Asırlık cuma pazarı
Çaydanlık ve tencere tamir ediliyor, günlük yumurta satılıyor. Tam yağlı süper peynir de bulabiliyorsunuz, taytlar ve nevresimler de... İlk kez 1896 yılında bugünkü Doğancılar Parkı'nın yerinde kurulan pazar, yüzyılı aşkın bir süredir her cuma konuyor ve kalkıyor.
Üsküdar'dan Kadıköy'e giden cadde belediye binasından sonra sağa dönüp yokuş tırmanıyor: Doğancılar Caddesi. Solda ikinci sokak, Üsküdar Cuma Pazarı'nın girişlerinden biri. Refik Ongan Sokağı. Hemen girişte bere satıyorlar. Satıcılar çığlık çığlığa bağırıyor: 'Kulaklara kalorifer'. Biraz ilerde Doğancılar Parkı. Parkın geçmişinde de pazar var. Şimdi Doğancılar Parkı'nın bulunduğu yer Bizans'lılar zamanından beri meydandı. 1896'da burada pazar kurulmaya başlanmış. Daha sonra pazar Uncular Sokağı'na taşınmış. 77 yıl önce burada yalnız kömür satılıyordu. Sonra civar sokaklara yayılmış pazar.
Refik Ongan Sokağı girişinde, koyu mavi, koyu yeşil naylonlarla kaplı tezgahlar karşımıza çıkıyor. Küfelerden ıspanaklar taşıyor. Portakal 150 , Golden elma 200, mandalina 150 bin lira. Gemlik zeytini 1.5 milyon lira. Biraz ilerledikten sonra sağda eski bir ev. Kapıda bir levha: Emin Ongan Musiki Cemiyeti. Kuruluş tarihi 1918. İlerde başka eski ahşap bir bina, önünde yüzlerce karnıbahar. Limoncunun hemen yanında, tam yağlı sert beyaz peynir 1.5 milyon lira. Tam yağlı süper peynir 1.4 milyon lira. Günlük yumurta 18 bin lira. Köy peyniri 1.3 milyon lira. Ayvalık saf süzme zeytin yağ 800 bin lira. Domatesler... Armut: 300 bin liraya. Biraz ileride yokuş olarak kıvrılıp uzayan bir yolu geçiyoruz. Ekşi elma 150 bin lira. Amasya 200 bin lira. Elmaları seçmek serbest. Diğer tezgahlarda ıspanak, kereviz, kabak.. Yol asfalt ve yeni. Apartmanlar bitişik nizam sıralanmışlar. 18 numaralı apartmanın adı: Amaç. Önünde Finike, Vaşington tatlı sulu portakallar 150 bin lira. 23 numaralı Papatya Apartmanı’nın önünde pazar fiili olarak sona eriyor. Peki sokağın bitiminde ne satılıyor? Dilimlenmiş ve çok ince naylonla sarılmış kabaklar, yanında da soğanlar.
Tencere tamir edilir
Biraz ilerde Gündoğumu Caddesi'nde iki hamam. Bu kez pazar orada devam ediyor. Eski binaların önü pazar. Hamam kapısının hemen girişinde iç çamaşırları satılıyor. Bu iki hamam Ağa Camii'nin yakınında, köşe başında yer alıyorlar. Sağında kadınlar, solunda asfalt üzerinde erkekler kısmı var. Kapı numaraları 95 ve 97.
Erkekler kısmının 14 kurnası ile büyük göbek taşı, kadınlar kısmının da 12 kurnası var, göbek taşı yok. Cephelerdeki soyunma yerleri ahşap. Her iki tarafın camekan ahşap kubbeleri çok güzel. Hamamların zemini mermer döşeli. Hemen önünde Cuma Pazarı kurulduğu için hamamlara Cuma Hamamı da deniyor. Hamamın kapısında Nazmiye Turunç yazıyor. Hamam, hac vazifesini yapan Nazmiye Turunç isminde, 1974'de ölen hayırsever bir kadının mülkü imiş. İlim Yayma Cemiyeti’ne vakfetmiş. Erkekler hamamının yanında, yüzü pazara dönük bir züccaciye dükkanının vitrininde bir ilan: Tencere ve çaydanlık tamiri yapılır. İlerde Ahmediye Erkek Kuran Kursu. Önündeki tezgahlarda papuçlar, iç çamaşırları, eteklikler... Yolda sağlı sollu eski ahşap evler.
Sadece şapka satılan bir tezgah. Bir milyon liraya çeşitli renklerde havlular, yine bir milyona taytlar. Kapişonlu çocuk giysileri 1 milyonla 3.5 milyon lira arasında. 2.5 milyon liraya gömlek. Yukarıdan sarkıtılmış salkım saçak ayakkabılar. 1 milyona kazaklar. Cüzdan satılan tezgahlar.
Kristal tabaklar, kültablaları... Güven Ticaret'in orada rengarenk yapma plastik çiçekler, bir milyon liraya. Yerlerde naylon küçük leğenlere gazeteler bastırılmış. Renkli küçük plastik leğenlerdeki kalın gazeteler ayakkabı deneyenler için bir tür paspas görevi görüyor.
Civciv rengi perdeler
1.5 milyon liraya ayakkabı almak mümkün. Body 750 bine. Altlı-üstlü eşofman bir milyon liraya. Kadife şapkalar, çoraplar... Yürürken yolun ortasında ip bağlı beyaz büyük su bidonları. Naylon büyük bidonlara su doldurarak, pazarın tente iplerine bağlıyorlar; ağırlık olsun, tenteler rüzgarda kımıldamasınlar diye. Pazarda yürürken hava yağmurluysa, umulmadık zamanlarda tentelerin arasından sızan yağmur damlaları kafanıza, yüzünüze düşüyor.
Esbabcı Sokağın köşesine yakın 6 numarada Güven Züccaciye. Hemen kapısının önünde renkli etekler, şemsiyeler... Bir köşede futbol takımlarının renklerinde çeşitli bere, atkı, eldiven satan biri. Hemen yanında bir milyona, çeşitli boyutlarda parça kumaşlar. İki lokanta. Perde satılan tezgahlar. Satıcı malını satarken renkleri de seslendiriyor: Civciv rengi, diye bağırıyor, sarı perdeyi elinde sallarken. Rengarenk değişik renklerde, çeşitli markalarda rujlar 450 bin lira.
Halil Rüştü İlk Öğrenim Okulu'nun tam karşısında tek kişilik yatak örtüsü 13, çift kişilik 18 milyon lira. Yanında Jet Cafe. Caddenin karşısında Sümerbank; 6 milyona kadife pantalon. Pazarın biraz ilerisinde Balıkçılar Çarşısı. Balıkçılar koro halinde ve ritmik bir şekilde bağırıyorlar, neşe içinde: Oynama balıklar, oynuyor balıklar! Etraf kalabalık, akşam iniyor hızla.
İlerde pazardan uzaklaşmış bir başka pazarcı: Yün atkı, dört tanesi bir milyon, diye sesleniyor cılız bir sesle. Dönerken, Üsküdar Meydanı'ndaki Hasippaşa-Üsküdar hattında çalışan bir minibüsteki yazı: Bana yarınların güzel olacağını söylemeyin, çünkü bugün de dünün yarını değil miydi?