GeriSeyahat Filmdeki evi bulduğumda heyecandan ölüyordum
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Filmdeki evi bulduğumda heyecandan ölüyordum

Filmdeki evi bulduğumda heyecandan ölüyordum

İstanbullu Mimoza Cendey (17), bu yıl ENKA Lisesi’nde son sınıfa geçti. Dört yıl önce, Ann Brashares’in romanı “Gezgin Pantolon Kardeşliği”ni okuduğunda Santorini Adası’nı merak etmişti. Filmini izleyince ilgisi daha da arttı. Seri romanların üçünü de okudu, iki filmi seyretti ve Santorini’ye gitmeyi aklına koydu. Ailesini ikna edip, haziranın son haftasında adaya gitti, filmde kullanılan evi buldu, sevinçle zıplayıp havada “X” fotoğrafı çektirdi. Cendey, “İlk fırsatta yine gitmek isterim” diyor.

İlk uzun gezinize kaç yaşında çıktınız?
- Babam rehber, annem çevirmen. Bir yaşımdan bu yana geziyorum. İlk kez Hollanda’ya gitmişim. Aile albümlerindeki fotoğraflara bakılırsa, İtalya, Hollanda, New York’tan Florida’ya ABD, İngiltere, Fransa’yı gezmişim. Ne yazık ki çoğunu hatırlamıyorum. Ayrıntıyla hatırladığım ilk gezi, 2001’deki bir haftalık Bali turumuzdu. 10 yaşındaydım. Aslında farklı yerler görmeyi hep sevdim. Çocukluğumda farklı kültürlerle tanışmaya, yeni lezzetler tatmaya pek alışık olmasam da gezilerden zevk alırdım. Yıllar geçtikçe seyahatin verdiği mutluluk arttı. Son dört yıldır daha bilinçli bir gezgin oldum.

Gezi öncesinde özel bir hazırlık yapıyor musunuz?
- Babamdan hazırladığı rotayı öğrenip, şehirleri haritada bulurum, internetten bilgi toplarım. İklimini öğrenip, giysilerimi hazırlarım. Şehirler hakkında özel bilgi toplama konusunda kendimi çok geliştirdim. Kimi zaman profesyonel rehber olan babamı bile şaşırtabiliyorum.

GİTTİĞİM ŞEHİRLERİ İSTANBUL’LA KIYASLARIM

Şehirlerin en çok hangi özelliklerini, bölgelerini merak edersiniz?
- Önce halkını, davranışlarını incelerim. Şehirleri İstanbul’la karşılaştırım. Otel ve restoranların servis kalitesine dikkat ederim. Avrupa’da bile bazı şehirlerde müşterinin önemsenmediğini görüp, şaşırıyorum. Tarihi kalıntı gezmeyi pek sevmem. Eyfel’in tepesine çıkmak gibi, şehirlerin heyecan verici yönlerini merak ederim. Arka sokaklarını, turistik olmayan yerlerini keşfetmek hoşuma gider. Mısırçarşısı benzeri yerler ilgimi çeker. Turist gözüyle bakmak yerine, bu şehirde nasıl yaşardım, sorusunun cevabını ararım. İstinye’de, deniz kıyısında dedemden kalma bir evde yaşıyorum. Buna rağmen ne yazık ki aklım hep gittiğim şehirlerde kalıyor. İtalya gibi bir ülkeye gittiğimde, şehirlerin eski mimarisini de dikkatle incelerim. Türkiye’de gördüğüm şehirlerden Mardin’in evleri, camileri, dar sokakları, yere sofra kurma
Filmdeki evi bulduğumda heyecandan ölüyordum
alışkanlığı bana çok ilginç geldi. Konya’daki Mevlevi kültüründen çok etkilendim. Anıtkabir’i görmek için Ankara’ya gittim. Hayatımın en duygusal gezisiydi, Anıtkabir’den çok etkilendim, hatta ağladım.

En çok hangi ülkeyi merak ediyorsunuz?
- Resimlerden gördüğüm kadarıyla, Çin’in halkı, yemekleri, teknolojisi, binaları, kültürünü çok merak ediyorum. Amerika’nın güneyine gitmek, Hollywood’da ünlülerin yaşadığı yerleri görmek istiyorum. Bir de Rusya’yı çok merak ediyorum.

Daha önce bir kitap, müzik ya da filmin peşinden yolculuğa çıkmak istemiş miydiniz?
- İlk kez Ann Brashares’in yazdığı Gezgin Pantolon Kardeşliği’ni okuduğumda, romanda geçen Santorini’yi çok merak ettim. 2004’te annem hediye etmişti kitabı. Başlangıçta ilgimi çekmedi, ancak o günlerde bir yolculuğa çıktık. Uçakta, romandan uyarlanan filmi izledim. Santorini görüntülerinden çok etkilendim.
/images/100/0x0/55eae44bf018fbb8f89d5c68
Romanı heyecanla bitirdim. İkincisini okudum, filmindeki Santorini sahnelerini yine heyecanla izledim. Üçüncüsü Türkçe’ye çevrilmeden, İngilizce’den okudum. Geçen yaz Santorini’ye gitmeye karar verdiğimde, anneme söyledim. “Biz hiç merak etmiyoruz” dedi. Yine de bu yaz için program yaptık. Geziden onlar da mutlu döndü.

GÜNBATIMI RİTÜEL GİBİ

Sizi bu kadar meraklandıran anlatılan öykü mü, yoksa filmdeki görüntüler miydi?

- Roman benim yaşlarımda Amerikalı dört kız arkadaşın yazın ayrılıp, dört farklı yerde geçirdiği tatilleri anlatıyor. Bunlardan biri anneannesinin yaşadığı Santorini’ye gidiyor. Önce filmdeki küçük evler, mavi kubbeli kiliseler bana çok ilginç geldi. Roman coğrafyadan çok günlük yaşamdan ayrıntılar, öykülerden bahsediyor. Anneannenin yaşamı, komşuluklar, evler, sokaklar tasfir ediliyor. Bunlardan da çok etkilendim.

Ne zaman, nasıl gittiniz?
- 28 Haziran’da, Atina üzerinden uçakla gittik. İlk kez bindiğim pervaneli, küçük bir uçaktı. Biraz korktum. Fakat aşağıdaki deniz o kadar maviydi ki korkumu unuttum. Santorini’yi uçaktan ilk gördüğümde, böylesine büyük bir kaya kitlesi olması, uçurumları bana çok ilginç geldi.

Aşağıya indiğinizde hayal kırıklığı yaşadınız mı?
- İlk bakışta Datça’ya benzettim. Filmin çekildiği Oia dışındaki yerleşimler herhangi bir Akdeniz kasabasına benziyordu. Otelimizin manzarası çok güzeldi. Her şey hayal ettiğim gibiydi.

Filmdeki evi buldabildiniz mi?
- Buldum! İlk gün, eşyalarımızı otele bırakıp hemen Oia’ya gittik. Dar sokakları, kapı ve penceresi mavi evleri, kubbeli kiliseleri görünce öyle heyecanlandım ki kayboldum! Trafiğe kapalı sokaklarda, üstünde taksi yazan eşekler dolaşıyor, turistlerin bavullarını tepelerdeki otellere çıkarıyordu. Yaşlı kadınlar kapı önlerinde sohbet ediyordu. Çoğu siyah giyinmişti. Meğer dullar siyah giyermiş. Her gördüğüme, bu muhakkak Türktür, diyordum. Bize çok benziyorlardı. Filmin evle ilgili sahnelerini iPod’uma kaydetmiştim. Koşarak dolaşırken sokağı buldum. Biraz yürüyünce ev çıktı karşıma. Öyle heyecanlandım ki, ölüyordum az kalsın. Hemen iPod’u çıkarıp evin dış görüntüsünden kontrol ettim. Bulmuştum! Fakat ev boştu, içine giremedim. Kapısında fotoğraf çektirdim. Sevinçten o kadar gülüyor ve birbiri ardına fotoğraf çekiyordum ki, çevredeki turistler bakmaya başladı. Filmi izlememişlerdi, evi bilmiyorlardı. Filmde boş görülen dükkanların herbiri restoran, kafeydi ve aslında kalabalık bir sokaktı. Heyecandan zıplayıp, havada ”X” fotoğrafı çektirmeyi unuttum. Ertesi gün geri döndük.

Meşhur günbatımını izlediniz mi?
- Zaten adaya iner inmez telaş içinde Oia’ya gitmemizin nedeni buydu. Günbatımı en güzel oradan izlenirmiş. Biz denizi kuşbakışı gören bir tepeye çıktık. Bu iş ritüele dönüştürülmüş. Turistler kıyıdaki sokaklarda yanyana diziliyor. Soluklarını tutup güneşin batmasını izliyor, ufukta kaybolunca alkış tufanı kopuyor.

Adadaki diğer yerleşimler nasıldı?
- Rehberlerde yolların çok dar olmasından yakınılıyor, bu nedenle otomobil kiralamak önerilmiyor. Biz otomobil kiraladık. İstanbul’dan sonra Santorini’de otomobil kullanmak hiç zor değil. Adanın ortasındaki Sira’nin uzun bir plajı var. Denizi soğuk, fakat sıcakta bize çok iyi geldi. Balığı pek sevmesem de burada yediğimi unutamıyorum. Yemekleri bizimkilere benziyor, çok sevdim. İkinci gün batımını otelden izledik, yine çok güzeldi.

Bir arkadaşınız, Santorini neden görülmeli, diye sorsa?
- Santorini’den sonra Mikanos’a gittik. Bodrum’a benziyor, kalabalık ve hiçbir özelliği yok. Oysa Santorini köy gibi. Doğallığını korumuş, çok sempatik. Birbirine bitişik, küçük evleri, sokakları, dost canlısı halkı, müthiş manzarası mutlaka görülmeli. Ben de yeniden gitmek istiyorum.
False