Çeşme tartışmasında son durum

Bunca cennet parçası varken ülkenin en popüler tatil beldesinin Çeşme gibi dandik bir yer olmasını aklım almıyor diyerek... Her kafadan bir ses çıkıyor. Buyurun birlikte göz atalım.

UÇAKLA GELİP TAKSİYE BİNENLERDEN OLMALISINIZ

Çeşme ile ilgili yazınızı okuyunca her Çeşmeli gibi kızdım. Çünkü Çeşme asla kumsal fakiri bir ilçe değil. Ilıca dışında Çiftlik, Altınkum, Azmak, Ayaserendi, Pırlanta kumsalları var. Bu kumsallardan Alaçatı sörf alanı ve Pırlanta bazen yosunlu oluyor.  Size özellikle Çiftlik Altınkum’un kilometrelerce uzunluktaki kumsalını görmenizi tavsiye ederim. Ayayorgi’ye gelince, acımasızca tüketmeye dayalı turizm gelinceye kadar burası bir cennetti. Şimdiyse acı kaybımız. Çeşme, ıstanbul ve Ankara’nın hızla tükettiği yazlığı. Bunda denizin suçu yok, suçlu beton. Santorini veya Mykonos çok mu yeşil, o adaları dünya turizm merkezi yapan ne? Tüm bunları bilmemeniz için ıstanbul ve Ankara’dan uçakla gelip, taksiyle doğrudan beach’lerde soluğu alan Çeşmeseverlerden olmalısınız. Ama sonuç olarak bu yazınızdan dolayı Çeşme biraz nefes alabilirse ne mutlu bize (Arif Özeroğlu)
- Arif Bey çok doğru bildiniz; Çeşme’ye ıstanbul’dan uçakla geliyorum. Yürüyüş falan da mümkün tabii ama izinlerim o kadar uzun değil.  Çeşme civarında elbette merkezden daha güzel kumsallar olabilir ama benim anlamadığım trilyonluk yatırımların yapıldığı Alaçatı, Ayayorgi gibi yerlerde taştan ve balçıktan denize girmek zorunda kalmamız. Santorini’yi örnek vermişsiniz. Santorini’nin burnunun dibinde Ölüdeniz ya da ıztuzu gibi bir alternatifi var da mı o yanardağa kurmuşlar yerleşimi?�

KALBURÜSTÜ GRUPLARIN İŞİ

Sürekli gezen biri olarak söylediklerinize katılmamaya imkan yok. Yüzde yüz haklısınız, onca güzel beldemiz olmasına rağmen, Çeşme kadar sahil / orman / plaj / kum dörtlemesine uygun olmayan ve kalburüstü grupların pazarlamasıyla Çeşme kadar öne öne çıkan bir yer yoktur. Allah aşkına her şeyi bir kenara bırakın o her yerde olan bulanık su ve altı (bazı yerlerde balçık) dünyanın hangi lokasyonunda bu kadar popüler olmuş, anlamış değilim. (Adem Çubukçu)
- Yok canım, öyle her şeyin altında da kapitalistleri aramaya gerek yok. Ben bu durumu biraz da bizlerin gezi / görgü eksikliğine bağlıyorum.

POPÜLER DİYE GİDİLMEZ

@savasozbey insan tatil beldesine popüler diye değil, sevdiği için gitmeli sanki. ışi bu olanları hariç tutayım yine de... (Twitter / ebrucum)
- Yerden göğe kadar haklısınız. Bu bir insanın futboldan hoşlanmamasına rağmen sırf popüler diye her hafta maça gitmesine benziyor.

AHTAPOT İSTANBULLULAR

Lütfen böyle yazmaya devam edin de ahtapot ıstanbullular Çeşme’den elini çeksin, o cennet yine ızmirlilerin arka bahçesi olmaya devam etsin. Sizler bilmezsiniz; öylesi çok daha güzeldi... (Esra Alp)
- Aldığım tepkilerin çoğu sizinki gibi bir ızmir ayrımcılığı içeriyor. Yani özünde şunu diyorsunuz: Biz ıstanbul’a gelelim, okuyalım, iş kuralım, çalışalım ama siz ızmir’e gelmeyin. Ooooldu! Başka arzunuz?

NÖBETÇİ ALKOLSÜZ ZORUNLULUĞU

@savasozbey Yazınızda alkollü şoförlerin sıkça Çesme polisi tarafından çevrilmesinden şikayet etmediniz değil mi? Yanlış anladık?! (Twitter /  szertan)
- Yanlış anlamadınız, olsa olsa yanlış izah etmişimdir... Çeşme’de mesafeler çok açık. Taksi bulmak imkansız. Bulsanız da çok pahalı. Kontroller de çok sıkı. Bir eğlence mekanından diğerine gitmek istiyorsanız içinizden birini mutlaka ‘nöbetçi alkolsüz’
olarak tutmak zorundasınız.   �

Bir Türkiye çelişkisi

Çeşme, yazın en kalabalık gününü geçen cumartesi, yani ramazanın ikinci günü yaşadı.
Uçaklarda, otellerde yer yok... Sokakta kalabalığı yarıp ilerleyebilmek için acil durum numarası yapanlar türedi. Rezervasyonsuz gittiğiniz restoran, kafe ve barlarda boş bir masa ya da stant için dakikalarca ayakta beklemeniz gerekiyor.
Bodrum’da da vaziyet aynı.
Fikirler muhtelif: Kimine göre bu bir toplaşma psikolojisi... Ülkenin başka yerlerinde rahat tatil yapma imkanı mahalle baskısıyla karşı karşıya kalınca insanlar Bodrum, Çeşme gibi belli başlı merkezleri tercih ediyor.�
Kimi zaten öteden ramazancı: “Abi ramazanda çıkarım tatilime, beni ilgilendirmeyen kuru kalabalık çekilmiş oluyor, fiyatlar daha makul, kuyruk-kalabalık da olmuyor” diyor. Kimine göreyse bu bir tepki; ülkenin bir kısmı hızla muhafazakârlaşırken, diğer kısmı buna reaktif davranıyor.

KİMİ KANDIRIYOR

Hangi taraf haklı olursa olsun; ramazanın değiştirdiği şeyler de var elbette. Mesela bu yazın trendi alkolsüz mojito. Bacardi’siz falan; naneli limonata kıvamında. Çeşme’nin popüler mekanı Deli Deli’nin ortaklarından Haldun  Demirhisar’la sohbet ediyoruz; “Geliyor, eğleniyor, içki içmiyor ama meşrubatla da dolaşmak istemiyor. Elinde içkiyi andırır bir bardakla takılmak istiyor insanlar” diyor.
Kendi kendime düşünüyorum: Acaba o sırada kendisini mi, çevresini mi kandırdığını sanıyor?