GeriSeyahat Deli rüzgârların zirvesi Işık Dağı
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Deli rüzgârların zirvesi Işık Dağı

Deli rüzgârların zirvesi Işık Dağı

Yaprak dökümü çoktan bitti… Artık tabiat için kış uykusuna geçme zamanı. Ancak bu keşfedilecek yerlerin de bittiği ve eve kapanmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Şimdi yakınlardaki görülmeye değer yerleri keşfetme zamanı. 2.034 metrelik zirvesiyle Ankara’nın yanı başındaki Işık Dağı işte bu güzelliklerden biri.

Işık Dağı, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesi ile Çankırı’nın Çerkeş ilçesi arasındaki dağ silsilesinin en yüksek zirvesi. Ankara’ya 115 kilometre, Kızılcahamam’a 33 kilometre uzaklıkta. Çam, meşe, dişbudak gibi ağaçların olduğu ormanlarla çevrili dağın en yüksek noktası 2.034 metreye ulaşıyor. Ankaralı trekking’ciler için dört mevsim çıkılmak istenen en prestijli rota ve zirve...

Işık Dağı’na gitmek için Ankara- İstanbul yolunu takip edip Kızılcahamam’ı geçtikten sonra Çerkeş yoluna dönmeniz gerekiyor. Yaklaşık 30 kilometre gittikten ve Belpınar Köyü’nü geçtikten sonra ormana giren patika yolu takiben kuzeyden zirve yapabilirsiniz; ancak zorluk derecesi daha az olan rotayı tercih etmek de mümkün. O rota Yağcı Hüseyin Köyü’nden başlayıp sağınıza Karagöl Jeosit Gölü’nü alarak stabilize yoldan geçip zirveye ulaşıyor. Düşe kalka çıkıyoruz Daha önce kuzeyden çıktığım zirveye bu defa güneyden çıkmayı hedefliyoruz. Hava sıcaklığı 10 derecelerde...

Doğa yürüyüşleri için oldukça güzel bir hava. Yemyeşil çam ormanı içinde meşe, dişbudak gibi ağaçların sararmış yaprakları halı gibi serilmiş her bir tarafa. Her zamanki gibi grup liderimiz gerekli uyarılarını yapıyor. Birbirimizle ardışık sırada ama kayıp düşme riskine karşı yakın mesafede olmamak kaydıyla yürüyeceğiz. Ha, bir de en önemlisi yürüyüş başlangıcında kat kat giysinin terlemeye yol açabileceğini, terlememek için dış giysilerimizi çıkarmamız gerektiğini, molalarda üşütmemek için giyinmemizin daha doğru olacağını bir kez daha hatırlatıyor. Grup liderimizin “Haydi arkadaşlar” sözleriyle yürüyüşümüze başlıyoruz. Yorulmamak için zikzaklar çizerek dağın zirvesine doğru yol alıyoruz. Bazen attığımız adımlar yerde serili yapraklarda kayarken düşmeme çabalarımız heyecan yaratıyor haliyle... Dengemizi kaybedip düştüğümüz ya da bacaklarımızdaki dermanın tükendiği anlar oluyor. İşte bu anlarda devreye giriyor yardımlaşma refleksimiz, doğada olmazsa olmazımız...

Kendi çabamızla yerden kalkmak ve yürümeye devam edebilmek de müthiş bir zevk. Zirveye çıkma düşüncesi, zorlukları aşmada gücümüz oluveriyor bedenlerimizde. Saatler ilerledikçe hava sıcaklığı düşmeye başlıyor. Grup liderimizin “Artık sıkı giyinme zamanı arkadaşlar” uyarısıyla soğuyan havaya karşı önlemimizi alıyor ve üşütmemek için dış giysilerimizi giyiyoruz.

Ressamın elinden gibi...

Zirveye yaklaşırken eğim yüzde 70’lere ulaşıyor neredeyse. Soluk soluğa kaldığımız bir noktada nihayet Işık Dağı’nın 2.034 metrelik zirvesine varıyoruz. Devasa görünümleriyle radyolink istasyonu, yangın gözetleme kulesi karşılıyor bizi. Zirve sert rüzgârların etkisiyle ağaçlardan yoksun ve çıplak. Az sayıda ayakta kalabilmiş ağaç da boynunu bükmüş rüzgârlara karşı, “Zirvede kral sensin” der gibi. Rüzgâr inanılmaz derecede şiddetli!..

Zirvede yarattığı uğultu, kulaklarımızı sağır edercesine o denli güçlü ki birbirimizi duyamıyoruz artık. Rüzgârdan korunmak üzere, güçlükle küçük bir yapının duvarına sığınıyoruz. Her şeye rağmen dağların zirvesinde olmak müthiş bir duygu... Alabildiğine geniş bir dağ manzarası... Uzaklarda Çerkeş, Salın Yaylası, çam ormanı, baraj gölü, dağların sırtları ve yamaçlar... Bir ressamın fırçasından çıkmış gibi panoramik bir görüntü var karşımızda. Büyülenmiş gibiyiz!

False