Cem KOZLU
Son Güncelleme:
Fidel’in Havana’sını ziyaret için son şans
Komünizmin dünyadaki son iki kalesinden biri olan Küba’yı düşmeden ziyaret etmek için acele edin. Diğer kale Kuzey Kore daha bir süre ayakta kalacağa benziyor. Ama 49 yıldır Küba’yı yöneten ve kendisini devirmeye hatta öldürmeye çalışan 10 Amerikan başkanını eskiten Fidel Castro’nun rahatsızlığı nedeniyle şubat ayında başkanlığı bırakması sonucu komünizmin bu açık müzesine yakında kilit vurulabilir.
Halbuki başkent Havana’da İçişleri Bakanlığı’nın ön cephesini boydan boya kaplayan Che Guevera portresi, köşebaşlarındaki "Viva Fidel!" afişleri, 1959’da diktatör Batista’yı deviren devrimcilerin kullandığı traktörden bozma tanklar, bomboş caddelerde egzoz bulutları üfleye üfleye koşturan yarım asırlık Amerikan arabaları, kuytu ara sokaklarda kaçak puro satan ayakçılar veya metruk malikanelerde cesur girişimcilerce işletilen restoran ve pansiyonlar görülmeye değer.
YERLİLERE AYRI, TURİSTE AYRI PARA BİRİMLERİ
İki tür para birimi ve iki tür fiyat tarifesi var. Biri turistler için diğeri yerli halk için geçerli. Turistlere restoran ve dükkanlar ucuz geliyor. Yerlilerin ise ayda ortalama 20 dolar düzeyindeki maaşlarıyla turistlerin dünyasında eğlenip, alışveriş yapmaları ekonomik olarak mümkün değil. Ama gene de mutlu görünüyorlar. Bir kafe veya barda devirdikleri rom kokteyli ile tüttürdükleri puro ve her köşeden yansıyan müzik acaba onları mutlu etmeye yetiyor mu? Fidel’den sonra, yani şimdi memleketin hali ne olacak? Siz de kent merkezindeki eski malikanelerin avlularındaki restoranlardan birinde müzik dinler, mojito kokteylinizi tadar ve puronuzu tüttürürken, "Şimdi Küba’nın hali ne olacak?", onu tartışacaksınız.
Hemingway ülkenin turistik mıknatısı
Havana’nın 259 yıllık katedralinin önündeki Plaza del Catedral eski kentin nirengi noktası. Katedrale göz attıktan ve meydandaki kafelerde mola verdikten sonra sanat galerileri ve hediyelik eşya dükkanlarının bulunduğu Calle Obispo’dan yürüyerek Hemigway’in mojito ve daiquirileri peşpeşe devirdiği El Floridita barına ulaşabilirsiniz.
Gene kent merkezindeki eski parlamento binası ve yanındaki neo barok tiyatro görülmeye değer. 10 dolara dünyaca ünlü koreograf Aliicia Alonzo’nun bir yapıtının galasına katılıp, kendisini de gördük. Tiyatro civarındaki Prado üzerindeki bale okulunun 4.400 öğrencisi olduğunu söylediler. Zaten dans ve müzik Küba’ın simgeleri; tumbadanrumbaya, cazdan salsaya geniş bir gamı kapsıyor. Bir de rom ve puro. Puro fabrikası ziyareti Havana turlarının kaçınılmaz bir parçası.
22 YIL YAŞADIĞI EV BİR MÜZE
Restore edilmiş Barok ve neo klasik eserler arasında Hemingway’in sekiz yıl kaldığı Ambos Mundos Oteli’ne ve sık sık yemek yediği Badeguita del Medio barına da uğramanızı öneririm. Hemingway Küba’nın en önemli turistik mıknatısı. Havana civarında yeşil bir korunun içinde 22 yıl yaşadığı ev müze olarak korunuyor. Önceleri balık, II. Dünya Savaşı sırasında da Alman denizaltılarını avlamak için kullandığı "Pilar" adlı teknesini, kütüphanesini, kendisini ziyaret eden ünlülerle uzun sohbetlerin yapıldığı, av hayvanlarının boynuz ve büstleriyle süslü oturma odasını görüyorsunuz.
Kendisine Nobel edebiyat ödülünü kazandıran "İhtiyar Adam ve Deniz" romanının fonunu oluşturan Cojimar köyünde zaman sanki Hemingway Küba’dan ayrıldığında yani yarım yüzyıl önce durmuş. Oradaki La Terraza Restoran’da seyahatimizin en güzel yemeğini yedik. Dönüşte de Playes del Este bölgesine uğrayıp pırıl pırıl sularda serinledik.
KOZMETİKTEN YARARLANMIŞ ÖN CEPHENİN HEMEN ARKASINDA YOKSULLUK SOKAKLARI
Küba’nın 11 milyonluk nüfusunun beşte birinin yaşadığı Havana, Karayiplerin en korunaklı limanına ve çok uzun bir rıhtıma sahip. İspayol mimarisinin izlerini taşıyan malikaneler Malecon rıhtımı ve ucundaki Miramar mahallesinde yoğunlaşmış. Çoğu hálá harap durumda. Her ne kadar turistik bölgelerde restorasyon ve altyapı çalışmaları yapılmaktaysa da sonuç film setini andırıyor. Kozmetik cerrahiden yararlanan cephenin hemen arkasındaki sokağa geçtiğinizde yoksulluğun her türlü yansımasıyla karşılaşıyorsunuz.
KAYITSIZ KALMANIZ OLANAKSIZ
Rejimle ilgili yorumlarınız ne olursa olsun bu güleryüzlü, neşeli ve konuksever halkın yarım yüzyıldır süren Amerikan ambargosu nedeniyle çektiklerine kayıtsız kalmanız olanaksız. Meksika’nın eski başkanlarından Profirio Diaz’ın bir deyişini Küba’ya uyarlarsak;
"Zavallı Küba, Tanrı’dan o kadar uzak;
Amerika’ya bu kadar yakın!"
YERLİLERE AYRI, TURİSTE AYRI PARA BİRİMLERİ
İki tür para birimi ve iki tür fiyat tarifesi var. Biri turistler için diğeri yerli halk için geçerli. Turistlere restoran ve dükkanlar ucuz geliyor. Yerlilerin ise ayda ortalama 20 dolar düzeyindeki maaşlarıyla turistlerin dünyasında eğlenip, alışveriş yapmaları ekonomik olarak mümkün değil. Ama gene de mutlu görünüyorlar. Bir kafe veya barda devirdikleri rom kokteyli ile tüttürdükleri puro ve her köşeden yansıyan müzik acaba onları mutlu etmeye yetiyor mu? Fidel’den sonra, yani şimdi memleketin hali ne olacak? Siz de kent merkezindeki eski malikanelerin avlularındaki restoranlardan birinde müzik dinler, mojito kokteylinizi tadar ve puronuzu tüttürürken, "Şimdi Küba’nın hali ne olacak?", onu tartışacaksınız.
Hemingway ülkenin turistik mıknatısı
Havana’nın 259 yıllık katedralinin önündeki Plaza del Catedral eski kentin nirengi noktası. Katedrale göz attıktan ve meydandaki kafelerde mola verdikten sonra sanat galerileri ve hediyelik eşya dükkanlarının bulunduğu Calle Obispo’dan yürüyerek Hemigway’in mojito ve daiquirileri peşpeşe devirdiği El Floridita barına ulaşabilirsiniz.
Gene kent merkezindeki eski parlamento binası ve yanındaki neo barok tiyatro görülmeye değer. 10 dolara dünyaca ünlü koreograf Aliicia Alonzo’nun bir yapıtının galasına katılıp, kendisini de gördük. Tiyatro civarındaki Prado üzerindeki bale okulunun 4.400 öğrencisi olduğunu söylediler. Zaten dans ve müzik Küba’ın simgeleri; tumbadanrumbaya, cazdan salsaya geniş bir gamı kapsıyor. Bir de rom ve puro. Puro fabrikası ziyareti Havana turlarının kaçınılmaz bir parçası.
22 YIL YAŞADIĞI EV BİR MÜZE
Restore edilmiş Barok ve neo klasik eserler arasında Hemingway’in sekiz yıl kaldığı Ambos Mundos Oteli’ne ve sık sık yemek yediği Badeguita del Medio barına da uğramanızı öneririm. Hemingway Küba’nın en önemli turistik mıknatısı. Havana civarında yeşil bir korunun içinde 22 yıl yaşadığı ev müze olarak korunuyor. Önceleri balık, II. Dünya Savaşı sırasında da Alman denizaltılarını avlamak için kullandığı "Pilar" adlı teknesini, kütüphanesini, kendisini ziyaret eden ünlülerle uzun sohbetlerin yapıldığı, av hayvanlarının boynuz ve büstleriyle süslü oturma odasını görüyorsunuz.
Kendisine Nobel edebiyat ödülünü kazandıran "İhtiyar Adam ve Deniz" romanının fonunu oluşturan Cojimar köyünde zaman sanki Hemingway Küba’dan ayrıldığında yani yarım yüzyıl önce durmuş. Oradaki La Terraza Restoran’da seyahatimizin en güzel yemeğini yedik. Dönüşte de Playes del Este bölgesine uğrayıp pırıl pırıl sularda serinledik.
KOZMETİKTEN YARARLANMIŞ ÖN CEPHENİN HEMEN ARKASINDA YOKSULLUK SOKAKLARI
Küba’nın 11 milyonluk nüfusunun beşte birinin yaşadığı Havana, Karayiplerin en korunaklı limanına ve çok uzun bir rıhtıma sahip. İspayol mimarisinin izlerini taşıyan malikaneler Malecon rıhtımı ve ucundaki Miramar mahallesinde yoğunlaşmış. Çoğu hálá harap durumda. Her ne kadar turistik bölgelerde restorasyon ve altyapı çalışmaları yapılmaktaysa da sonuç film setini andırıyor. Kozmetik cerrahiden yararlanan cephenin hemen arkasındaki sokağa geçtiğinizde yoksulluğun her türlü yansımasıyla karşılaşıyorsunuz.
KAYITSIZ KALMANIZ OLANAKSIZ
Rejimle ilgili yorumlarınız ne olursa olsun bu güleryüzlü, neşeli ve konuksever halkın yarım yüzyıldır süren Amerikan ambargosu nedeniyle çektiklerine kayıtsız kalmanız olanaksız. Meksika’nın eski başkanlarından Profirio Diaz’ın bir deyişini Küba’ya uyarlarsak;
"Zavallı Küba, Tanrı’dan o kadar uzak;
Amerika’ya bu kadar yakın!"