GeriSeyahat BAYKUÅž DÜÅžLERÄ°YavaÅŸça sokul yanıma, üÅŸüyen ruhum esirgesin senden korkularımı…YeÅŸilin gamzelerinden çalınmış hırsız gözlerin yorganımız olsun gökkubbenin
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
BAYKUÅž DÜÅžLERÄ°YavaÅŸça sokul yanıma, üÅŸüyen ruhum esirgesin senden korkularımı…YeÅŸilin gamzelerinden çalınmış hırsız gözlerin yorganımız olsun gökkubbenin

BAYKUÅž DÜÅžLERÄ°YavaÅŸça sokul yanıma, üÅŸüyen ruhum esirgesin senden korkularımı…YeÅŸilin gamzelerinden çalınmış hırsız gözlerin yorganımız olsun gökkubbenin

BAYKUÅž DÜŞLERÄ°Yavaşça sokul yanıma, üşüyen ruhum esirgesin senden korkularımı…YeÅŸilin gamzelerinden çalınmış hırsız gözlerin yorganımız olsun gökkubbenin altındaki çıplak bedenlerimize…Yalanlarımızla avutalım tuzlu damlalarla üşüyen yüzlerimizi. Hiç olamayacaklarımızı dünmüş gibi anlatalım birbirimize, BaykuÅŸ gece düşlerini biriktirirken, bizde gündüzden çaldıklarımızı renklerle birleÅŸtirerek çatı yapalım kendimize, Ormanın tüm yaratıkları ruhlarını teslim ederken, biz de ödünç verelim yüreklerimizi birbirimize…Akreple yelkovan hiç söyleÅŸmesin. Gece ile gündüz sarhoÅŸ olup unutsunlar kendilerini. Zaman denen kabusu alalım avuçlarımıza, atalım yosun kokulu deniz kızlarına. Herkesin zamanla alıp veremediÄŸi birÅŸeyler var… Herkesin zamanda bıraktıkları, uçuÅŸan, havaya karışmış minik yaÄŸmur bulutları,Bırakalım bu gece yaÄŸmur bulutlarımız çisil çisil, usul usul karışsın topraÄŸa. Su olsun, deniz olsun, dalga olsun…Ormanda rüzgar ıslık çalarken, yeÅŸilin gamzelerinden çaldığın gözlerin anlatsın bana tüm çaÄŸları… Zamanla öyle bir savaÅŸalım ki tüm anlar imrensin bize… Geçmek için önümüzden, karışmak için geçmiÅŸe elleri önünde iki büklüm selam dursunlar bize…***Dolunay kurda kavuÅŸtuÄŸunda, dalgalar okyanusa vurduÄŸunda, yeÅŸilin gamzelerinden çaldığın gözlerin yosun olduÄŸunda, gel tekrar bana…BaykuÅŸun sakladığı gece düşlerini usulca çaldığında, onu kucağına alıp ninnilerle uyuttuÄŸunda gel…Gökyüzü her damlasıyla yeryüzüne kavuÅŸtuÄŸunda gel…ÇaÄŸlarda kaybolmuÅŸ bütün yitik aşık ruhlar ÅŸarkılarını söylediklerinde gel…Minatour dehlizlerinin kağıt kaplı uçlarını yırtıp ruhunu bulduÄŸunda gel…Öyle bir gel ki, yeÅŸilin gamzelerinden çaldığın gözlerin, deniz damlalarıyla serinletsin beklemekten kuruyan bedenimi…Öyle bir gel ki, zamanla olan savaÅŸta tüm asılı kalanlar, engizisyon kurbanları, düğümler, bilmeceler bıraksın kendilerini sonsuzluÄŸa zamanın gururlu çocukları olarak…Şimdi git… Dolunay kurttan ayrıldığında…İnsanlar denizkızlarının türkülerini söylemeyi unuttuklarında… Ä°hanetler zafer sayılmaya baÅŸladığında…Git… Ormanın asi rüzgarıyla bırak beri… AÄŸaçların dallarında yapraklara asılı kristal, kırılgan, donuk tuzlarla bırak… Zamanla baÅŸbaÅŸa…Sonra… YaÄŸmur topraÄŸa… Toprak suya… Su buluta… Bulut yaÄŸmura…***Åžimdi sus…Denizkızlarının türkülerine aç yüreÄŸini… ÇaÄŸlarca sakladığın utançlarını… Zamanlardır gömdüğün günahlarını; çıkar topraktan teker teker… Günahlarını sev… YeÅŸilin gamzelerinden çaldığın gözlerinle günahkarsan eÄŸer sen, cehenneminde yanan bensem eÄŸer…Ötesinden kime ne?***Åžimdi git… Kokunu rüzgarlara bırakarak git… Usulca…Denize doÄŸru… SıcaÄŸa doÄŸru…Git… Yosun kokusunu karıştır düşlerine…AÅŸkınla yanmaksa eÄŸer cehennem, ruhumu teslim ederek beyaza tüm renkleri unutup cenneti aramak niye?..AÅŸkın gittiÄŸinde bırakacağın cam parçalarından korkarsa eÄŸer yüreÄŸim, doÄŸmak ve ölmek niye?..En karasıyla…Bu gece…YaÅŸama ve ölüme…AÅŸka ve günaha…Dahası niye?..Sinem SIRMALI - 8 Mart 2000, ÇarÅŸamba Â
False