Hürriyet Haber
Ramazan'da Ege'yi keşfetmek için nefis bir fırsat: Bademli köyü
Dikili ilçesine bağlı Bademli köyü son zamanlarda hayli ilgi gören bir seyahat rotası. Zeytinlikleriyle, bozulmamış doğasıyla dikkat çeken köy Ege Denizi’yle buluşmak için de ideal. Okurumuz Hüseyin Yurttaş izlenimlerini yazdı.
İzmir’in el değmemiş köyü Bademli Dikili ilçesine bağlı Bademli köyü son zamanlarda hayli ilgi gören bir seyahat rotası. Zeytinlikleriyle, bozulmamış doğasıyla dikkat çeken köy Ege Denizi’yle buluşmak için de ideal. Okurumuz Hüseyin Yurttaş izlenimlerini yazdı.İzmir’in el değmemiş köyü Bademli unutulmaz güzellikler sunuyor.
Bugün ise Bademli’den Denizköy’e, Çandarlı’nın Karadağ eteklerindeki sitelere ve Çandarlı’ya kıyı yolundan ulaşmak mümkün. Yani artık Bademli’den öteye ve Çandarlı’dan Bademli’ye yol var.
Ağustosun ilk üç gününde, köy muhtarlığı ile Bademli Kültür Sanat ve Gelişim Derneği tarafından düzenlenen Bademli Festivali’nde bulundum. Benim için bilgi tazelemesi oldu bu ziyaret.
Kalın duvarlarıyla dikkat çekiyor. İçinde büyük yağ küpleri, tek tük makine kalıntıları var. Boşalmış, ölü bir yapı şimdi. Yıllardır düdüğü ötmüyor. Bu fabrikanın düdüğü, adeta bir siren gibiymiş ama çok güçlü bir siren. İşbaşı ve paydos saatlerinde öttüğünde, ortalık sağır edici o sesle çınlarmış. Bu ses, çok uzaklardan bile duyulurmuş.
Bir gün buradan giden balıkçılardan biriyle yine öyle eskileri yâd ederek söyleşirken durgun havanın da etkisiyle karşı kıyıdan gelen fabrika düdüğü ta oraya ulaşmış. Başlamış ağlamaya. Rivayet o ki, öyle durgun havalarda ses oraya ulaştıkça, bu topraklardan göçüp gitmek zorunda kalmış olan bu Rum, her defasında gözyaşı dökermiş.
Yıllar sonra onun oğlu Makaro Haralambos, Bademli’ye gelmiş. Fabrikaya girer girmez yerleri öpmüş. Toprağı avuçlayıp hıçkıra hıçkıra ağlamış. Sonra, düğün mü varmış, radyoda mı çalınmış, davul zurna bir de Harmandalı çalmasın mı? Kalkmış öyle bir Harmandalı oynamış ki, bizimkiler bakakalmışlar. Bunu bana ilk anlatan Almanya’da öğretmenlik yapan Zafer Erhan’dı. Ayrıntılar köylülerden geldi. Bir hazin öykü...
Bademli’den öteye uzandığınızda zeytinlikler arasında ilerleyen güzel bir yolla denize, Bademli Balıkçı Barınağı’na ve Kalem Adası’na ulaşabilirsiniz. Bademli balıkçılarının kendilerinin inşa ettiklerini söylediği barınak, dört mevsim denize çıkılan ve denizden dönülen, açıklardan Bademli’ye, Dikili’ye ve çevre köylere balık taşınan bir iş alanı. Bütün balıkçı barınaklarında görülen denizle buluşma güzellikleri ve dağınıklıkları orada da var. Kediler, insanlar ve bir bardak çay...
SADECE EGELİLERİN BİLDİĞİ LEZZET: KORUK ŞERBETİ. Bademli Köyü’ne girişte yolunuz mutlaka kahvelerin önünden geçecektir. O yol ileride denize, Kalem Adası’na ve öteki güzelliklere götürecektir sizi ama durup bir soluklanmalısınız. Soluklanırken Bademli’nin ünlü koruk şerbetini de yudumlayabilirsiniz. Buraya özgü, farklı bir tattır bu.
Dağ güzelliklerinin ardında koşan serüvenciler için Karadağ iyi bir yürüyüş ve tırmanış alanı. Ben, çocukluğumdan beri güneyden bakarak Karadağ’ın iki hörgücünü belleğime kazıdım. Eski Yörük yerleşimlerinin kalıntıları yamaçlara serpilmiş durumda. Her birinin ilginç ve iç sızlatan öyküleri var.
Örneğin, Hasanağa Köyü, çeşitli cephelere ve elbette Çanakkale’ye yollamıştır yiğitlerini. Bir ara Midilli’ye gidip tedavi olan son erkek de ölünce, cenazeyi kaldırmak kadınlara ve çocuklara düşmüştür. Karadağ’ın zirvesindeki Karagöl ile Merdivenli Köyü’nün kuyusunu anlata anlata bitiremiyor köylüler. Denizköy de mavilere ulaşmak isteyenlerin varabilecekleri en güzel noktalardan.Bademli, bozulmamış, duru güzelliklerle bezeli ender yerlerden biri. Gezi tutkunlarının bir gün yollarını düşürmeleri gereken bir köy.