Elvin LEVİNLER / Instagram & youtube: @elvinimin
"Burada sanki film setlerine geri döndüm..."
Şöyle bir yer düşünün… Kızılın akıl almaz tonları içinde başka bir gezegendeymiş gibi hissedip çölün içinde kumlara bulandığınız ve ertesi gün berrak mavinin içinde mercan resiflerinin arasında yüzüp en zengin sualtı dünyalarından birine şahit olduğunuz… Hem çöl iklimi hem tropikal iklim, hem rengârenk bir sualtı hem de tuz oranından dolayı hiçbir canlının yaşamadığı sular burada… Burası Ürdün. İşte size diğerlerinden çok farklı Ürdün gezi rehberi…
Şöyle bir yer düşünün… Kızılın akıl almaz tonları içinde başka bir gezegendeymiş gibi hissedip çölün içinde kumlara bulandığınız ve ertesi gün berrak mavinin içinde mercan resiflerinin arasında yüzüp en zengin sualtı dünyalarından birine şahit olduğunuz… Hem çöl iklimi hem tropikal iklim, hem rengârenk bir sualtı hem de tuz oranından dolayı hiçbir canlının yaşamadığı sular burada… Burası Ürdün. İşte size diğerlerinden çok farklı Ürdün gezi rehberi…
Fotoğraflar: Bülent Hacıömeroğlu / Instagram: @bulentkhnazzab
Fotoğraflar: Bülent Hacıömeroğlu / Instagram: @bulentkhnazzab
Dünyanın yeni 7 Harikasından biri Petra, farklı renkteki kumlarıyla Mars yüzeyine benzeyen UNESCO Dünya Mirasları listesinde Wadi Rum, sualtı dünyasının en renkli olduğu yerlerden Kızıldeniz ve tuzlu sularının şifalı gücü ve göl tabanındaki tuzlu kilin şifalı mineral yapısı sebebiyle nam salmış Ölü deniz (Lut gölü) yeniden açılan direkt uçuşlar sayesinde sadece iki saat uzağımızda.
Petra
Zamana meydan okuyan, saklı yollar arasına gizlenmiş ve kayalara oyularak inşa edilmiş 2200 yaşında bir şehir. Yunanca ‘taş’ anlamına gelen Petra; kayaların renginden dolayı ‘Rose city’ olarak da biliniyor.
Zamana meydan okuyan, saklı yollar arasına gizlenmiş ve kayalara oyularak inşa edilmiş 2200 yaşında bir şehir. Yunanca ‘taş’ anlamına gelen Petra; kayaların renginden dolayı ‘Rose city’ olarak da biliniyor.
Kayaların yumuşak yapısından dolayı ihtişamlı mimarisi, günün her saati güneşin farklı açılarıyla farklı tonlarda çıkıyor karşımıza. En ikonik mimarisi ise şüphesiz Hazine binası – El-Hazne. Hazinenin olduğu alana ulaşmak için yaklaşık 1.5 km uzunluğunda ‘Sig’ adı verilen, yer yer iki metreye kadar daralan nefes kesici bir kanyonun içinden geçiyoruz.
Bu yolda ilerlerken varılacak yeri unutuyoruz, yolun kendisi öyle ihtişamlı, öyle renkli ve büyüleyici ki; kayaların arasından birden karşımıza dikilen Hazine binasına bir süre bakakalıyoruz.
Kayıp kent Petra, 1812’de İsviçreli bir gezgin tarafından keşfedilmiş, yolun bu kadar gizli olmasının sebebiyse kral mezarlarını ve hazineyi korumak içinmiş. 1985 yılında UNESCO dünya kültürel mirası listesi, 2007 de Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri olarak seçilmiş. Öyle büyük bir alana kurulmuş ki; 30 km yürüdüğümüz ve tepelere bile tırmandığımız halde bir günde bitirmek, güneşin batışıyla birlikte taş işçiliği üzerinde renklerle oynadığı oyunları kaçırmadan bu antik şehri bir güne sığdırmaya çalışmak nafile.
Gündüzüne hiç doyamadığımız halde güneşin batışıyla birlikte dışarıya çıkmamız gerekiyor çünkü haftanın üç günü, Petra, akşam için de ziyaretçilerine hazırlanıyor. Bu kez aynı yollardan yüzlerce mumun aydınlatması eşliğinde geçiyoruz. Öyle bir atmosfer var ki, gün içinde ne kadar çok yürüdüğümüzü ve yorulduğumuzu unutuyoruz ve kanyonun içinde ilerlerken bir anda meşhur Hazine binası karşımıza çıktığında, ilk kez görmüşçesine heyecanlanıyor ve büyüleniyoruz.
Wadi Rum
Eşine ender rastlanır renklerde kumtaşı ve granit kayalarla bezenmiş Çöl vadisi diğer adıyla yukardan bakıldığında ay şeklinde olduğu için ‘Ay Vadisi’. Aynı zamanda kızıl kumları ve yarattığı sonsuzluk hissiyle başka bir gezegende hissettirdiği için ‘The Martian’ filmindeki Mars sahneleri burada çekilmiş.
Eşine ender rastlanır renklerde kumtaşı ve granit kayalarla bezenmiş Çöl vadisi diğer adıyla yukardan bakıldığında ay şeklinde olduğu için ‘Ay Vadisi’. Aynı zamanda kızıl kumları ve yarattığı sonsuzluk hissiyle başka bir gezegende hissettirdiği için ‘The Martian’ filmindeki Mars sahneleri burada çekilmiş.
Ürdün’ün güneyindeki Akabe’nin 60 km doğusunda yer alıyor. Önce geleneksel öğle yemeği hazırlıklarını izliyoruz: ‘Zarb kebabı’. Çölde açılan kuyunun için kebapları yerleştiriyorlar alt tepsisinde pilav, üst tepsisinde ise sebzeler pişiyor. Et haricinde ise yediğim en lezzetli humusları tazecik pitaların üzerine sürüp yine burada, çölde yiyorum.
Karnımızı doyurduktan sonra güneşin altında ciplerle safariye çıkıyoruz. Tercih sizin, isterseniz bu safariyi develerle yapmak da mümkün. Etrafımızı saran renklerle sanki çölün içine değil başka bir gezegene yolculuk ediyoruz. Arada durup yumuşacık kuma basıyor, gömülerek tırmanmaya, güzel fotoğraflar çekmeye ve bu renkleri hafızamıza kazımaya çalışıyoruz.
Mum ışıklarıyla aydınlatılmış Bedevi çadırlarında konaklamak ve gecenin zifiri karanlığında yıldızları bu kadar yakından görmek varken hiç gidesimiz yok… Bu gidişimizi tekrar gelmek için bahane olarak yanımıza alıp Ay Vadisi’nden ayrılıyoruz.
Akabe’de 20’den fazla dalış noktası varmış. Tüplü dalış için biraz daha geniş zaman yaratmak gerektiği için biz şnorkellerimizle keşfe çıkıyoruz.
Biz de tekrar gelmek için bol bol biriktirdiğimiz bahanelerimizle her an spontane bir seyahat yapabiliriz.
26
İnsanlardan korunmuş dünya üzerindeki en bakir 10 yer
Dünya üzerindeki birçok güzel yerin popüler olması bu güzelliklerin insanlar tarafından berbat hale getirilmesini de tetikler durumda. Ama bu yerlerin aksine öyle yerler var ki insan eli değmemiş, doğasına ve yapısına dokunulmamış bakir yerler… İşte dünyanın en bakir 10 yeri… Detaylar için videoya tıklayınız...
Dünya üzerindeki birçok güzel yerin popüler olması bu güzelliklerin insanlar tarafından berbat hale getirilmesini de tetikler durumda. Ama bu yerlerin aksine öyle yerler var ki insan eli değmemiş, doğasına ve yapısına dokunulmamış bakir yerler… İşte dünyanın en bakir 10 yeri… Detaylar için videoya tıklayınız...