya da şehirler var. Bu terk edilmiş kasaba ve şehirler sanki devasa zaman kapsülleri gibiymiş gibi hissettiriyor. Sizin için en ilginç olanları listeledik. Üstelik listede Türkiye'den de bir yer var.
Humberstone ve Santa Laura / Atacama Çölü - Şili
Şili’nin kuzeyinde bulunan eski potasyum nitrat rafinerisi burası. İki büyük şirketin ortaklaşa kurduğu 1930 ve 1940’lı yıllarda nitrat madenciliğinin merkezi sayılan kasaba 1958 yılından itibaren şirketlerin kapanması sonucu terk edilmeye başlandı.
Şili’nin kuzeyinde bulunan eski potasyum nitrat rafinerisi burası. İki büyük şirketin ortaklaşa kurduğu 1930 ve 1940’lı yıllarda nitrat madenciliğinin merkezi sayılan kasaba 1958 yılından itibaren şirketlerin kapanması sonucu terk edilmeye başlandı.
Kasabada orijinal sandalyeleri bulunan tiyatro, evler, gemi kabuğundan yapılmış dayanıklı bir yüzme havuzu bulunuyor. 2005 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmiş ve yıkılması engellenmiş.
Bhangarh / Rajasthan - Hindistan
Hindistan’da bulunan bir köy olmakla beraber tarihi kalıntılarıyla ünlü eski bir hayalet kasaba. 1720 yılında Jaipur rajaları tarafından fethedildikten sonra halk tarafından terk edilmeye başlandı. 17. yy ve öncesinden kalma tapınaklar, harabeler, pavyonlar, kale ve bir ortaçağ çarşısının bulunduğu köyde yerlilere göre gün batımından sonra ruhların ortaya çıktığı söyleniyor.
Hindistan’da bulunan bir köy olmakla beraber tarihi kalıntılarıyla ünlü eski bir hayalet kasaba. 1720 yılında Jaipur rajaları tarafından fethedildikten sonra halk tarafından terk edilmeye başlandı. 17. yy ve öncesinden kalma tapınaklar, harabeler, pavyonlar, kale ve bir ortaçağ çarşısının bulunduğu köyde yerlilere göre gün batımından sonra ruhların ortaya çıktığı söyleniyor.
Hindistan Hükümeti tarafından yazılan tabelada şöyle yazıyor: “Gün doğumundan ve batımından önce Bhangarh sınırlarına girmek kesinlikle yasaktır. Bu kuralara uymayan kişilere yasal işlem başlatılır”
Yaşanan bu kuşatma Belchite’i yıkık bir kasabaya çeviriyor. Hayalet kasaba olarak tanınan bu şehir şimdilerde bu savaşa tanıklık eden yıkık binaların hayalet şahidi olarak hizmet ediyor.
1940’lara kadar yaşayan insanların olduğu kasabada, günümüze kadar yaklaşık 110’a yakın bina hâlâ sağlam-yarı sağlam olmak üzere ayakta ve bir zamanlar canlı olan kasabanın ıssız sokaklarında ziyaretçiler yürüyebilme imkânı bulabiliyor.
Bölgeye yapılan keşifler sonucunda şehirde özel villalar, dükkânlar, günlük kullanılan eşyalar, hamamlar bulunmuş. Şehrin yüzde 75’i keşfedilememiş ya da gömülü bir şekilde yer altında kalmış. Napoli’nin güneyinde bulunan Hercaleneum’a şehirden otobüs ve trenle ulaşım sağlanıyor.
O zamanın sakinleri tarafından günümüze kadar bozulmadan gelen kumtaşı, kerpiç ve ahşaptan yapılan kivas adı verilen evler ve dairesel törenlerde kullanılan yapılar bulunuyor. 14 kilometrelik düz olmayan bir yolun sonunda bu kanyona ulaşabilirsiniz.
Şehirde bulunan mağazalar, evler ve kiliselerde yaşamış kişiler eşyalarını olduğu gibi bırakıp terk etmiş. Gunnison Ulusal Ormanı içinde yer alan St.Elmo şehrinden yürüyüş yollarına, arazi yarışlarının yapıldığı yollara ulaşım oldukça kolaydır.
Kayaköy / Fethiye - Türkiye
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Kayaköy’de Rumlar yaşıyordu ve 1923’te gerçekleşen mübadeleyle köy boşaltılmış. Tekrardan değerlendirilmek istenen köy için yetkililer birtakım çabalar içinde olsa da yeniden yapılaşma pek mümkün görünmüyor Kayaköy’de... Kayaköy'ün geçmişi MÖ 3000'lere kadar gidiyor. Kentteki antik dönem kalıntılarından MÖ IV. yüzyıla tarihlenen lahit ve kaya mezarları günümüze ulaşmış durumda.
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Kayaköy’de Rumlar yaşıyordu ve 1923’te gerçekleşen mübadeleyle köy boşaltılmış. Tekrardan değerlendirilmek istenen köy için yetkililer birtakım çabalar içinde olsa da yeniden yapılaşma pek mümkün görünmüyor Kayaköy’de... Kayaköy'ün geçmişi MÖ 3000'lere kadar gidiyor. Kentteki antik dönem kalıntılarından MÖ IV. yüzyıla tarihlenen lahit ve kaya mezarları günümüze ulaşmış durumda.
Kayaköy'de ayrıca her biri 50 metrekare büyüklüğünde, manzara ve ışık açısından birbirinin önünü kapatmayan, genellikle alt katları kiler olarak kullanılan, girişte çatıdaki yağmur sularının toplandığı zemin altı sarnıçlarına sahip ikişer katlı 350-400 konut var. Bu evlerin arasına serpiştirilmiş çok sayıda şapel, iki büyük kilise, bir okul binası ve bir gümrük binası da ziyaret edilebiliyor.
Kolmanskop / Namibya
Namibya Çölü’nun kum tepelerinin arasında bulunan bir hayalet kasaba Kolmanskob. Elmasın bulunmasıyla canlanan kasabada bakkal, kasap, mobilya dükkanları, tiyatro, müzikaller, hastane gibi binalar yapılmıştı. Kum tepelerinin, çölün ortasında bir kasaba var oluyordu. Ancak Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra düşen elmas talebi ve rezervlerinin tükenmesi sonucunda burada yaşayan insanlar başka kasabalara göç etmeye başladılar.
Namibya Çölü’nun kum tepelerinin arasında bulunan bir hayalet kasaba Kolmanskob. Elmasın bulunmasıyla canlanan kasabada bakkal, kasap, mobilya dükkanları, tiyatro, müzikaller, hastane gibi binalar yapılmıştı. Kum tepelerinin, çölün ortasında bir kasaba var oluyordu. Ancak Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra düşen elmas talebi ve rezervlerinin tükenmesi sonucunda burada yaşayan insanlar başka kasabalara göç etmeye başladılar.
1950’lerin ortalarından itibaren terk edilmeye başlanan kasabada, zamanla büyük evlerin içi kumla doldu. 1980’den itibaren turizm adına restore edilen binaları gezip dolaşabilecek duruma getirip ilginç seyahat rotası olabilecek yerler arasında yerini alıyor.