Avrupa'nın en güzel milli parkları
Dünya üzerinde var olan ve devlet koruması altında olan bir çok milli park bulunuyor. Hepsi kendine özgü büyüleyici fauna ve floraya sahip. Birbirinden güzel atmosferleriyle kartpostal karelerini süsleyen o muhteşem parklarda izlerinizi bırakmak istiyorsanız, Avrupa'da yer alan ve görülmesi gereken en iyi milli parkları sıraladık. İşte, Avrupa'nın en güzel milli parkları...
Triglav: Orkideler ve Alplerin Edelweiss çiçeği
Triglav Dağı, adını Slovenya’nın tek milli parkına vermiş. "Üç başlı" anlamına gelen isminin kökeni tartışmalıdır. Bazıları bunu dağın belli bölümlerden üç açılı görüntüsüne atfeder. Bazılarıysa bir Slav tanrısının tahttayken 2 bin 864 metrelik dağın zirvesinde yaşadığını iddia eder. Eğer öyleyse, ormanlık yamaçları ve kır çiçekleriyle dolu çayırlarıyla nefes kesen bir manzaraya sahipti.
Bialowieza: Avrupa’nın en eski ormanları
Bialowieza Milli Parkı, Polonya ve Belarus’taki bölgelere yayılmıştır. UNESCO’ya göre orman "hemen hemen tüm Avrupa’yı kaplayan orijinal ormanların korunmuş tek örneği". Yüzlerce yıl önce, Lehistan-Litvanya kralı ve Rus Çarı burada avlandı. Bozulmamış doğa, Avrupa bizonuna ev sahipliği yapıyor.
Saksonya Milli Parkı: Alman Romantizmi
Saksonya Milli Parkı, Almanya ve Çekya sınırında. Yaratıcı bir ilham kaynağı arıyorsanız, parkın büyük kaya oluşumlarını tuval üzerine aktaran Alman romantik ressamlarının izlerini takip edebilirsiniz. Bu nedenle milli parkı içindeki 112 kilometrelik ana yürüyüş parkuru Malerweg (Ressamlar Yolu) olarak anılır.
Etna: Dağın altındaki canavar
Yunan mitolojisinde tüm canavarların babası olan Typhon, tanrıların kralı onu Etna Dağı’na fırlatana kadar Zeus’la savaştı. Avrupa’nın en aktif yanardağının lavlar püskürtmesi, Typhon’un hala öfkeyle intikamını beklediği olarak yorumlanır. Ancak yanardağlar verimli topraklar da oluşturur. Bu yüzden Sicilya’nın Etna Milli Parkı, çeşitli bitkiler açısından da oldukça zengindir.
Plitvice Gölleri Milli Parkı: Winnetou’nun Evi
Her yıl bir milyondan fazla ziyaretçi Hırvatistan’ın Plitvice Milli Parkı’na akın ediyor. Buradaki 16 göl birbirine şelalelerle bağlanmış. Suların kireç taşlarını oymasıyla mağaralar ortaya çıkmıştır. Burası ünlü Alman yazar Karl May’ın kitabından uyarlanan Winnetou adlı kızılderili hikayesine çekim mekanı olmuştur.
Tatra: UNESCO Dünya Biyosfer Rezervi
Batı Karpatların bir bölümü olan Tatra Dağları, Polonya ve Slovakya’daki milli parkları kapsıyor. Sık ormanlar ve alp çayırları, boz ayı, vaşak, kurt, dağ keçisi ve dağ sıçanı gibi hayvanlara ev sahipliği yapıyor. Kartal gibi seyrek görünen görkemli yırtıcı kuşlar da bu yüksek zirvelerin ve parıldayan göllerin birer sakini.
Loch Lomond ve Trossachs: Epik Manzaralar
Sir Walter Scott, 19. yüzyılın başlarından ünlü şiirlerinden "Lady of the Lakes"i, Loch Lomond ve Trossachs Milli Parkı’nda yazdı. Aslında park, doğal ormanları, engebeli dağları ve 20’den fazla gölüyle epik şiir için tam bir ilham kaynağı.
Grand Paradiso: Alp dağ keçisinin evi
Gran Paradiso, Alp dağ keçisini korumak için 1920’de kurulmuş, İtalya’nın ilk milli parkıydı. Bugün parka gelen ziyaretçiler parkın yüksek yamaçlarındaki etkileyici canlıları görecek kadar şanslı.