İsmail SARI / isari@hurriyet.com.tr | Fotoğraflar: Alamy, İsmail Sarı, Anadolu Ajansı
Annenizle gitmek isteyeceğiniz huzurlu adresler! Karantina sonrası en güzel hediye...
Karantina sürecinde evinizden çıkmadan anneler gününü hediyelerle unutulmaz hale getirmek için planlarınızı yapmışsınızdır. Bu planların içinde annelerinizle birlikte bir-iki günlük doğanın içinde tatil yapmak çok iyi olurdu ama ne yazık ki ‘evdekal’mak zorundayız. Yalnız her şeyin normale döneceği günler yakın. Karantina sonrası annelerinizle birlikte koronadan uzak doğayla iç içe zaman geçireceksinizdir. Şimdiden planlarınıza yardımcı olmak için bir liste hazırladık. İşte karantina biter bitmez annenizle gitmek isteyeceğiniz en huzurlu adresler…
Aslında doğanın sunduğu renk cümbüşü için en uygun zaman sonbahar ama ilkbaharda da harika fotoğraflar yakalamanız mümkün. Şırıl şırıl melodi gibi akan dereler, buz gibi şifalı pınarlarıyla anneniz için burası iyi bir seçenek. Genelde Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl yakınlarındaki en güzel yerlere kamp severler kuruluyor. Belki siz de ailecek kamp kurabilirsiniz.
Korona sonrası şehirden uzakta çıplak ayakla yaprakların üzerine basarak yürüyünce anneniz tüm yaşanılan bu sürece unutacaktır. Ayrıca Yedigöller Milli Parkı’nda sayısız sıra dışı güzelliklere rastlamak mümkün. Bunlardan biri de Pisagor ağacı. Üçgen özelliğiyle dikkat çeken Pisagor ağacı, doğaya ve fotoğraf sanatına ilgi duyan herkesin uğrak noktası. Sakın es geçmeyin…
Hem doğayla iç içe hem de bol aktiviteli: AKÇAKOCA
Karadeniz'de doğa manzarası hayal edin; derin vadiler, şelaleler, berrak akan dereler, alabildiğince yeşillik ve fındık bahçeleri... Tüm bunların harmanlandığı yer Akçakoca... Batı Karadeniz’de Düzce’ye bağlı, küçük ama kocaman bir açık hava müzesi... Bölgenin en önemli özelliklerinden biri de tarihine sahip çıkması. Cumhuriyet, Yukarı Mahalle, Hacı Yusuflar ve Orhan Gazi mahalleleri Akçakoca’nın en eski yerleşim yerlerinden.
Karadeniz'de doğa manzarası hayal edin; derin vadiler, şelaleler, berrak akan dereler, alabildiğince yeşillik ve fındık bahçeleri... Tüm bunların harmanlandığı yer Akçakoca... Batı Karadeniz’de Düzce’ye bağlı, küçük ama kocaman bir açık hava müzesi... Bölgenin en önemli özelliklerinden biri de tarihine sahip çıkması. Cumhuriyet, Yukarı Mahalle, Hacı Yusuflar ve Orhan Gazi mahalleleri Akçakoca’nın en eski yerleşim yerlerinden.
Farklı mimari özellikler taşıyan Akçakoca evleri, geçmişin bugünkü temsilcileri gibiler. Özellikle Yukarı Mahalle’ye çıktığınızda, saksıları dolduran renk renk çiçeklerin süslediği evlerin içinde tarihi yolculuğa çıkacaksınız. Her hafta sonu burada yöresel ürünler pazarı kuruluyor. Pazara vardığınızda mis gibi tarhana ve köy ekmeği kokusu sarıyor dört bir yanı.
Sabah sağılıp tezgâhlarda yerini alan süte, peynire ve tereyağına kadar her şey var. Özellikle Kızılca mancarı, ıspanak, pırasa ve pazı gibi birçok sebzenin karışımından yapılan pideyi mutlaka tatmalısınız. Bölgede çok meşhur. Bir diğer önemli lezzetse gelinlerin ilk geceden sonra dağıttıkları şekerli fındık... Anneniz buradan geri dönmek istemeyecek.
Ayrıca biraz hareketli bir gün olsun derseniz, zaten buranın bir başka özelliğiyse doğa sporlarına elverişli olması. Sarp kayalarla kesilmiş sahil boyunca ve şelale güzergâhında doğada yürüyüş yapabilirsiniz. En keyifli aktivite ise Melen Çayı üzerinde yaklaşık 12 km uzunluğundaki rafting parkuru... Şu sıralar rafting yapılabiliyor. Ortalama üç zorluk derecesi olan parkur, 1.5 saat sürüyor.
Küçük Karadeniz: YUVACIK
Kocaeli’nde saklı kalmış cennetlerimizden Yuvacık… Pek fazla bilinmiyor. Bölge halkı buraya “Küçük Karadeniz” diyor. Haklılar… “Neden?” derseniz tıpkı Karadeniz gibi yemyeşil bir doğası var. Ailecek burada bol bol oksijene doyacaksınız. İstanbul’dan yolculuk süreniz 1,5 saat.
Kocaeli’nde saklı kalmış cennetlerimizden Yuvacık… Pek fazla bilinmiyor. Bölge halkı buraya “Küçük Karadeniz” diyor. Haklılar… “Neden?” derseniz tıpkı Karadeniz gibi yemyeşil bir doğası var. Ailecek burada bol bol oksijene doyacaksınız. İstanbul’dan yolculuk süreniz 1,5 saat.
Her mevsim güzel: SAPANCA VE MAŞUKİYE
Sapanca Marmara Bölgesi’nde doğal bir film platosu gibi... Hem gölü hem de doğal güzellikleriyle her mevsim âşık olunacak cinsten. Göl kıyısındaki binbir çeşit bitki görülmeye değer. Gezdikçe Bizans dönemi anıtları ve lahitleri çıkacak karşınıza. Her adım bir tarih... Sonra yolunuzu Maşukiye’ye çevirin.
Sapanca Marmara Bölgesi’nde doğal bir film platosu gibi... Hem gölü hem de doğal güzellikleriyle her mevsim âşık olunacak cinsten. Göl kıyısındaki binbir çeşit bitki görülmeye değer. Gezdikçe Bizans dönemi anıtları ve lahitleri çıkacak karşınıza. Her adım bir tarih... Sonra yolunuzu Maşukiye’ye çevirin.
Dere üzerindeki ahşap köprüleri, şelaleleri ve meyve bahçeleriyle keyifli bir Anneler Günü gezisinin hakkını Maşukiye’de vermek mümkün. Burada köy evi konseptli restoranlarda mutlaka kahvaltı yapın. Buralara kadar gelmişken doğanın içinde yürüyüş yapmadan sakın dönmeyin. Kirazlı Yayla’ya doğru çıkın. Aynı zamanda çiçek seralarını da ziyaret edebilirsiniz.
Tarihle iç içe: KIYIKÖY
Kırklareli sınırları içinde yer alan, İstanbul’a iki saat uzaklıkta bir sahil kasabası burası. İğneada kadar uzun olmasa da görülmeye değer bir kumsalı var. Sokaklar iki katlı ahşap evlerle çevrili. Balıkçı barınakları ve eskiden korsanlar tarafından kullanılan mağaralar çok dikkat çekici.
Kırklareli sınırları içinde yer alan, İstanbul’a iki saat uzaklıkta bir sahil kasabası burası. İğneada kadar uzun olmasa da görülmeye değer bir kumsalı var. Sokaklar iki katlı ahşap evlerle çevrili. Balıkçı barınakları ve eskiden korsanlar tarafından kullanılan mağaralar çok dikkat çekici.
Annenizle kaplıca keyfi: KUZULUK
Burası Sakarya’da Akyazı’ya bağlı kaplıca bölgesi... Soğuk sonbahar günlerinde kaplıca daha iyi olur diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. En çok gidilen kaplıca dönemi 15 Mayıs – 15 Eylül aralığı… Kuzuluk ise İstanbul’a yakınlığından dolayı iyi bir tercih. Yalnız bölgeye gelmeden önce Yarımcada bulunan ve Atatürk’ün Kocaeli’nde kahve içtiği yer olan ‘Yarımca Türk Kahvesi’nde kahve içmelisiniz. Bahçesinde 650 yıllık çınar ağacı bulunuyor. Hatta o çınara Fatih Sultan Mehmet’in atını bağladığı rivayet edilir. Kuzuluk’ta güzel bir kaplıca terapisinden sonra Kerimali Dağı’nda yürüyüş yapıp Sakarya Ovası’nda kaybolabilirsiniz. Bu arada köy pazarındaki bazlamaların tadı da enfes.
Burası Sakarya’da Akyazı’ya bağlı kaplıca bölgesi... Soğuk sonbahar günlerinde kaplıca daha iyi olur diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. En çok gidilen kaplıca dönemi 15 Mayıs – 15 Eylül aralığı… Kuzuluk ise İstanbul’a yakınlığından dolayı iyi bir tercih. Yalnız bölgeye gelmeden önce Yarımcada bulunan ve Atatürk’ün Kocaeli’nde kahve içtiği yer olan ‘Yarımca Türk Kahvesi’nde kahve içmelisiniz. Bahçesinde 650 yıllık çınar ağacı bulunuyor. Hatta o çınara Fatih Sultan Mehmet’in atını bağladığı rivayet edilir. Kuzuluk’ta güzel bir kaplıca terapisinden sonra Kerimali Dağı’nda yürüyüş yapıp Sakarya Ovası’nda kaybolabilirsiniz. Bu arada köy pazarındaki bazlamaların tadı da enfes.
İstanbul'dan çok uzaklaşmak istemeyenlere: AĞVA
Ağva’da görülmesi gereken birçok yer bulunuyor. Özellikle Ocaklı Kale’yi görmelisiniz. Ayrıca Kilimli ve Kadırga Koyları mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Aynı zamanda Ağva’da ailecek dere kenarında kahvaltı yapabilir ve eşsiz doğal güzelliklerinin keyfini çıkarabilirsiniz.
Ağva’da görülmesi gereken birçok yer bulunuyor. Özellikle Ocaklı Kale’yi görmelisiniz. Ayrıca Kilimli ve Kadırga Koyları mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Aynı zamanda Ağva’da ailecek dere kenarında kahvaltı yapabilir ve eşsiz doğal güzelliklerinin keyfini çıkarabilirsiniz.