Denizinde renklere daldım sokaklarında geçmişe ışınlandım

Daha önce nerelere seyahat ettiniz?
- Şimdiye kadar 20’den fazla ülkeyi gezdim. Afrika ve Avustralya hariç tüm kıtalarda bulundum.

Dünya turu yapmaya nasıl karar verdiniz?
- Benim gözümde dünya turu ancak emeklilikte ya da piyangodan büyük ikramiye çıkınca yapılabilecak bir şeydi. Fakat internette rastladığım çeşitli Türk gezginlerin seyahat bloglarından küçük bütçelerle ve tam da bu yaşlarda rahatlıkla dünya seyahati yapılabileceğini öğrendim, heveslenmeye başladım. Çalıştığım şirketin İstanbul dışına taşınması gündeme gelince bu isteğimi gerçekleştirmeye karar verdim.

Nasıl bir rota izlediniz?
- İstanbul’dan sürekli doğuya giderek tekrar İstanbul’a ulaştım. Ürdün’den başladım, Tayland, Kamboçya, Malezya, Singapur, Endonezya, Hong Kong, Japonya, Hawaii Adaları, ABD, Venezüela, Kolombiya, Peru, Bolivya, Şili ve Brezilya’yı ziyaret ederek Arjantin’den Türkiye’ye döndüm.

TUR 14 UÇUŞTA BİTTİ 3400 DOLAR ÖDEDİM

Dünya seyahatine ne kadar bütçe ayırdınız? Neyle seyahat ettiniz?
- Tüm masraflar dahil 10 bin dolar ayırdım. Tercihe göre bu bütçe yarıya da inebilir, 10 katına da çıkabilirdi. Hostellerde, ucuz otellerde konaklayıp genellikle dışarıda yemek yiyerek, gidilen yerlerde yapılabilecek her etkinliğe katılmaya çalışarak ve uzun mesafelerde uçağı tercih ederek gezdim. Ayrıca Star Alliance, One World, Sky Team gibi havayolu birliklerinin dünya turu yapmak isteyenlere sunduğu özel bir bilet çeşidi var. Batıdan doğuya ya da doğudan batıya bir tam tur atma şartıyla çok uygun fiyatlarla uçak bileti edinebiliyorsunuz. Örneğin ben 14 uçuşluk kombine bilete 3 bin 400 dolar ödedim.

Sizi Cartagena’ya hangi özelliği çekti?
- Cartagena Kolombiya’nın kuzeyinde, Venezüela sınırına yakın, Karayip Denizi’ne kıyısı olan yaklaşık 1 milyon nüfuslu, hareketli bir şehir. Ekvator çizgisine fazla uzak olmadığı için yıl boyunca sıcak iklime sahip. Mart,nisan, mayıs, ekim, kasım yağmur mevsimi. Cartagena, ülkenin en popüler tatil mekanlarından. Sahilleriyle yerli, kültür ve mimarisiyle yabancı turisti kendine çekiyor. Türkiye’nin kara kışı yaşadığı şu günlerde denize girmek isteyenler için mükemmel bir fırsat sunuyor. Kolombiya denilince akla önce uyuşturucu ticareti, adam kaçırma ve gerillalar geliyor. Geçen yıl, tek başıma çıktığım dünya turu sırasında tanıştığım gezginlerden Kolombiya’nın düşündüğüm kadar tehlikeli olmadığını ve mutlaka görülmesi gerektiğini öğrendim. O günlerde Venezüela’nın başkenti Caracas’taydım. Rotamı değiştirip kara yoluyla Cartagena’ya geçtim.

Nereleri gezdiniz?
- Şehrin doğusundaki Rosario Adaları’ndan başladım. İrili ufaklı 27 adanın oluşturduğu bu bölge bembeyaz kumsalları, turkuvaz renkli denizi ve tropik bitki örtüsüyle Karayip Adaları denilince akla gelenleri doğruluyor. Bu bölge aynı zamanda renkli su altı yaşamıyla hem şnorkel hem de tüplü dalışçıların gözdesi. Cartagena’nın en az adaları kadar ilgi çeken başka bir bölgesi ise “Suriçi Cartagena”sı. 1533’te İspanyollar tarafından kurulan şehir zamanla önemli bir liman kenti haline gelmiş, Peru’nun altını, gümüşü buradan gemilere yüklenir olmuş. Köle ticareti gelişmiş. Servet Karayip korsanlarını da şehre çekmiş. Cartagena sık sık saldırıya maruz kalmış. Bu saldırıları önleme amacıyla şehre kalın surlar inşa edilmiş, surlara uzun menzilli toplar yerleştirilmiş. 11 kilometrelik surların tamamlanması 208 yıl almış. Bugün hem surlar hem toplar hem de surların çevrelediği alan içinde yer alan binalar aynen korunuyor. Bir başka deyişle suriçine adım attığınızda bir 16. Yüzyıl kentine ışınlanıyorsunuz. Dönemin İspanyol mimarisini yansıtan iki katlı, balkonlu ve geniş avlulu evlerle çevrili daracık sokakları amaçsızca turlarken zaman yolculuğu yapıyormuş hissine kapılmamak mümkün değil. Şehirdeki heykeller, geniş meydanlar, devasa kiliseler, fayton turları, açık hava kafeleri ve ansızın karşınıza çıkan sokak çalgıcıları bu şehre aşık olma sebeplerinden birkaçı. Surların dışına çıkıldığında ise gökdelenleri, yat limanı ve sokakta koşu yapan insanları ile modern bir kent görünümü çiziyor Cartagena.

AÇIK BÜFELİ, İÇKİLİ SALSALI ŞEHİR TURU

Şehirde kaç gün kaldınız?
- Ağustosta 10 gün kaldım.

Nerede konakladınız?
- Konaklama konusunda herhangi bir sıkıntı yok, bütçeye göre butik otel, yıldızlı otel ya da hostelde konaklamak mümkün. Sıcak bir iklime sahip olduğundan odada klima olmasına dikkat etmek gerekiyor.

Oraya gideceklere neler önerirsiniz?
- Kolombiya hakkındaki tüm ön yargılarından arınmış halde gitmelerini öneririm. Kolombiyalılar dünyanın en cana yakın ve renkli halklarından. Ülkelerinin kötü imajını silmek için ellerinden geleni yapıyor, turistleri çok iyi ağırlıyorlar. Oraya gidenler bunu bilir ve kendilerini Cartagena’nın ritmine kaptırırlarsa müthiş bir tatil geçirecekleri kesin.

Başınızdan ilginç bir olay geçti mi?
- Bir akşamüstü şirin sokaklarda dolaşırken yanımdan kocaman, rengarenk ve camları olmayan eski bir otobüs geçti. Çok ilgimi çekti, ancak ne olduğunu pek anlayamadım. Bir kaç saat sonra otobüse tekrar rastladım. Bu sefer üzerinde yolcularla birlikte bir de salsa müziği çalan neşeli bir grup vardı. Yaklaşık 4 saat boyunca açık büfe içki servisi ve salsa müziği ile sokakları dolaşan bu otobüsler Cartagena’nın çok bilinen ve müthiş bir eğlencesiymiş. Turun fiyatı 10 dolarmış.

SOKAKTA EGZOTİK MEYVELER KAFELERDE KAHVENİN EN İYİSİ

Cartagena’nın özellikle meyveleri bir harika. Sokak satıcılarından kiloyla da taneyle de çok ucuza alışmak mümkün. Papaya, mango ve ananas gibi bilinen tropik meyvelerin dışında curuba, uchuva, maricuya gibi adlarını duymadığımız lezzetler var. Ayrıca plantain adındaki bir çeşit muz kızartılmış olarak satılıyor. Ana yemek olarak denediğim ünlü Bandeja Paisa’yı beğendiğimi söyleyemem. Aynı tabakta sunulan pirinç pilavı, barbunya ve kıyma üzerine sahanda pişmiş yumurta konulmuş bu yemek bana fazla karışık ve tatsız geldi. Kolombiya’dan bahsedip kahvesinden bahsetmemek olmaz. Juan Valdez adındaki meşhur kahvecinin mağazalarının haricinde ellerinde termoslar ve ufak plastik bardaklarla dolaşan seyyar satıcılardan da mükemmel lezzetli kahve tadılabilir.