En popüler Kızık köyü
Cumalıkızık, Türkmen Kızıkların Uludağ’ın eteklerinde kurduğu köylerden biri. Geçmişi 700 yıl öncesine uzanıyor. Dokusu öylesine iyi korunmuş ki TV dizilerine set oluyor, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday gösteriliyor. Okurumuz Erdoğan Özen yazdı.
1300’lerin başları. Osmanlı’nın ik yılları. Osman Gazi, oğlu Orhan’la birlikte Bursa civarındaki Bizans Tekfurları’nı sıkıştırıyor ve yavaş yavaş bölgeyi ele geçiriyor. Orhan Gazi 1303’te bölgenin en önemli Bizans yerleşim merkezi olan Bursa’nın hemen dibindeki Kestel’i de fethedince, yöre Türkmenlerin yerleşimine açılıyor. Uludağ’ın kuzeydoğu yamaçlarındaki bölgeye de 24 Oğuz boyundan biri olan Kızıklar yerleştiriliyor. Ve burada, bugün beşi 700 yıldır varlığını sürdüren, birbirine komşu yedi Kızık köyü kuruluyor.
Rivayete göre, köylerden içinde hamam olanınına “Hamamlıkızık”, cumaları namaz için toplanılan köye ise “Cumalıkızık” adı veriliyor. Bugün varlığını sürdüren diğerlerinin adları ise, “Derekızık”, “Değirmenlikızık” ve “Fidyekızık”...
MEYDANDA YEREL ÜRÜNLER SATILIYOR
Bu 5 Kızık köyü içinde, tarihi, kültürel ve mimari mirasını en iyi koruyanı Cumalıkızık bugün önemli bir turistik ilgi merkezi olmuş. Hatta bu özellikleriyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de aday gösterilmiş. Sadece köylünün çabalarına bırakılmazsa listeye girmesi de sürpriz olmaz. Çünkü, bugün dünyada pek çok örneği görülen açıkhava kırsal yaşam müzelerine yakın bir zenginlik var Cumalıkızık’ta…
1980’de koruma altına alınan köyün girişinde sizi satıcı tezgahlarıyla renklendirilmiş küçük bir meydan karşılıyor. Köylüler tarhana, kurutulmuş meyveler, kuşburnu reçeli, bal gibi yerel ürünler, elişleri satıyor. Meydanın zemini taş kaplı. Ortasında yaşlı çınarlar var. Meydanın etrafındaki renkli cumbalı evler ve ortadaki yaşlı çınar da meydanın mütemmim cüzleri olmuş.
TV DİZİLERİ ŞÖHRET GETİRDİ
Arnavut kaldırımlı taş sokakların ortasında, yukarılardan, Uludağ’dan gelen buz gibi suların ince ince aşağılara aktığı küçük drenaj kanalları var. Bu küçük, orta kanallar sayesinde su, evlerin duvarlarından uzaklaştırılıp yola dağılmadan aşağılardaki meyva bahçelerine dağıtılıyor.
İyi korunmuş özgün yapısı sayesinde Cumalıkızık, Kurtuluş Savaşı’nı anlatan “Kurtuluş”, Osmanlı’nın kuruluşunu anlatan “Kuruluş” ve “Kınalı Kar” gibi dizilere de set olmuş ve tanınırlığı iyice artmış.
Köydeki 270 evin 180’i halen kulanılıyor. Köy halkı turizme iyice alışmış. Evlerin büyük bölümünün avlu veya bahçeleri, küçük, sevimli otantik kafeteryalara çevrilmiş.
Sabah kahvaltımızı biz de bunlardan birinde, cami karşısındaki küçük bir çardaklı terasta yapıyoruz. Artık her yerde kullanılıp eskitilen “Köy Kahvaltısı” burada da sıradanlaşmış: Biraz peynir, reçel, yanında gözleme. Hediyesi adam başı 15 TL.
KÖYÜN TİCARETİ KADIN TEKELİNDE
Daracık taş sokakların iki yanında da köylüler tezgah açmış. Hediyelikler ve reçel, turşu, erişte, elişleri gibi kendi ürünlerini satıyorlar. Köyde turistik ticaret, bir dernek altında birleşen kadınların tekelinde. Köyün ekonomisi bir zamanlar meyvecilik ve hayvancılığa dayanırken, bugün turizm ikisinin de önüne geçmiş. Köy ekonomisini elinde tutan Cumalıkızık’ın esnaf kadınları, yerel giysileriyle de kültürel mirasın taşıyıcısı ve yaşatıcısı olmuş…
Biraz daha bakıma ve özene ihtiyacı olsa da köyün taş kaplı dar sokaklarında, özgün Osmanlı evleri arasında yürümekten keyif alacaksınız. Yalaklı çeşmeden avuçlayarak içeceğiniz buz gibi Uludağ suyu, bahçelerin bir köşesine parkedilmiş 30-40 yılık yaşlı yorgun küçük traktörler, yan bahçeden gelen horoz sesleri, çimenler üzerine atılmış masalara kahvaltı için gözleme hamuru açan kadınlar, tabiatı ve tarihi huzurla sindirmek için bir bahçe veya avluda vereceğiniz bir çay molası, başınızı biraz kaldırdığınızda göreceğiniz Uludağ zirveleri keyfinizi daha da arttıracak.
Köy meydanına döndüğünüzde belki biraz yorgun olabilirsiniz. Eh artık bir yorgunluk kahvesini hak etmişsinizdir. İster köşeli bir sedire kurulun, ister ufak masaların etrafına konulmuş küçük ahşap iskemlelere ilişin, burada, köy meydanındaki cıvıltılı hareketi izleyerek içeceğiniz bir orta kahve Cumalıkızık gezisi için iyi bir final olacaktır.
Bir kahveye ödediğimiz 5 TL, bize “Cumalıkızık” mı “Cumalıkazık” mı dedirtse de, “iyi ki geldik” diye düşünerek ayrılıyoruz Cumalıkızık’tan…
Altı taş, üstü kerpiç
Cumalıkızık’ın cumbalı, Osmanlı-Türk mimarili evleri, ahşap bir iskeletle inşa edilmeye başlanıyor. Duvarlar ilk katta moloz taş, üstünde ise kerpiç. Evlerin iki kanatlı, dövme demir veya pirinç tokmaklı ahşap kapılarından önce avluya giriliyor. Kışlık ara katlar basık, yazlık üst katlar ise yüksek tavanlı. İki, üç katlı evler, sarı, mavi, mor, yeşil gibi canlı renklerle boyanmış.