Biraz tango biraz macera: 13 ayda Güney Amerika

Kevser (psikolog) ve Ali (biyolog) Havzan çifti beraber ilk uzun yolculuklarını dağcılığa olan meraklarından dolayı Nepal’e yaptılar. Nepal’i gezerken ani bir kararla ülkeye özgü törenle evlendiler. Geri döndüklerinde daha uzun bir gezi yapmak istediler. Arabalarını sattılar, çantalarını hazırladılar ve Güney Amerika maceraları başladı. 

Nasıl bir hayatınız var? Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Kevser: Çanakkale’de sosyal hayata kolay ulaşabildiğimiz bir hayatımız var. Ayrıca seyahat ve tango sevdalısıyım.
Ali: Ben de Kevser’in sayesinde tangoya bulaştım. Biraz bağlama çalarım, biraz da ney üflerim. Gerçi neyim Arjantin’de otostop çektiğimiz sırada üstünden araba geçerek kırıldı. Şimdilerde en önemli meşguliyetim hobi bahçesi. Ekip dikmeye başladık. Ama seyahatin hayatımızdaki yeri farklı.

İkinizde evlenmeden önce birer gezgin miydiniz?

Ali: Ben gezgindim diyebilirim. İlk yurt dışı seyahatimi Asya ülkelerine yaptım. Endonezya, Singapur, Tayland, Malezya ve Vietnam. Bu yolculuk gezme isteğimi daha da tetikledi.
Kevser: Ben Ali gibi “uzaklara gideyim” insanı değildim. İlk Bulgaristan’a ardından da Polonya’ya gittim. Ama esas virüsü beraber gittiğimiz Nepal’de kaptım.

Neden beraber ilk seyahat için Nepal’i seçtiniz?

Ali: Dağcılığa bulaşan herkesin rüyasıdır Nepal. Ben de o havayı solumak istedim. Gerçi zamanımız kısıtlı olduğu için trekking ya da tırmanış yapamadık ama evlenerek farklı bir bağ kurduk.

Orada evlilik planladığınız bir şey miydi?

Kevser: Spontane gelişti. Papatyadan el yapımı yüzüğe hayır diyemedim. Şaka bir yana orada tanıştığımız Nepalli arkadaşımızla sohbet sırasında “Burada evlensek ne güzel olur” diye konuşurken ertesi gün kendimizi terzi pazar arasında koştururken bulduk. Bir sonraki gün de Hindu Tapınağında geleneksel bir düğünümüz oldu.

Asya’dan sonra Güney Amerika fikri nasıl oluştu?

Ali: Çocukluktan beri hayalimdi. Ayrıca Kevser de tango sevdasından ötürü Arjantin’i çok görmek istiyordu. Ama ulaşım maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle sık sık gidilemeyecek bir coğrafyaydı bizim için. Sonunda hazırlandık. Toplam 13 ay süren bir maceraya atıldık.

Yanınıza neler aldınız?

Ali: Elimizde altı ay sonrasına tarihli iki adet tek yön Küba bileti vardı. Bu altı ay içerisinde yolculuğun bütçesini ayarlayabilmek için arabamızı satıp biraz daha birikim yapmamız gerekiyordu. Outdoor aktivitelere uygun mont, termal içlik, su geçirmez bot-ayakkabı, çabuk kuruyabilen anti bakteriyel havlu, şort olabilen pantolon, çok fonksiyonlu çakı, kafa feneri, kişisel bakım setleri, diz üstü bilgisayar ve fotoğraf makinası aldık.

Rotanızı nasıl çizdiniz?

Kevser: Küba’dan başladık. Sırasıyla Meksika, Guatemala, Nikaragua, Kosta Rika, Panama, Kolombiya, Ekvator, Peru, Bolivya, Şili ve Arjantin’in ardından Brezilya’da sona erdi.

Sonunda tango sevdası sizi Arjantin’e kadar getirdi. Neler yaptınız?

Kevser: Evet çok mutlu oldum Arjantin’de. Yalnız Güney Amerika’da sokak performansları oldukça yaygın hatta bu şekilde para kazanarak gezen çok kişiyle karşılaştık. Kolombiya’dayken bir akşam tango müzikleri çalan bir mekânda dayanamayıp dans etmiştik ve insanlardan çok güzel tepkiler aldık.

Sonra sizde paraya döktünüz mü bu işi?

Kevser: Yapmazmıyız. Ekvador’a geçtiğimizde kendimize az yer kaplayan hafif bir müzik kutusu aldık ve siftahı Galapagos’da yapmaya karar verdik. Aslında eğlencesine başlamıştık ama kazancı da hiç fena değildi. Günlük 8 dolar kazandığımız da oldu 70 dolar kazandığımız da.

13 ay boyunca neler yaptınız Güney Amerika’da?

Ali: Mayalar’ın inşa ettiği piramitlerin tepelerine tırmanıp dev kaktüslerin gölgesinde dinlendik. Kosta Rika’da yağmur ormanlarında yürüdük. Zipline uçuşu, 45 metreden boşluğa Tarzan atlayışı yaptık. Galapagos Adaları’nda İspinoz kuşlarını seyrettik. Penguenler, dev kaplumbağalar, köpekbalıklarıyla yüzdük. Her şey harikaydı.

Yaptığınız en çılgın aktivite neydi?

Kevser: Bolivya’da Huayna Potosi’ye tırmandık. Profesyonel bir dağcı olmama rağmen profesyonel bir işe kalkıştık. Az oksijen ve yorgunluktan hafif bilinç bulanıklığı yaşadım. Soğuktan parmaklarımı hissetmemeye başladığımda 5 bin 880 metredeydik.

Bütçeniz ne kadardı?

Kevser: Günlük 50 dolar gibi bir bütçe çıkarmıştık. Bazı ülkelerde harcamalarımız bunun çok altında kaldı, kimisinde ise çok üstüne çıktı. Zamanla daha düşük bütçeyle seyahat etme konusunda kendimizi geliştirdik.

Her şeyden uzaklaştığınız bu bir senede yaşadıklarınız size neler kattı?

Ali: Goethe ‘’ İnsan kendini yalnızca insanda tanır’’ der. Bir aydınlanma ya da kaçış amacı taşımayan tüm yolculuklar gibi bizim yolculuğumuzda dünyayı ve kendimizi biraz daha tanıma fırsatı verdi. Kevser: Aslında bu yolculuğun en güzel öğretilerinden birisi, dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir iş yaparak hayatımı sürdürebileceğimi fark etmem oldu. Daha ne olsun.

*Kevser ve Ali seyahatleriyle ilgili yazılarını ‘www.yolculukzamani.wordpress.com’ blog adresinden paylaşıyor.