Dubai’den gökdelenleri, gece hayatını çıkarın, takvimi 20 yıl geriye alın: İşte size Umman

Umman deyince ilk aklınıza gelen ne?

- Uçağın kapısı açıldığı an yüzüme vuran inanılmaz sıcak, tütsü kokusu ve hançer. Ağustosta Antalya’ya gitmiş gibi oldum. Şehrin her yerinde, her köşesinde tütsü yakıyorlar. Buhur ağacı her köşede yetişiyor ve günlük hayatın bir parçası. Maskat’taki en büyük meydanlarda dev buhurdanlık heykelleri var.

Bir de şu hançerlere gelsek. Her erkeğin belinde var mı?

- Var valla. Aslında Umman modern bir Müslüman Arap ülkesi. Ama bu yine de kadınların sokakta görülmemesine ve erkeklerin belinde hançerle dolaşmasına engel değil. Bir arkadaşım başkent Maskat’ı şöyle tarif etmişti: Dubai’den dev alışveriş merkezlerini, gökdelenleri ve gece hayatını çıkarın, takvimi 20 yıl geriye alın. İşte size Umman! Bence güzel ve renkli bir ülke. Kişi başına düşen milli gelir Türkiye’nin yedi katı falan. Petrol zengini. 1970’e kadar İngiltere’ye bağlı bir sultanlıktı. Ama 1970’de Sultan Qaboos bin Said al Said babasının hükümdarlığına son verip yönetimi ele almış. Ülkeyi hızla modernleştirip dünyaya açmış. Arap Rönesansı’nı gerçekleştiren kişi diyorlar. Ama sanatta değil, sadece yaşam tarzında olmuş bu. Bu arada bir de dedikodu vereyim; Sultan’ın eşcinsel olduğunu düşünüyor halk.

HER ŞEYİ ALIN AMA KIYAFETLERİNİ İSTEMEYİN

Turizmle ve turistlerle araları nasıl?

- Turizmin ülke için büyük bir gelir kaynağı olduğunu uzun süre önce keşfetmişler. Zaten direkt Hint Okyanusu’nun kıyısında binlerce kilometre sahili olan bir ülkenin bunu değerlendirmemesi büyük bir hata olurdu. Umman’ın hemen hemen bütün kıyıları turizme açık, yatırımlar milyon dolarlık. Beş yıldızlı zincir otellerden gecesi 600 ila bin dolarlık butik ve ultra lüks otellere ve dalış turizmine kadar her şey var. Turistleri seviyorlar, iyi davranıyorlar. Yerli kadınların başının kapalı olması gerekmesine rağmen turistler rahat. Tek bir engel var turistler için; yerel kıyafetler turistlere kesinlikle satılmıyor. Her şeyi alın ama kıyafetlerini istemeyin.

Maskat hoşunuza gitti mi?

- Ben, tipik bir "Türkiye’min taşına toprağına kurban olayım" tipi olduğum için, gittiğim birçok yerden çok fazla etkilenmiyorum. Türkiye’deki tarihe ve doğaya çok mu doymuşuz acaba? Maskat zengin ve güzel bir şehir. Zengin ailelerin evlerinin yanında mutlaka bir de aile müzesi var. Ama içine girdiğinizde gördüğünüz şeyler, bizim bugün hálá büyükannelerimizin evinde gördüklerimiz. Porselen takımlar, takılar falan... Tarihiyle çok doyuran bir şehir değil ama müzeciliği çok iyi yapıyorlar, o kesin. Sokaktaki erkekler disdasha denilen kıyafetler giyiyor. Diğer Arap kıyafetlerinden farkı, boyundan dolanan püskülü. Saat 17.00’ye kadar her yer bomboş, çünkü çok sıcak. Ama akşamüstü oldu mu, erkekler sokağa çıkıyor ve "Lipton Tea Shop"lara doluşuyor. İsmine bakıp iyi bir şey sanmayın. İnanılmaz pis hepsi. Akşamları da kıraathaneye gidip, laban denilen bir çeşit ayran içiyorlar. Bizdeki probiyotik içeceklerin biraz daha kötü tatlısı.

Turistler ne yapıyor bu arada?

- Sultan Qaboos’un annesi için yaptırdığı Qaboos Camii çok ihtişamlı bir yapı. 933 bin metrekare. Konferans salonları ve 20 bin eserlik bir kütüphanesi de var. Çok iyi ışıklandırıldığı için havaalanından şehre yaklaşırken ilk gördüğünüz o oluyor ve nefesiniz kesiliyor. Muscat Port, şehrin liman bölgesi. Balık pazarı ve ünlü çarşı burada. Sabah erken kalkarsanız, balıkların teslim edildiği saate rastlayabilirsiniz. Lokantalarda endişe etmeden, istediğiniz her balığı yiyebilirsiniz. Çarşı, yani "souk" çok büyük ama Kapalıçarşı kadar sevimli değil. Altın çok var ama o kadar da ucuz değilmiş. Ama baharat inanılmaz ucuz. Çarşıdan ayrıca kahve aksesuvarları, mırra cezvesi alabilirsiniz. Bir de tütsü ve buhurdanlık dememe gerek var mı?

RENGARENK DENİZALTI VE YUNUS TURLARI

Maskat dışında nerelere gittiniz?

- Nizwa, Maskat’a 200 km. mesafede bir kale-şehir. Yollar süper, ama 85 km.’nin üzerinde hız yapamıyorsunuz. O yüzden git git bitmiyor. Benzin inanılmaz ucuz, yedi dolara depomuzu doldurduk. Nizwa Kalesi 17. yüzyılda inşa edilmiş, 1980’lere kadar hapishane olarak kullanılmış. Sonra tamamen el sanatlarının yapıldığı bir yer haline getirmişler. Hayalim, çölün ortasında bir kaleyle karşılaşmaktı ama yollar çok iyi olunca, her yerde yerleşim bölgeleri oluşmuş. Nizwa’ya gelmeden hemen önce büyük hurma ağaçlarıyla dolu bir ovadan geçiyorsunuz. UNESCO koruması altında. Öyle bir başka yer de Bahla. Kapadokya’daki Avanos gibi gelirini çömlekçilikle sağlayan bir kasaba.

Denize girdiniz mi?

- Evet. Her yer çok sıcak ama deniz sıcaklığı iyi, 21 derece civarında. Ben dalmadım çünkü denizin altından korkarım. Onun yerinde şnorkelle yüzdüm. Gördüğüm renklilik ve zenginlik karşısında çok heyecanlandım. Renk renk, desen desen balık var. Bir de yunus turuna çıktık. Teknelere doluşup, birbuçuk saat açıldık. Tam ümitsizliğe düşmüşken yüzlerce yunusun olduğu bir koloniyle karşılaştık.

Peki ya oteller?

- Muscat Port’un hemen devamında oteller bölgesi başlıyor. Orada beş yıldızlı zincirler var. Mutrah semtinin devamında ve Ruwi’de ise dalış okulları, yelken kulübü ve su sporları tesisleri var. Onun arkasından lüks oteller başlıyor. Biri, Sultan Qaboos’un sahibi olduğu Al Bustan Palace. Tayip Erdoğan da orada kalmıştı. Al Bustan’daki ihtişam ciddi boyutlarda. Tavanı 15 metre yüksekliğinde, her taraf altın. İnsanı ezen bir zenginlik var.

Alışveriş yaptınız mı?

- Maskat’ta birçok alışveriş merkezi var. Çoğu Hintlilerle dolu. Fiyatlar ilk bakışta makul geliyor. Çünkü etiketlerdeki değerler düşük. Ama 1 Umman riyalinin 3-4 dolara eşit olduğunu hatırlayınca kasada, "E bunlar da kalsın bari" diyorsunuz.

GEREKLİ BİLGİLER

Umman’da çok sayıda Hintli var. Çoğu, otellerde ve restoranlarda çalışıyor. Ama ön planda değiller. Ön görünümdekiler Endonezyalı ve Fildişi sahillerinden gelen çıtı pıtı kadınlar. Bu kadınların hepsinin hayali, bir Türk ile evlenmekmiş.

Sinbad Ummanlı’ymış. O yüzden ülke için çok önemli bir sembol.

Umman, kış ayları için ideal bir kaçış noktası. En başta, kafa dinlemek için birebir. Alacak çok fazla bir şey olmadığı için de parası cebinde kalacak erkekleri mutlu edecek bir ülke.

KAYIP ŞEHİR UBAR

Umman’da tütsü ticaret yollarının üzerindeki Ubar, MS 300 yılında birdenbire haritadan silinmiş. Hemen arkasındaki dağdan düşen kalker tabakalarının altında kalmış. Çok zengin olmasına rağmen açgözlülük yapan halkının Tanrı tarafından cezalandırıldığını düşünüyorlar. Adı 1001 Gece Masalları’nda da geçen Ubar’ın yeri 1990’larda bulundu. Şimdi binlerce metre derinde bir şehir olduğuna inanıyor ve haldır haldır kazıyorlar.

EN SEVDİĞİ 5 YER

Mardin Aswan (Mısır) Göynük Kapadokya Erdek

seyahatte ne okuyor

Elindeki kitaba devam ediyor, romantik komediler okumayı seviyor. Bir de rehber kitap tabii.

ne yiyor, ne içiyor

Yemekle arası çok iyi. Tanımadığı bütün yemekleri, evde-sokakta-lokantada yiyor.

ne giyiyor

Rahat ama kesinlikle şık. Büyük şapka ve gözlük çok seviyor.

neyle seyahat ediyor

İstediği yerde durup fotoğraf çekebildiği için otomobil.

nerede kalıyor

Çok büyük otelleri sevmiyor, ünlü ama küçük otellerde kalmaya çalışıyor.

kimle seyahat ediyor

Annesi Şevkiye Akınlı ile.

çantasının olmazsa olmazları

Fotoğraf makinesi ve lensleri, kitap, kalem-defter.

oradan ne alıyor

Yöresel kıyafetler, en ünlü şarkıcılarının CD’leri, baharat ve paketli yiyecekler alıyor.