GeriSeyahat Doğası, zeytini ve kestanesiyle ünlü 16 köy Kapıdağ Yarımadası
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Doğası, zeytini ve kestanesiyle ünlü 16 köy Kapıdağ Yarımadası

Doğası, zeytini ve kestanesiyle ünlü 16 köy Kapıdağ Yarımadası

Erdek’e bağlı ve sadece Erdek’le tanınan Kapıdağ Yarımadası, Marmara Denizi’nin güneyinde Marmara, Avşa ve Paşalimanı adaları ile çevrili bir farklı kara parçası. MÖ 8. yüzyıla kadar burası bir adaymış. Bugün dar bir boğazla karaya bağlanan yarımadanın çevresi toplam 118 kilometre. Bisikletle 9.5 saatte gezilebiliyor.

Haftasonu tatili için ideal. Birbirinden şirin köylerini, ören yerlerini gezmek, orman içi yürüyüşler yapmak, bisiklete binmek ve kestane, zeytinyağı, taze balığın tadına bakmak için ziyaretin tam zamanı.

Kapıdağ Yarımadası’nın iklimi çokça Akdeniz’i, biraz da Karadeniz’i hatırlatıyor. Prehistorik çağda bölge çökmüş, sular çekilince Kapıdağ’ın kıyı taraçaları ortada kalmış. Yani bir vakitler burası bir adaymış. Derelerin etkisiyle alüvyonlar anakara ile adanın arasındaki boğazı doldurmuş ve yarımada halini almış.

Kapıdağ’da kurulan en eski kentin Kyzikos olduğu biliniyor. Yarımada’nın güneyinde yer alan kent, bugün Aşağıyapıcı, Hamamlı, Belkıs ve Düzler köylerinin bulunduğu alanda, Thessalia’dan göç ederek gelen Dolionlar tarafından kurulmuş. İsmini Argonotlar efsanesindeki Kral Kyzikos’tan alıyor. Zaman içinde sırasıyla Miletliler, Persler ve Yunanlar burada egemenlik sürmüş. Büyük İskender’in de yolu Kyzikos’tan geçmiş.

Balıkesir’in Erdek ilçesine bağlı yarımadada 16 köy var. Köylerin büyük bir bölümünde Bizans döneminde Rumca’yı kabul eden Kyzikoslular, Pomaklar ve Manavlar oturuyordu. 1924’te mübadeleden sonra, bu köylerin bir kısmına Selanik’ten gelen göçmenler yerleşti.

KÜÇÜK ŞELALELER VAR

Doğu yönünden girdiğinizde, karşınıza çıkan ilk köyün adı Aşağıyapıcı. En büyük köylerden biri, ancak konaklama tesisi yok. Aşağıyapıcı, Erdek’in baskısı altında kalarak turizme yönelik pek fazla bir çalışma yürütmemiş. Gecelemek isterseniz, yakınlardaki Tatlısu Köyü’nün koylarını tercih edebilirsiniz.

Belkıs diye bilinen Kyzikos antik kentinden çıkan buluntular, Erdek Hükümet Konağı karşısındaki açık hava müzesinde sergileniyor. Bir kısmı da İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürülmüş. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan Hadrianus Tapınağı’nın temelleri ve sütun parçaları günümüze ulaşabilmiş. Ören yerinde nekropol, Roma tiyatrosu ile surlardan bir bölümün kalıntıları görülebilir. Kyzikos akropolü, Hamamlı köyü sınırları içinde bulunuyor. Hamamlı köyüne Bandırma-Erdek karayolunun orta noktasındaki Aşağıyapıcı köyünden çıkılabilir. İki köy arasındaki mesafe sadece 8 kilometre.

Aşağıyapıcı’dan Yukarıyapıcı’ya çıktığımızda yol boyunca muazzam bir doğayla karşılaşıyoruz. Küçük şelaleler, dereler, vadilerle çevrili bir tabiatın ortasında bulacaksınız kendinizi. Yarımada’nın iç kesimlerinde ve Yukarıyapıcı’da meşe türleri, akçaağaç, diş budak, titrek kavak, ak kavak, karaağaç, kızıl ağaç, söğüt, çınar, erguvan, kızıl çam, defne ve diğer türlerle karşılaşmak mümkün. Kirazlı Manastırı’na giderken bu köyün içinden geçiliyor.

Kestanelik, yarımadanın Marmara’ya bakan kısmında, doğu istikametindeki ilk köy. Halk arasında adı Kestel. Bu, çevrede bir kale olduğunu ya da bu köyün bir zamanlar surlarla çevrili bulunduğunu gösteriyor. Köyün Kestanelik ismini almasının nedeni ise yüksek yamaç kısımlarındaki kestane ağaçları. Bu mevsimde gidenler, köyden kestane almadan dönmesinler.

OCAKLAR’DA ZEYTİN ZAMANI

Çayağzı’nı geçtikten sonra adanın en güzel yerleşim alanlarından biri olan Ballıpınar’a varıyoruz. Yerleşik halk Ballıpınar’a Kocaburgaz diyor. Burgaz da Kestel gibi kale anlamına geliyor. Köylüler balıkçılık, bal üretimi, sofralık zeytin ve kırmızı soğan yetiştiriciliği yaparak geçimini sağlıyor. Kapıdağ Yarımadası’nın sembollerinden biri sayılan kırmızı soğan, iri, tatlı ve bol sulu. Eski İstanbul meyhanelerinde lakerdanın yanında veriliyordu. Buradan da kırmızı soğan alın derim.

Ballıpınar’dan çıktıktan sonra Ormanlı, Turanlar, Doğanlar, Büyükova, Narlı gibi köyleri aşarak Ocaklar Beldesi’ne varıyoruz. Bu köy, yarımadanın turizm açısından en gelişmiş yerleşim yerlerinden biri. Erdek’in gürültüsünden kaçanların sığınağı. Rahat, huzurlu tatil yapabileceğiniz bir yer. Köyün geçim kaynakları; balıkçılık, zeytincilik ve turizm. Ocaklar, Yunan işgalinin bittiği tarihten itibaren iki sene kadar ıssız ve viran kalmış, 1924 yılının temmuz ayında köye gelen 90 aile ile tekrar şenlenmiş. Köye gittiğinizde, mübadele ile Selanik’in Vartikop, Vodina, Karacaova gibi kasabalarından gelen ilk sakinlerin hikayelerini kendilerinden dinleyin. Yaz kış konaklama olanağı bulabilir, güzel ve temiz lokantalarında başta balık olmak üzere bolca deniz ürünü yiyebilirsiniz. Kasım ve aralık zeytin toplama ve sıkma zamanı. Şimdi gidenler, köyden taze sıkılmış zeytinyağı alabilir.

Kapıdağ Yarımadası’na İstanbul’dan gidenler, Yenikapı’dan feribota binerek 2 saat sonra Bandırma’ya varıyor. Bandırma’dan Erdek’e, oradan da Aşağıyapıcı köyüne sürekli işleyen minibüsler var. Özel aracınızla yarım saat sonra köyün içinde oluyorsunuz. İstanbul ve Bursa’dan, Erdek’e otobüsle ulaşım da çok kolay.
False