Asım GÜNEŞ
Dünyanın en zorlu dağında Annapurna'da 7 gün
Dünya haritasına bakınca Nepal, Çin ve Hindistan gibi iki devin arasında kalmış yer fıstığı gibi duruyor. Dünyanın en fakir ama bir o kadarda sıcak insanlarının yaşadığı bu küçük ülkeyi, ayrıcalıklı yapansa dünyadaki en yüksek dağların bu coğrafyada olması. Yürüyüşçüleri mıknatıs gibi çeken bu mabede meşhur Annapurna’na için geldim. İki büyük şişe su ve kıyafetlerimi sırt çantama doldurup 7 gün boyunca hiç unutamayacağım bir maceraya attım kendimi...
Nepal’deki en ünlü ve en çok talep gören yürüyüş rotası tabii ki dünyanın en yüksek zirvesi Everest Ana Kampına yapılanı... Ama onun kadar meşhur olmasa da dünyanın 10’uncu yüksek zirvesi Annapurna Ana Kampı’na yapılan yürüyüş her yıl binlerce insanı cezbediyor. En yüksek noktası 4 bin 130 metre, o da ana kampa vardığınızda. Zorluk derecesi ise orta seviyede.
Yani hava şartları zorlamazsa yürüyüş açısından çok zorlu ve tehlikeli değil. İdeal yürüyüş zamanı mart-mayıs ve eylül-kasım ayları arasında. Poon Hill’den dolaşırsanız toplam mesafe 100 km’yi geçiyor. Nayapul’dan direkt çıkarsanız 80 km civarı. Ben Nisan 2015’in başlarında yürüdüm. Hava genelde iyiydi, sadece her gün sözleşmişçesine saat 15.00-16.00 sıralarında başlayan yağmuru saymazsak.
Neyse hadi hikâyeye geçelim. Nepal’de ilk konakladığım, Budha’nın doğum yeri olan Lumbini oldu. Dört gece kalıp 700 NPR’ye (Nepal Rupisi) otobüsle Pokhara’ya geçtim. Nepal’in korkunçluğuyla ünlü yollarıyla da 8-9 saat süren bu yolculukta tanıştım. Phewa Gölü kenarına kurulu Pokhara şehri, özellikle hippiler ve çiçek çocukların torunlarının en favori yerlerinden biri.
Zorla yürüyüşe ilk adım
İlk iş olarak yürüyüş bölgesine girebilmek için gerekli resmi belgeler gerekiyor. Bunlar TİMS (Trekkers İnformation Manangement System) ve ACAP’ı (Annapurna Conservation Project Area). Yanınızda dört vesikalık fotoğraf, pasaport, pasaportunuzun fotokopisi ve 40 dolar bulundurmak yeterli. Yürüyüş boyunca, yol üzerinde her 2-3 saatlik mesafede bulunan homestay, lodge ve teahouselarda kalmayı planladığım için çadır falan almadım.
İlk iş olarak yürüyüş bölgesine girebilmek için gerekli resmi belgeler gerekiyor. Bunlar TİMS (Trekkers İnformation Manangement System) ve ACAP’ı (Annapurna Conservation Project Area). Yanınızda dört vesikalık fotoğraf, pasaport, pasaportunuzun fotokopisi ve 40 dolar bulundurmak yeterli. Yürüyüş boyunca, yol üzerinde her 2-3 saatlik mesafede bulunan homestay, lodge ve teahouselarda kalmayı planladığım için çadır falan almadım.
Oda fiyatları oldukça uygun. Bir hafta boyunca 100-200 NPR arası ücretler ödedim. Genelde insanlara trekking için rehber ve taşıyıcı almaları öneriliyor. Benim kanaatim rehbere kesinlikle ihtiyaç yok. ABC Trekking rotasında yürünecek yol çok belli. Kaybolmanız neredeyse imkansız. İki büyük şişe su ve gerekeceğini düşündüğüm kıyafetlerimi sırt çantama koydum ve yola çıktım.
1. Gün
Malum, atalarımızın dediği gibi “Erken kalkan çok yol alır”. Onun için yola erken çıkmakta fayda var. Ama ben Sarankot tırmanışının da etkisiyle biraz geç kaldım. Pokhara’da terminalden halk otobüsüyle yürüyüşün başlayacağı Nayapul’a gittim. Nayapul, rotaya başlayacakların heyecanıyla rotayı bitirip dönenlerin mutluluk hissinin karıştığı bir nokta.
Malum, atalarımızın dediği gibi “Erken kalkan çok yol alır”. Onun için yola erken çıkmakta fayda var. Ama ben Sarankot tırmanışının da etkisiyle biraz geç kaldım. Pokhara’da terminalden halk otobüsüyle yürüyüşün başlayacağı Nayapul’a gittim. Nayapul, rotaya başlayacakların heyecanıyla rotayı bitirip dönenlerin mutluluk hissinin karıştığı bir nokta.
Arada hafif yağan yağmurda, katmanlar geri yığılsa da yürüyüş sorunsuz geçti. İlk gün hedefim Ulleri’ye ulaşmaktı. Ama her gün akşam üzeri sözleşmiş gibi yağan yağmur o günkü buluşmaya da zamanında geldi. Hem de yanında fazlasıyla su getirerek...
2. Gün
Bir gün öncesinin aksine oldukça açık bir hava karşıladı. Bütün gün geneli tırmanış olan yürüyüşü kah merdivenlere lanet ederek, kah asansörün ne kadar büyük bir nimet olduğuna iman ederek geçtim. Bana göre tüm rotanın en zor kısmı burası. Sudame’den Banthanti’ye olan bölümdeki tırmanış. Yaklaşık 3 binin üzerindeki basamaklar insana amacını tekrar düşündürüyor.
Bir gün öncesinin aksine oldukça açık bir hava karşıladı. Bütün gün geneli tırmanış olan yürüyüşü kah merdivenlere lanet ederek, kah asansörün ne kadar büyük bir nimet olduğuna iman ederek geçtim. Bana göre tüm rotanın en zor kısmı burası. Sudame’den Banthanti’ye olan bölümdeki tırmanış. Yaklaşık 3 binin üzerindeki basamaklar insana amacını tekrar düşündürüyor.
Oldukça erken kalktığım ve hızlı yol aldığım için öğleden sonra manzarasıyla ünlü Poon Hill’in bulunduğu Ghorapani’ye ulaştım. Devam edeyim mi, kalayım mı diye düşünürken, Poon Hill’den gündoğumu izlemenin adet olduğunu söyleyen Fransız çifte uyup konaklamaya karar verdim.
3. Gün
Bugün hedefimi Tadapani olarak belirlemiştim. Rengârenk çiçekler açmış ağaçlıkların arasından ve Himalaya manzaralı düzlüklerden bir inip bir çıkarak devam ettim. Yol üzerinde bir süre rehberiyle birlikte yürüyen Alman bir kızla yoldaşlık yaptık. Ara ara durup niye bunu kendimize yaptığımızı sorguladık. Durumumuza gülüp kendimizle dalga geçtik.
Bugün hedefimi Tadapani olarak belirlemiştim. Rengârenk çiçekler açmış ağaçlıkların arasından ve Himalaya manzaralı düzlüklerden bir inip bir çıkarak devam ettim. Yol üzerinde bir süre rehberiyle birlikte yürüyen Alman bir kızla yoldaşlık yaptık. Ara ara durup niye bunu kendimize yaptığımızı sorguladık. Durumumuza gülüp kendimizle dalga geçtik.
Öğlen gibi Tadapani’ye vardım. Harika bir manzaraya karşı öğle yemeği yiyip devam etmeye karar verdim. Sonraki durağım olacak Chomrong’ da vadinin karşısında ucundan azıcık görününce dedim “Bitiririm ben bu yolu bugün”. Zor da olsa Chomrong’a nefes nefese bir vaziyette. Hemen kalacak yer bulup attım çantayı.
Bu seferki hedefim, Machhrapuchhre Ana Kampına en yakın konaklama yeri Deurali’ye kadar ulaşmaktı. Artık vücudumda yürüyüşe tamamen adapte olduğu için tempolu olarak tırmanmaya başladım.
Hayranlığım sebebi ise sırtındaki ciddi rahatsızlık nedeniyle güçlükle yürümesine rağmen inatla rotayı bitirmeye çalışmasıydı. Beraber yürüdük ve Annapurna Ana Kampına’da doğru son düzlüğe girdik. Kar bir atıştırıp bir dururken, akşama doğru vardık 4 bin 130 metre yükseklikteki Annapurna Ana Kampa.
Birkaç kez kayıp düşsem de hız kesmeden devam edip aynı gün içinde Chomrong’a geri döndüm. Yokuş aşağı depara kalktım resmen. Ama akşam üzeri Chomrong’a vardığımda bacaklarımı hissetmiyordum.