Saffet Emre Tonguç
Ramazan’da huzurunuza huzur katacak kutsal anıtlar
Anadolu’nun dört bir yanı özellikle de İstanbul, İslamiyet’in müthiş cevherleri ile dolu. Manevi değerinin yanı sıra kültürel ve tarihi önemiyle dikkat çeken yüzlerce adres var. Sakladıkları uhrevi atmosfer Ramazan ayında daha etkileyici hale gelen o adreslerden en sevilenleri bu hafta sizin için derledim. Ağırlık tabii ki İstanbul’un…
Anadolu’nun dört bir yanı özellikle de İstanbul, İslamiyet’in müthiş cevherleri ile dolu. Manevi değerinin yanı sıra kültürel ve tarihi önemiyle dikkat çeken yüzlerce adres var. Sakladıkları uhrevi atmosfer Ramazan ayında daha etkileyici hale gelen o adreslerden en sevilenleri bu hafta sizin için derledim. Ağırlık tabii ki İstanbul’un…
Fotoğraflar: Alamy
Fotoğraflar: Alamy
Muhteşem bir devrin simgesi: Süleymaniye
7 tepeli İstanbul’un 3. tepesini taçlandıran Süleymaniye, kilometrelerce uzaktan bile görülebilecek bir yapı. Mimar Sinan imzalı cami, Kanuni’nin tahta çıkışının 30. yılı şerefine yapılmış. Temel çalışmaları üç yıl, caminin bitirilmesi yedi yıl sürmüş; etrafını saran külliyesi ise camiden bir yıl sonra tamamlanabilmiş. Dört minaresi ile Sultan Süleyman’ın İstanbul’un fethinden sonraki 4. Padişah oluşu, 10 şerefesi ile Osmanlı tahtındaki 10. padişah oluşu simgelenmiş.
7 tepeli İstanbul’un 3. tepesini taçlandıran Süleymaniye, kilometrelerce uzaktan bile görülebilecek bir yapı. Mimar Sinan imzalı cami, Kanuni’nin tahta çıkışının 30. yılı şerefine yapılmış. Temel çalışmaları üç yıl, caminin bitirilmesi yedi yıl sürmüş; etrafını saran külliyesi ise camiden bir yıl sonra tamamlanabilmiş. Dört minaresi ile Sultan Süleyman’ın İstanbul’un fethinden sonraki 4. Padişah oluşu, 10 şerefesi ile Osmanlı tahtındaki 10. padişah oluşu simgelenmiş.
Büyük kubbesini tutan dört sütundan biri Efes’teki Artemis Tapınağı’ndan, ikisi Mısır’dan, biri de İstanbul’daki bir dikilitaştan getirilmiş. Bu dört sütunun dört halifeyi temsil ettiği camiyle ilgili değerlendirmeler arasında. Mihrap ve minber Marmara Adası’ndan getirilen mermerden yapılmış. Vitraylar, zamanın ünlü camcısı ‘Sarhoş İbrahim’in eseri. Hat çalışmalarına Ahmet Karahisari başlamış ama onun kör olmasından sonra öğrencisi Hasan Çelebi işi tamamlamış. Mihrabın iki yanına Fatiha suresi, ana kubbesine ise Nur suresi yazılmış.
Mimar Sinan caminin iç mimarisinde iki özel teknik kullanmış. Farklı yerlere koyduğu küpler ve tuğlalar arasına bıraktığı boşluklarla yapının muhteşem bir akustiğe sahip olmasını sağlamış. Bir diğer yöntemle de kandillerden çıkan islerin tek bir noktada toplanması için hava akımı yaratmış. Çıkacak islerin camiyi kirletmesini engellemiş. Camiyi ziyaret etmenin en güzel yanlarından biri muhteşem külliyesinin bugün hala ayakta olması… Sultan Süleyman ve büyük aşkı Hürrem Sultan da külliyedeki türbelerde yatıyor. Koca Sinan, Kanuni için oldukça değişik bir türbe tasarlamış. Kubbesine yerleştirdiği değerli taşlarla padişahın üstünde yıldızlı bir gökyüzü yaratmış.
Mavi ışığın büyüsü: Sultanahmet
Görkemli kubbesi ve altı minaresi ile yabancı turistlerin ‘blue mosque – mavi cami’ dedikleri Sultanahmet, asırlardır İstanbul siluetinin değişmez parçası. Aslında Sultanahmet Camii sadece inanç turizmi açısından kıymetli değil, aynı zamanda mimari bir mücevher. Julia Pardoe, 1840’ta yazdığı kitabında camiyi; “Aya Sofya’dan daha küçük, detaylarda Süleymaniye’ye göre daha sıradan olmasına rağmen, dışarıdan bakıldığında ikisinden de daha görkemli” diye anlatmış.
Görkemli kubbesi ve altı minaresi ile yabancı turistlerin ‘blue mosque – mavi cami’ dedikleri Sultanahmet, asırlardır İstanbul siluetinin değişmez parçası. Aslında Sultanahmet Camii sadece inanç turizmi açısından kıymetli değil, aynı zamanda mimari bir mücevher. Julia Pardoe, 1840’ta yazdığı kitabında camiyi; “Aya Sofya’dan daha küçük, detaylarda Süleymaniye’ye göre daha sıradan olmasına rağmen, dışarıdan bakıldığında ikisinden de daha görkemli” diye anlatmış.
Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa tarafından Sultan 1. Ahmed için 1609 - 1616 arasında yapılan caminin altı minareli oluşu, başta tepki çekmiş. Çünkü o tarihe dek sadece Kâbe’deki caminin altı minaresi varmış. Bunun üzerine Sultan Ahmet, Kâbe’deki camiye bir minare daha yaptırmış. Gittiğinizde avlusunun batısında hipodroma açılan kapının üstündeki zincire özellikle dikkat edin.
Padişah dahi olsa buradan geçerken başını eğmek zorunda kalsın, yaradan huzurunda herkesin eşit olduğunu hatırlasın diye konulmuş. İçine girdiğinizde, duvarların aşağı kısımlarının 20 binden fazla lale, karanfil, gül ve zambak desenli mavi-beyaz İznik çinisiyle kaplandığını göreceksiniz. Bazıları mavi vitraylı 260 pencereden giren ışık huzmesi, günün belli zamanlarında mavinin farklı tonlarından oluşan gölgeler yayıyor. Sultan Ahmet, eşi Kösem ile oğulları 4. Murad ve 2. Osman ise caminin yanındaki görkemli türbede yatıyor.
Boğaz’a karışan huzur: Büyük Mecidiye
Büyük Mecidiye Camii ya da yaygın bilinen adıyla Ortaköy Camii, barok üslubun yıldızlaşan örneklerinden… İstanbul’un en fazla fotoğraflanan yapılarından olması ise Boğaz’ın güzelliğine güzellik katan mücevherler arasında yer almasından kaynaklanıyor. Sadece dışı değil içi de oldukça etkileyici. Adeta Boğaz sularına karışan bir huzur hâkim.
Büyük Mecidiye Camii ya da yaygın bilinen adıyla Ortaköy Camii, barok üslubun yıldızlaşan örneklerinden… İstanbul’un en fazla fotoğraflanan yapılarından olması ise Boğaz’ın güzelliğine güzellik katan mücevherler arasında yer almasından kaynaklanıyor. Sadece dışı değil içi de oldukça etkileyici. Adeta Boğaz sularına karışan bir huzur hâkim.
Bütün ‘selatin’ yani sultanlar için yapılan camilerde olduğu gibi harim ve hünkâr bölümü olmak üzere iki kısımdan oluşmuş. Geniş ve yüksek pencereleri sayesinde Boğaz’daki ışığın tüm renklerini içine alabilen iki minareli bu cami, taş oymacılık sanatının da inanılmaz incelikteki örneklerini taşıyor.
Akşemseddin’in müjdesi: Eyüp Sultan
‘Haliç’in en ucundaki Eyüp’te bizim için çok tanıdık ama yabancı turistlerin pek de ilgi alanına girmeyen bir manevi değer var. 668’de Emeviler’in İstanbul kuşatması sırasında vefat eden Ebu Eyüp el-Ensari’nin anısına yapılan türbe ve etrafını camiler, derviş tekkeleri ve mezarlıklarla saran bölge. Ebu Eyüp el-Ensari’nin mezarının burada olduğunu, Fatih Sultan Mehmed’in hocası Akşemseddin söylemiş. Fatih de fetihten sonra şehirdeki ilk caminin buraya yapılmasını ve Eyüp Sultan’a adanmasını istemiş.
‘Haliç’in en ucundaki Eyüp’te bizim için çok tanıdık ama yabancı turistlerin pek de ilgi alanına girmeyen bir manevi değer var. 668’de Emeviler’in İstanbul kuşatması sırasında vefat eden Ebu Eyüp el-Ensari’nin anısına yapılan türbe ve etrafını camiler, derviş tekkeleri ve mezarlıklarla saran bölge. Ebu Eyüp el-Ensari’nin mezarının burada olduğunu, Fatih Sultan Mehmed’in hocası Akşemseddin söylemiş. Fatih de fetihten sonra şehirdeki ilk caminin buraya yapılmasını ve Eyüp Sultan’a adanmasını istemiş.
1458 yılında türbenin olduğu yere yapılan caminin orijinali 1766 yılındaki depremde harap olmuş, bugünkü hali 3. Selim döneminde inşa edilmiş; minarelerini ise 3. Ahmet yaptırmış. Camiye ulu çınar ağaçlarıyla süslenmiş çifte avludan geçerek giriyorsunuz. Eskiden padişahların ibadet ettiği yere çıkan merdivenli koridorsa bugün kadınlar için ibadet mekânı olarak ayrılmış.
Caminin içi; bal rengi duvarları, deniz görüntüsü veren turkuaz renkli halıları ve devasa avizesiyle mükemmelliğin simgesi. Türbeye çinilerle bezeli bir iç avludan geçerek giriyorsunuz. Eyüp Sultan’ın mezarı, 3. Selim tarafından bağışlanan gümüş bir kafesin arkasında yer alıyor.
Bölgedeki mezarların nedeni ise buranın kutsallığından kaynaklanıyor. Çoğu insan öldükten sonra buraya gömülmeyi vasiyet edince, semt de adeta bir açık hava müzesine dönmüş; Osmanlı kaligrafi ve taş oymacılığı sanatlarının en güzel örnekleri attığınız her adımda karşınıza çıkıyor. Gittiğinizde alışveriş tezgâhları ve kalabalık içinde kaybolmayın, Mihrişah Valide Sultan Külliyesi’nin etrafındaki sokaklara dalıp türbeler arasında huzurlu bir yolculuk yapın.
İstanbul’un 4 koruyucusu: İki yakanın türbeleri
İstanbul’daki manevi rotalar arasında türbeler önemli yer tutuyor. Ama içlerinden 4’ü ayrı bir yere sahip çünkü manevi değerleri ile ‘İstanbul’un koruyucusu’ kabul ediliyorlar. İkisi Anadolu, ikisi Avrupa yakasında…
İstanbul’daki manevi rotalar arasında türbeler önemli yer tutuyor. Ama içlerinden 4’ü ayrı bir yere sahip çünkü manevi değerleri ile ‘İstanbul’un koruyucusu’ kabul ediliyorlar. İkisi Anadolu, ikisi Avrupa yakasında…
Sadelikle korunan manevi miras: Hacı Bayram
“Bilmek istersen seni / Can içre ara canı / Geç canından bul anı / Sen seni bil sen seni” diyen Bayrami tarikatının kurucusu Hacı Bayram Veli’nin türbesi ve aynı adı taşıyan cami, başkentin en kıymet verilen ibadet mekânları arasında. Asıl adı Numan-bin Koyunluca Ahmed olan Hacı Bayram Veli, 1352 yılında Ankara’nın Solfasol Köyü’nde doğmuş. Hem eğitim hem manevi yolculuğunu büyük ölçüde Ankara’da şekillendirmiş, hayata da burada veda etmiş.
“Bilmek istersen seni / Can içre ara canı / Geç canından bul anı / Sen seni bil sen seni” diyen Bayrami tarikatının kurucusu Hacı Bayram Veli’nin türbesi ve aynı adı taşıyan cami, başkentin en kıymet verilen ibadet mekânları arasında. Asıl adı Numan-bin Koyunluca Ahmed olan Hacı Bayram Veli, 1352 yılında Ankara’nın Solfasol Köyü’nde doğmuş. Hem eğitim hem manevi yolculuğunu büyük ölçüde Ankara’da şekillendirmiş, hayata da burada veda etmiş.
Dışarıdan son derece sade ama içindeki işçilikle oldukça etkileyici bir yapı... 1429 yılına tarihlenen türbe ise caminin yanında yer alıyor. Türbenin ahşap iç ve dış giriş kapıları ise yerinde değil Ankara’daki Etnografya Müzesi’nde sergileniyor.
Sultan Bayezid’in Bursa’ya 20 cami yaptırma sözünü, 20 kubbeli tek cami yaptırarak yerine getirmesinin yadigârı. İçi birbirinden güzel hat örnekleriyle süslü ve tam ortasında çok hoş bir şadırvan var. Bursa denince Yeşil Cami ve Yeşil Türbe de olmazsa olmaz.
UNESCO korumasındaki türbe ve caminin etrafında göreceğiniz asırlık çınarlar ise kendine hayran bırakacak. Mavi, turkuvaz ve yeşilin en güzel tonlarını göreceğiniz müthiş çinilere sahip cami 1424 yılında yapılmış. Ortasında küçük bir şadırvan var. Yeşil Türbe ise camiyi yaptıran 1. Mehmed ve ailesinin kabirleri yer alıyor.
Sinan’ın ustalık imzası: Selimiye
Sadece Edirne’deki değil ülkemizdeki en güzel camilerden biri Selimiye. Mimar Sinan’ın ‘ustalık dönemi eseri’ olan yapı, 1575’te tamamlanmış. Yerden yüksekliği 43 metreyi bulan 31 metre çapındaki kubbesinden etkilenmemek mümkün değil. 2011 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alındı.
Sadece Edirne’deki değil ülkemizdeki en güzel camilerden biri Selimiye. Mimar Sinan’ın ‘ustalık dönemi eseri’ olan yapı, 1575’te tamamlanmış. Yerden yüksekliği 43 metreyi bulan 31 metre çapındaki kubbesinden etkilenmemek mümkün değil. 2011 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alındı.
1414 yılında tamamlanan Eski Cami de Edirne’nin hazinelerinden. Sadelikle görkemi birleştiren bir süsleme anlayışı var. Üç Şerefeli Cami, adını her biri farklı tarzda inşa edilmiş üç şerefeden alan görkemli bir ibadethane. Selimiye’nin kuzey batısındaki 1435’ten kalma Muradiye Camii ise içindeki olağanüstü İznik çinileriyle çok etkileyici.
1488’den miras 2. Beyazıt Külliyesi ise müthiş bir dinginliğe sahip. Burada farklı bir manevi huzur yakalayabilirsiniz. Türk İslam Sanatları Müzesi’ni de listenize ekleyin derim.
Kapısı herkese açık: Mevlana
13. yüzyılda, “Gel ne olursan ol yine de gel” diyerek, çağrısını ayrımsız tüm insanlığa yapan ve evrensel bir sevgi timsali olan Mevlana’nın Konya’daki yeşil kubbeli türbesi, 2017 yılında Türkiye’nin en çok ziyaretçi alan müzesi oldu. Bir yılda 2,5 milyon kişinin gittiği türbeye ev sahipliği yapan ve geçmişte de dergâh olarak kullanılan yer, aslında Selçuklu Sarayı’nın gül bahçesiymiş. Alâeddin Keykubad tarafından, Mevlâna’nın babası Bâhaeddin Veled’e hediye edilmiş.
13. yüzyılda, “Gel ne olursan ol yine de gel” diyerek, çağrısını ayrımsız tüm insanlığa yapan ve evrensel bir sevgi timsali olan Mevlana’nın Konya’daki yeşil kubbeli türbesi, 2017 yılında Türkiye’nin en çok ziyaretçi alan müzesi oldu. Bir yılda 2,5 milyon kişinin gittiği türbeye ev sahipliği yapan ve geçmişte de dergâh olarak kullanılan yer, aslında Selçuklu Sarayı’nın gül bahçesiymiş. Alâeddin Keykubad tarafından, Mevlâna’nın babası Bâhaeddin Veled’e hediye edilmiş.
Bahçede, eskiden dervişlerin kaldığı odalar var. Dergâh eşyaları ve değerli el yazmaları da görecekleriniz arasında. Bugünkü kemanların öncüsü olarak kabul edilen sekiz telli keman, sabır taşları ve Galileo’nun asıldığı dönemde astronomi dersleri vermek için kullanılan küre de Mevlana Müzesi’nde sergileniyor. Mevlana’nın can yoldaşı Şems-i Tebrizi’nin türbesi ve camisi ise Şems Parkı’nın içinde.
Konya’da hem Selçuklu hem de Osmanlı döneminde yapılan çok sayıda cami var. Anadolu Selçukluları döneminde yapılan Konya’nın en büyük ve en eski camisi Alaeddin Camii, 13. yüzyıldan kalma İplikçi, Sahip Ata, Sadrettin Konevi camileri ile klasik Osmanlı mimarisinin izlerini görebileceğiniz Selimiye Camii listenizde olsun.
BUNLARI DA GÖRMELİ
-İstanbul’un Art Nouveau mimari üslubunda yapılan tek türbesi olan Beşiktaş’taki Şeyh Zafir Türbesi-Balyan Ailesi’nin yaptığı Küçük Mecidiye Camii-7. yüzyıldaki Arap kuşatması sırasında İstanbul’da şehit düşen Vehb Bin Hüşeyre ve Süfyan Üyeyne’nin gömüldüğü yere yapılan Karaköy Yeraltı Camii-İstanbul Perşembe Pazarı’ndaki iş yerlerinin arasına sıkışıp kalan ama keşfedenleri ahşap işçiliğiyle kendine hayran bırakan Arap Camii
-İstanbul’un Art Nouveau mimari üslubunda yapılan tek türbesi olan Beşiktaş’taki Şeyh Zafir Türbesi-Balyan Ailesi’nin yaptığı Küçük Mecidiye Camii-7. yüzyıldaki Arap kuşatması sırasında İstanbul’da şehit düşen Vehb Bin Hüşeyre ve Süfyan Üyeyne’nin gömüldüğü yere yapılan Karaköy Yeraltı Camii-İstanbul Perşembe Pazarı’ndaki iş yerlerinin arasına sıkışıp kalan ama keşfedenleri ahşap işçiliğiyle kendine hayran bırakan Arap Camii
-Üsküdar’daki Mihrimah Sultan, Yeni Valide, Şemsi Paşa, Rum Mehmed Paşa ve Ayazma camileri-Kanlıca İskelesi’nin arkasında yer alan Mimar Sinan’ın az bilinen eseri Gazi İskender Paşa Camii-Peygamberler şehri Şanlıurfa’daki Balıklı Göl ve hemen yanındaki Rızvaniye Camii.-Anadolu’daki kapalı avlulu medreselerin en büyüğü olan, 1310 yılından kalan Erzurum’daki Yakutiye Medresesi-Amasya’daki 2. Bayezid Külliyesi-Mardin’deki Kasımiye Medresesi