GeriSeyahat Bisikletle 600 TL’ye 25 günde Gürcistan, Ermenistan
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bisikletle 600 TL’ye 25 günde Gürcistan, Ermenistan

Bisikletle 600 TL’ye 25 günde Gürcistan, Ermenistan

Emekli mühendis Orhan Kılıç üç yıl önce bisikletle uzun gezilere çıkmaya başladı. Geçen yıl İstanbul’dan Gürcistan’a gitti, ülkenin önemli bölümünü gezdi. Bu yıl temmuzda Hopa’dan yola çıkıp, Gürcistan üstünden girdiği Ermenistan’ı gezdi. Kılıç “Şaşırtacak kadar dostça karşılandım, ummadığım kadar güvenli ve güzeldi” diyor.

“Futbolu, bisikleti 19 yaşında üniversiteye girince bıraktım. Çalışma hayatım boyunca spor yapacak, gezecek vaktim olmadı” diyor Orhan Kılıç (57). İki yetişkin oğul sahibi Kılıç, 2006’da emekliliğin ardından 92 kiloya çıkınca tekrar spora döndü. Yürüyüş göbeğini eritmeyince eşine ve kendisine birer bisiklet aldı, İstanbul turlarına başladı. Eşi trafikte zorlanınca kısa zamanda bisikleti bıraktı. Kılıç ise 67 kiloya inip rahatlasa da azimle gezilerini sürdürdü.
“Gidiş-dönüş 203 kilometrelik İstanbul Yalıköy (Çatalca) turunu başarıyla tamamlayınca özgüvenim arttı. Mudanya üstünden 12 saatte Eskişehir’e gittim. Bisikletle Yalova’dan günübirlik Uludağ’a çıktım. Ardından zirveyi içeren trans Uludağ yaptım. Ertesi yaz İstanbul’dan üç haftada Hatay’a gittim. Geçen yıl bir arkadaşımla Erzurum’dan yola çıkıp Kaçkarlar’ı bisikletle geçtim, zirve tırmanışı yaptım.”

Bisikletle 600 TL’ye 25 günde Gürcistan, Ermenistan

SANAL ARKADAŞLARIYLA YOLDA BULUŞUYOR

Kılıç, kışın tasarruf yapıp sadece yazın geziyor. İzlenimlerini blog (bisikletgezgini.blogspot.com) ve Facebook sayfasında yazıyor. Yazdıkları geniş bir okur kesimince takip ediliyor. Yol arkadaşları internetteki takipçileri ve turlarda tanıştığı bisikletçiler. Örneğin Kaçkar turuna Facebook’tan tanıştığı Almanya’da yaşayan, bu yıl İstanbul’dan 21 günlük Van turuna Belçika’da yaşayan birer Türk bisikletçi katılmış. İlgi artınca yıllık tur programını blog’da yayımlamaya karar vermiş... “Yalnız seyahatten çekinenler geliyor. En fazla 2 kişi alıyorum” diyor.
İlk yurtdışı turuna geçen yıl çıktı Orhan Kılıç. Vizesiz girebileceği Gürcistan’ı tercih etti. İstanbul’dan Ardahan’a pedal basıp, Posof yakınlarındaki Türkgözü Sınır Kapısı’ndan Gürcistan’a geçti.
“Dağları merak ediyordum, Hopa yerine Posof’u tercih ettim. İstanbul’dan yola çıktığım iki arkadaş Gürcistan’da sahil rotasını izledi. Ben, başka bir arkadaşla Türkgözü’nden girdim. O kadar az yaya geçiyor ki 1 TL’lik giriş ücretini de almadılar. Ahıska’da bizi Facebook’tan takip eden mühendisler evlerinde konuk etti. Bu bölgede Müslüman Gürcüler yaşıyor. Doğası çok güzel, dereleri kristal berraklığında. 50 yıl öncesinin sade hayatıyla karşılaşınca çok mutlu oldum. Kuzeye, Tiflis’e gittik. Hostelde konaklayıp kenti tanıdık. Sonra Rusya sınırındaki Kazbek’e çıktık. En çok sınırdaki bu dağlık bölgeyi beğendim. Tiflis’ten bisikletle 2400 metre tırmanarak ulaşmam 12 saat sürdü. Ardından sahilden Hopa’ya döndük. Toplam 2600 kilometre yaptık.”

GÜVENLİ VE MİSAFİRPERVER

Yola çıkmadan internetten güvenlik konusunu araştırmıştı Kılıç. Lonely Planet’ın Gürcistan’ı beş yıl üst üste Avrupa’nın en güvenli ülkeleri arasında göstermesi onun için önemli bir kriterdi. Yolda hiçbir sorunla karşılaşmadı. Hatta halktan olduğu kadar, güvenlik güçlerinden de yardım gördü. “Zugdidi’de bir kadın bakkal, ‘Birkaç yıl önce buradan geçemezdin, eşkıyalar soyardı’ dedi. Alınan sert önlemler, kavga çıkaranın bile sorgusuz hapse atılması, olayın nedeninin sonra araştırılması asayişi sağlamış; Gürcistan çok güvenli bir ülke olmuş. Kazbek civarında dağ yollarında devriye gezen polislere rastlamak beni rahatlattı. Hatta bazı yerlerde polis bizi güvenli kamp alanlarına yönlendirdi, bisikletleri karakolda korumaya aldı.”

BATUM’DAN ÇIKTI BİN KİLOMETRE YAPTI

Bir arkadaşının önerisi, hatta ısrarıyla bu yıl Gürcistan üstünden Ermenistan’a gitmeye karar verdi Kılıç. “Gürcistan’ın Türkiye sınırına yakın bölgesini baştan başa geçmek istiyordum, bu coğrafyayı merak ediyordum. Doğubeyazıt’tan fotoğrafını çekerken, bir gün Ağrı’yı Erivan’dan da fotoğraflamayı hayal etmiştim. Fakat Ermenistan’da husumetle karşılaşmaktan endişeliydim. Sınır kapısında en ufak bir nezaketsizlikle karşılaşırsam dönmeye kararlıydım.”
Kılıç, temmuz başında iki arkadaşıyla İstanbul’dan Batum’a uçtu. Planladığı gibi Türkiye sınırını yaklaşık 20 kilometre içeriden takip eden, 2 bin metre irtifaya kadar tırmanan yoldan Ahıska, Aspindza üzerinden 4 günde Ermenistan sınırına ulaştı. “Gürcistan’ın sınıra yakın bölgesi coğrafya ve kültür olarak Ardahan’a çok benziyor: Güzel dağlar, ormanlar, dereler, küçük köyler, misafirperver halk. Her gören bizi sofrasına davet etti. Türkiye tarafında yollar çok daha iyi. Orada stabilize, hatta toprak. Fakat bu güzel doğadan bisikletle geçmek büyük zevk.”
Kılıç, iki arkadaşıyla Madatapa Gölü yakınındaki sınır kapısından Ermenistan’a girdi. “Murat isimli bir görevli bizi ‘hoş geldin kardeşim’ diye karşıladı. Çok kibar davrandılar. 10 dolara vize aldık. Bisikletle giden ilk Türk gezginlerdik. Tek problemi sınırda fotoğraf çektiğimizde yaşadık. Askeri tesisleri fotoğraflamak kesinlikle yasaktı. Ermenistan, Gürcistan’dan daha militer bir ülke. Daha çok askeri araç, tesis görüyorsunuz yol boyunca...”

AİLESİNİ ANLATTI BİZE SARILIP AĞLADI

Yollar bozuktu, kamp alanı pek yoktu ama karşılaştıkları misafirperverlik bunları unutturdu. “Türkiye’den geldiğimizi öğrenen herkes ilgi gösterdi, yardımcı oldu. Sadece Ecmiyazin’de genç bir papaz sohbetimizde soykırım konusunu açtı. Tarihi tarihçilere bırakmak gerektiğini söyledim. Sonra dost olduk. İstanbul’a davet ettim. Erivan’da kaldığımız hostelde de çok iyi karşılandık. En iyi lokantayı Soykırım Müzesi’nin görevlileri tarif etti. Türkiye’ye çalışmaya gelenler az da olsa Türkçe konuşuyordu. İngilizcenin hiçbir işe yaramadığı çoğu durumda Türkçe sözcüklerle anlaştık. Ailesinin büyük bölümünü tehcirde kaybetmiş kişilere rastladık. Hiçbiri bize olumsuz tavırla yaklaşmadı. Hatta aile anılarını anlatan bir kadın arkadaşıma sarılıp ağladı, çok duygulandık...”
Ağrı bulutların arkasına saklandı, Erivan’da iki gün kaldığı halde dağın fotoğrafını çekemedi Kılıç. Neyse ki doğuda, Azerbaycan sınırı yakınındaki son durakları Sevan Gölü’nün güzelliği bunu unutturdu. “Çevresi meyve, özellikle kayısı bahçeleriyle kaplı çok güzel bir göl Sevan. Kıyısında kamp yaptıktan sonra kuzeye doğru çıkıp, daha bakir yerlerden geçtik ve en kuzeydeki Ayrum sınır kapısına geldik, sorunsuz geçtik.”
Gürcistan’ın kuzeyinden Hopa’ya dönen Kılıç 25 günde 1700 kilometre pedal bastı. Uçak bileti hariç 600 TL harcadı. Yolda karşılaştığı bir Azeri’nin daveti üzerine gelecek yıl bu ülkeyi bisikletle gezmeyi planlıyor şimdi. Bir başka hayali ise İstanbul’dan Hindistan...

False