GeriSeyahat Bergama’nın çikolatacı kardeşi
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bergama’nın çikolatacı kardeşi

Bergama’nın çikolatacı kardeşi

Alba, Torino’ya 50 kilometre uzaklıkta. Buralara kadar gelmişken görmeden dönmek olmaz. Bağlarla çevrili kenti muhteşem ortaçağ yapıları süslüyor. Mantar, çikolata, fındık ve şarap üretimiyle tanınıyor. Bergama’nın kardeşi.

Torino gibi Alba da Romalılardan önce Kelt kavimlerinin egemenliği altındaymış. Batı Roma İmparatorluğu tarihten çekildikten sonra farklı yönetimlere giren şehri yöreye damgasını vuran Savoy Hanedanı devralmış. İkinci Dünya Savaşı sırasında gösterdiği direniş nedeniyle altın madalyayla ödüllendirilmiş. Bugün üzüm bağlarının tekelindeki yemyeşil panoraması, ortaçağ binaları ile doğa ve tarih severleri kendine çekiyor. Alba, mantar, çikolata ve şarap üretimi ile de gastronomi turizminin gözde mekanlarından biri.

BİBLO GİBİ KİLİSE

Alba’daki Palazzo Comunale 13’üncü yüzyılda inşa edilmiş bir saray. Bugün harika bir sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. San Lorenzo Katedrali ise şehrin en büyük kilisesi olduğundan Duomo di Alba olarak da tanınıyor. Küçük bir şapelin yerine 12’nci yüzyılda inşa edilmiş. 15’inci yüzyılda gotik üslubun etkisiyle yeniden şekillenmiş. Bugün karşınızda duran şaheser 19’uncu yüzyılda yapılan restorasyonunun sonucu ortaya çıkmış. San Domenico Kilisesi şehrin merkezinde ve Katedral’e de yakın. Görebileceğiniz en güzel kiliselerden. 13’üncü yüzyılda inşa edilen gotik yapı savaşlarda ahır olarak bile kullanılmış. 20’nci yüzyılın başlarında geçirdiği başarılı restorasyonla orijinal görüntüsüne kavuşmuş. Kilise özellikle gotik girişiyle dikkat çekiyor.

TÜM BOYUTLARIYLA ŞARABIN SERÜVENİ

Alba yakınlarındaki, şaraplarıyla ünlü Barolo’da bir ortaçağ kalesi Şarap Müzesi’ne (Museo del Vino a Barolo) dönüştürülmüş. Müzede şarap kültürünün zaman içindeki gelişimi, üretim teknikleri, sanata ve dinlere yansıması anlatılıyor. Üzümün ana vatanları arasında Anadolu’nun adının geçmesi gururumu, dünyadaki en ünlü üzüm bağları arasında adımızın geçmemesi ise üzüntümü körüklüyor. Müzede şarap tadım günleri de düzenleniyor (www.wimubarolo.com). Şarap kültürüne ilgi duyuyorsanız ya da bilgilerinizi arttırmak istiyorsanız Tenuta di Fontanafredda’ya uğramadan dönmeyin. Burada üretilen şaraplar eşliğinde tipik bir “merenda sinoira” deneyimi hem yorgunluğunuzu alacak hem de keyif verecek (www.fontanafredda.it).

Trüf Mantarı

Bildiğimiz mantarların aksine toprağın altında, en çok da meşe ve kestane dibinde yetişiyor. Beyaz ve siyah olmak üzere iki çeşidi var, kıymetli olanı mevsimi daha kısa olup daha az bulunduğu için beyaz trüf. 16’ıncı yüzyılda Fransa kralının sofrasında ünlenen mantar havyardan sonra dünyanın en pahalı yiyeceği. Gramının 5 Euro’ya satıldığı oluyor. Mantar özel eğitimli domuz ve köpeklerlerle bulunuyor. Pişirilmiyor, makarnanın üstüne rendeleniyor. Sakın mantar rendelenmiş makarnanıza peynir serpmeye kalkmayın, İtalyanlar çığlık atabilir! Peynir, trüfün aromasını baskılıyor. Alba’nın merkezinde araç trafiğine kapalı alandaki pazara uğrayıp trüf seçmenin yollarını, hangi yemeklerde nasıl kullanılacağını öğrenebilirsiniz. Pazarda trüfün sinemadaki serüvenini anlatan bir de sergi yer alıyor. Görmenizi öneririm.

False