Chartres’ın ışık şöleni 13 Nisan’da başlıyor
Paris’in 90 kilometre güneyindeki, mavi vitraylarıyla ünlü ortaçağ şehri Chartres her yıl nisan-eylül arası ışıklarla boyanıyor. “Işıklar içinde Chartres” sırasında görkemli katedralinden tiyatrosuna her köşesi akşamları göz kamaştırıcı tablolara dönüşüyor.
Bir şehir düşünün: Paris ile büyüleyici şatolar vadisi “Chateaux de la Loire” arasında bulunsun. Bir tepeye ve onun hemen altındaki nehir kıyısına kurulduğundan “aşağı” ve “yukarı” diye ikiye ayrılsın. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki ortaçağdan kalma katedrali ve vitraylarıyla, evleriyle baş döndürsün. Aşağılara inince nehir kıyısındaki evleriyle, artık tarihi sayılan çamaşırhaneleriyle bir minik köy sureti taşısın. Ve bu inci şehir güneşin batmasıyla bin bir renge boyansın. Sağınız, solunuz ışık ve müzik olsun. 1260 tarihli katedrali, zamanında şehri “sofular” listesine sokacak kadar çok sayıdaki kilisesi, kütüphanesi, nehir üzerindeki köprüleri, tiyatrosu, kısacası sağı, solu, önü, arkası bin bir ışığa boğulsun. İşte size Chartres!
5,5 AY SÜRECEK
Geçmişte bu masal şehrin “mavisi”nin peşine takılmış, kilometrelerce uzaktan göze çarpan görkemli Notre Dame Katedrali’nde bir tarih yolculuğuna çıkmış, “Somon Evi” diye anılan 15’inci yüzyıldan kalma ahşap kagir yapıya uğrayıp Turizm Ofisi’nden edindiğim bilgilerle şehrin altını üstüne getirmiştim. Ancak bu defaki yolculuğumun nedeni başkaydı: Chartres, dokuz yıldır benzeri az bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor, şehirdeki 31 bina 5,5 ay boyunca hareketli, anlık değişen ışıklarla aydınlatılıyordu. Günbatımıyla başlayıp gece 01.00’a kadar süren bu etkinlik yerli ve yabancı turistin öylesine ilgisini çekmişti ki, şehre gelen ziyaretçi sayısı birkaç katına çıkmış, oteller yetmemeye başlamıştı. Chartres sakinleri ise bu bedava etkinliği çoluk, çocuk, genç, yaşlı izliyor, akşam yemek sonrası yürüyüşleri bir ışık ve müzik şölenine dönüşüyordu.
Bu yıl 10’nuncusu yapılacak “Işıklar içinde Chartres” etkinliğinin doğuş nedenini, “Tarihi açıdan böylesine zengin bir şehrin bir halk şenliğini hak ettiğini düşünüyorduk” şeklinde özetliyor yetkililer. Amaç, şehirdeki mimari ve kültürel mirası ön plana çıkartmak, etkinlik de onlar üzerine odaklanmış. Böylece, vitraylarının kalitesiyle de bilinen Chartres, şehirdeki “mimari miras ile ışığı buluşturacak” bu etkinliğin altına imza atmış. İlki 2003’te yapılan etkinlik için, “Gerçek bir sanatsal ve insani maceraydı” diyorlar. Chartres o tarihten itibaren uluslararası “ışık şehirler” ağı LUCI’ye de üye olmuş. Bu etkinliğin bir amacı da şehri ziyarete gelenlerle, Chartres sakinlerini buluşturmakmış. Gerçekten de turizm ofisinin düzenlediği ve gece 01.00’a kadar süren rehberli gezimiz sırasında bizim gibi turistlerin yanı sıra yüzlerce şehir sakinine rastladık.
2013 tatil planlarınız arasında Paris de varsa, bir gün ve gecenizi Chartres’a ayırmanızı öneririz. Ortaçağdan kalma vitraylarıyla ve o vitrayların mavisiyle ünlü bu masal şehir gündüz başka, gece başka yüzle görünecek size...
Nasıl gidilir
Paris’teki Montparnasse Garı’ndan Chartres’a direkt trenler mevcut. Ortalama 1 saat süren yolculuk sonunda, şehir merkezine yürüyerek 10 dakika mesafedeki Chartres Garı’na ulaşıyorsunuz.
Işıklandırılan mekanlar
Chartres Turizm Ofisi’nden alacağınız harita sayesinde ışıklandırmanın hangi noktalarda yapıldığını görebilirsiniz. 13 Nisan-21 Eylül arası her gün, günbatımından gece 1:00’a kadar şehrin bazı sokakları ile Eure Nehri üzerindeki bazı köprüler de ışıklarla yıkanıyor. Bu arada belirtelim, bu renkli etkinliği mayıs-haziran ve eylül aylarında her cuma ve cumartesi akşamı, temmuz, ağustos aylarında ise her akşam küçük bir trene binerek de görebilirsiniz. Katedral önünden kalkan gezi trenine rezervasyonsuz binebiliyorsunuz.
* Notre Dame Katedrali: 1134-1260 tarihleri arasında yapılmış. Vitraylarıyla göz dolduruyor. 2 bin 600 metrekarelik alanı kaplayan vitraylar eskiliği ve güzelliği açısından Avrupa’daki en zengin koleksiyon. “Chartres mavisi” tabiri bu vitraylardan. Katedralin bir özelliği de 13’üncü yüzyıldan kalma dairesel labirenti. Fransa’da o dönemden kalma tek örnek. Ortaçağın hacı adayları bu labirentte yürüyüp dua ediyormuş.
* Güzel Sanatlar Müzesi ve Episkoposluk bahçesi: Episkoposluk Sarayı’ndaki müze, eski ve modern sanatı buluşturuyor. Müzede, Zurbaran, Chardin, Vlaminck’in eserlerinin yanı sıra 17 ve 18’inci yüzyıl tarihli bir klavsen koleksiyonu mevcut.
* Saint Pierre Kilisesi: 11-13’üncü yüzyıllara tarihlenen bir manastırın parçası olan kilise, ortaçağ gotik sanatının şaheserlerinden. 14’üncü yüzyıl tarihli vitrayları, etkinlik sırasında içeriden aydınlatılıyor ve ortaya muhteşem görüntüler çıkıyor.
* Saint Andre Kilisesi: 12’nci yüzyılda yapıldı, 2003’te restore edildi. Ortaçağda çevresine yılda bir kez fuar kurulurdu.
* Montescot Malikanesi: 17’nci yüzyıldan kalan yapı bugün belediye binası.
* Saint Aignan Kilisesi: Geçmişi çok eskilere dayanan ve 16’ncı yüzyılda yeniden yapılan bu kilise 16 ve 17’nci yüzyıl vitraylarıyla dikkat çekiyor.
Rehberli gece turları
Chartres Turizm Ofisi, saat 22.00 - 01.00 arasında 10 Euro’ya rehberli tur düzenliyor. Önceden rezervazyon gerektiren turlarda, şehri baştan başa gezerek ışıklandırılmış mekanların hikayelerini rehberinizden dinliyorsunuz. (Chartres Turizm Ofisi: 8-10, Rue de la Poissonnerie)
Görmeden dönmeyin
* Çalıntı Tabak Evi: Duvarları, zemini kırık tabak, çanak parçalarıyla mozaik misali kaplanmış bir masal ev burası. Brut (ham) sanatın en iyi örneklerinden. “Picasiette”, Raymond Isidore isimli kendi halinde bir işçinin eseri. Isidore’un, 1929’da satın aldığı araziye yaptığı tek katlı evde su bağlantısı bile yokmuş. Isidore evinin iç ve dış duvarları ile tavanını ve yerleri, ayrıca bahçesini, 1964’te ölene kadar komşudan topladığı tabak, çanak ve mermer kırıklarıyla kaplamış. Çok dindar olduğu için bir odasını şapele dönüştürmüş, fayans, cam kırıklarından freskler yapmış. Hayattayken alay konusu olmuşsa da, evi bugün tarihi eser kategorisinde ve biletle giriliyor! Chartres’da, mozaik sanatı üzerine her iki yılda bir verilen bir “Picassiette” ödülü de mevcut.
(22, Rue du Repos)
* Vitray Merkezi: Chartres Katedrali’ne sadece 50 metre mesafede, 13’üncü yüzyıldan kalma bir binada. Vitray sanatının en güzel örneklerini, birbirinden farklı ekollerin başlığı altında görebileceğiniz bu müze, yeni ve eski vitray sergileri, konferanslı turları ve halka açık atölyesiyle görülmeyi hak ediyor. (5, Rue Cardinal Pie)
* Bel Air Mahallesi Freskleri: Kentteki renk cümbüşünü göreceğiniz Bel Air, yakın zamana kadar problemli bir bölgedeydi. Sorun kaynağı sosyal konutlar bugün rengarenk duvar resimleriyle kaplanmış bir açık hava sanat galerisini andırıyor.