Asım GÜNEŞ
Kaya adam: Don Alberto Gutierrez Giron
Nikaragua'nın kuzeyinde, Tisey Doğal Koruma Parkı'nda zirveler arasında 40 yıldır aynı ses yankılanıyor. Hızla akıp giden zamanın her şeyi aynı hızla değiştirmesine inat, bu ses hiç değişmeden devam ediyor. Dağdaki heykeltıraş Alberto Guiterrez Giron'un kayaları yontmak için kullandığı keski ve kaya parçasının sesi. Zamanın neredeyse durduğu bu küçük kulübenin çevresinde değişen şey ise Giron'un farklı figürler oyduğu kayalar...
Heykeltraş Alberto Guitérrez Giron’un 40 yıldır kayaları yontuyor. Zamanın neredeyse durduğu bu küçük kulübenin çevresinde değişen şey ise Girón’un farklı figürler oyduğu kayalar. İşte Girón’un hikayesi...
Sömürge dönemi mimarisinin hakim olduğu bu küçük şehir Esteli, Nikaragua devriminin ateşlendiği kentlerden biri. Şehir içinde yapılacak fazla bir şey olmasa da çevresinde bulunan Tisey Doğa Koruma alanı, Somoto Kanyonu gibi doğal güzellikler görülmeye değer. Ama benim hedefim tamamen başkaydı. Dağdaki heykeltraşı bulmak!
Kendisi, 40 yıldır durmadan kayalara şekil verirken akıp giden zamanda, kendi heykelini kazımış Alberto’nun yüzüne.
Kimine göre meczup, kimine göre sanatçı, kimine göre her ikisi Alberto Gutiérrez, 17 Ekim 1944’te dedesi ve babası gibi bu dağlarda dünyaya gelmiş. Neredeyse tüm hayatı burada geçiyor. Gençlik yıllarında Nikaragua içinde çalışmak için başka şehirlere gitmiş ama sonunda dönüp dolaşıp doğduğu yere, Tisey’e geri gelmiş.
Bu sohbetten sonra Alberto, El Jalacate’nin dağlarına dönerken, sohbet ettiği Francisco Rivera, Nikaragua’nın özgürlük mücadelesinde “El Zorro” lakabıyla tanınan en ünlü gerillalardan biri oluyor. 1978 yılında Sandinist Ulusal Kurtuluş Cephesi’den (FSNL) arkadaşlarıyla, Esteli’de, Amerikan destekli Samoza diktasına karşı mücadeleye başlayan ilk grubun içinde yer alıyor.
40 yıldır aynı malzemelerle çalışıyor
Alberto Gutiérrez Girón ise iç savaşın başlamasından bir yıl önce, 1977’de 33 yaşındayken, 3 keski ve Matagalpa’daki nehirden aldığı taş ile çocukken hayalinde gördüğü gibi, inşa ettiği küçük kulübesinin çevresindeki kayalara eserlerini, hayallerini ve anılarını oymaya başlıyor.
İlk olarak Esteli Kathedrali ile başlıyor. Daha sonra jaguar, kurbağa, fil gibi hayvan desenleri işliyor kayalara. Yıllar içinde işlediği konular ‘İkiz Kule’lerden, Herküle, Bakire Meryem’den, ‘El Zorro Francisco Rivera’ya kadar değişiklik gösterse de, bir o kadar da uyum içinde kayalar üzerindeki yerlerini alıyor.
Üç erkek bir kız kardeşi olmasına rağmen Alberto, yalnız bir yaşamı tercih etmiş. Akrabalarıyla görüşmüyor. Hiç evlenmiyor, çocuk istemiyor... Nikaragua hızla değişirken, o çevreden soyutladığı hayatında, kulübesine yakın yaşayan komşusu, köpeği, bahçesindeki bitkileri ve tabi ki heykelleriyle birlikte hayatını sürdürüyor.
Bazen, yatağını kayaların altına getirip orada uyuyor. Rüyasında gördüklerini kayalara işliyor. Her sabah saat 04.00’te kalkan Alberto, günde 3 saat çalışıyor. Diğer zamanlarında ise, bitkileri ve komşusuyla vakit geçiriyor. Bahçesinde ananas, portakal, mango gibi meyveler ve çeşitli çiçekler yetiştiriyor. Onlarla çocukları gibi konuşuyor.
Yıllar içinde namı yerel halk arasında yayılırken, Nikaragua’yı ziyaret eden turistlerin de ilgisini çekmeye başlıyor. O andan sonra dağların heykeltraşını Esteli kentinin simgelerinden biri haline getirecek süreç işliyor.Ünü o kadar yayılıyor ki, Alberto her yıl, 30-40 ayrı ülkeden 40-45 bin kişinin kendisini ve eserlerini görmeye geldiğini söylüyor.
Alberto’ya nasıl gidilir?
Alberto’ya ulaşmak için kesinlikle tura katılmaya, rehber ya da taksi tutmaya gerek yok. Esteli kentinden iki şekilde gidilebilir. En kısa yolu Güney Otobüs Terminalinden, Tisey-Estanzuela yönüne giden otobüslere binmek. Sadece 06.30 ve 13.30 da olduğunu unutmayın. Dönüş otobüsleri ise 08.00 ve 16.00’da.
Eco Posada ayrımında inip, La Garnacha yönünde 5 dakika kadar yürüyüp tepeden biraz aşağı indiğinizde, sol tarafta ahşap, boyaları dökülmeye yüz tutmuş El Jalahate tabelası ve bir çiftlik kapısı görülüyor. Kapıdan geçip, patika boyunca yaklaşık 700-800 metre aşağı doğru yürüdüğünüzde, Alberto Guitérrez Girón’un evine ulaşılıyor.
Alternatif ise benim yaptığım gibi, yine Güney Otobüs terminalinden San Nicolas otobüsüne binip, Rancho Don Luis’te inmek. Ama buradan Alberto’nun evine varmak için beş kilometre yürüyeceğinizi unutmayın. Dönüşle birlikte 10 km. Yani yanınıza su filan almanızda fayda var.
Bir gün Esteli’deki yetkililer, Alberto’yu, şehrin tanıtımına yaptığı katkı nedeniyle, plaket vermek için kente getirmiş. Yıllardır dağdan inmeyen Alberto, değişiklikler karşısında çok şaşırmış. Özellikle çok sayıdaki otomobil onu korkutuyormuş.
Alberto’nun eserlerini tam olarak nasıl tanımlayacağımız bile belli değil. Belli bir stili yok, belli bir akıma bağlı değil, böyle şeylerden haberi bile yok. Heykel mi, kabartma mı? Zaten çok da önemli değil. Kimine göre deli, kimine göre dahi, kimine göre hayatını sanata adamış, kimine göre hayatını boşa harcamış.