Angkor Wat’ı balondan fotoğraflayın Phnom Bakheng’e fille çıkın
Ömer Serkan Bakır (34), İstanbul Üniversitesi’nde Kontrol Sistemleri Teknolojisi öğrenimi gördü. Ardından Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü’nü bitirdi. 1999’da dijital fotoğraf dergisi Photo Digital’i kurdu, Türkiye’de internet üzerinden ilk fotoğraf yarışmasını organize etti.
Birçok dia gösterisi gerçekleştirdi, kişisel ve karma sergiler açtı. Ödüller kazandı. Yıllardır dünyayı dolaşan Bakır, en çok Vietnam, Kamboçya ve Laos’un bulunduğu bölgeyi seviyor. UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Angkor Tapınakları’na 2002’den bu yana iki kez gitti, haftalarca kaldı. Angkor fotoğraflarını kitaplaştırmaya hazırlanan Bakır “Bölgeyi gezmek için en uygun dönem aralık, şubat ayları” diyor
Angkor bölgesine giriş ücretli. Günlük 20, üç günlük 40, haftalık 60 dolara giriş kartı veriliyor. Tavsiyem, üç günlük bilet almanız. Çünkü çok geniş alana yayılmış, bir günde gezilmesi imkansız. Bir tapınaktan diğerine yürüyerek gidebilmeniz pek mümkün değil. Eğer otomobil kiralamak istemezseniz, adım başı göreceğiniz tuk-tuk denilen 2 kişilik araçlarla da dolaşabilir, çok ucuza bisiklet kiralayabilirsiniz. Ülkedeki tüm ödemeleri dolarla yapmak mümkün. Ancak her yerde mutlaka pazarlık etmeniz gerek! Çekinmeyin, söylenilenin yarısından daha azını teklif edin. Orta bir noktada anlaşacaksınız.
ANGKOR WAT’A ERKEN SAATTE GİDİN
Sabah saat 6.00’da kalkıp, en geç saat 7.00’de Angkor’da olmaya çalışın. Bölgedeki onlarca tapınak arasında öncelikle Angkor Wat, Angkor Thom, Bayon, Ta Prohm, Preah Khan, Banteay Kdeii görülmeli. İkinci derecedeki tapınaklar arasında ise şunları sayabilirim: Prasat Kravan, Pre Rup, Banteay Samre, Ta Som, Neak Pean, Baphuon, East Mebon, Phimeanakas, Terrace of the Elephants&Leper King. En popüleri Angkor Wat, günün her saatinde kalabalık. En iyisi erken saatte, turunuza buradan başlamak.
En az 3-4 saat ayırabilirsiniz.
Bir de gün batımına yakın bir saatte tekrar fotoğraf çekmek için fırsat yaratmaya çalışın.
Tapınağı havadan seyredebilir, fotoğraflayabilirsiniz. Karşı tepedeki, yere sabitlenmiş balonla 10 dakikalık uçuş bedeli 15 dolar. Bir başka seçenek helikopter. Yaklaşık 12 dakikalık turun kişi başı ücreti 110 dolar. 250 dolar ödediğinizde tur süresi 30 dakikaya çıkıyor ve daha geniş bir alanı görebiliyorsunuz. Fakat helikopterde camın arkasından fotoğraf çekmek gerekiyor.
PHNOM BAKHENG’İN ZORLU YOLU
Fotoğraf açısından pek önemli olmasa da, turistler özellikle gün batımını seyretmek için Phnom Bakheng’e akın ediyor. Ulaşımı pek kolay değil. Dönerek yükselen bir yoldan yürüyerek çıkılıyor. Bir başka seçenek filler. 20 dolara unutulmaz bir fil yolculuğu yapabilirsiniz. Daracık patikada iki filin yanyana geçişini görmek heyecan verici. Sakince tepeye çıkaran filimiz, biz indikten sonra huysuzlandı. Müthiş bir sesle haykırmaya, hortumunu sağa sola savurmaya başladı. Boynunda oturan sahibi sopayla hafifçe dokunduğunda ansızın sakinleşti. Eşim Saba ile derin bir nefes aldık.
SON 7 YILDA BUYÜK DEĞİŞİM YAŞANDI
Turunuza sabah başladığınızda, öğlen saatlerinde enerjiniz düşüyor. Tavsiyem saat 12.00 - 14.00 arasındadinlenmeniz, yemeğinizi yemeniz. Bol bol sıvı takviyesi alın. İklim koşulları açısından, Angkor Tapınakları ve Kamboçya’ya gitmek için önereceğim en iyi dönem aralık - şubat ayları arası.
Angkor’a ilk kez 2002’de gitmiştim. Yedi sene sonra uğradığımda, Siem Reap ve en önemlisi tapınaklardaki değişim inanılmazdı. Siem Reap büyüdükçe büyümüş, geçmişin kasabası turistik bir şehre dönüşmüştü. Tapınaklarda ise zamanın, doğanın ağır tahribatı, restorasyonla giderilmeye çalışılıyordu. Buna karşın 2002’de çektiğim fotoğrafları bir kez daha çekmenin imkansız olduğunu gördüm. Angelina Jolie’nin oynadığı “Lara Croft - Tomb Raider” filminin bazı sahneleri Ta Prohm Tapınağı’nda çekilmişti. Bu filmden sonra tapınak çok daha popüler olmuştu. Çevredeki dev banyan ağaçları, yapılara zarar vermeyi sürdürüyor. Buna rağmen taşların arasından fışkıran, duvarları aşan devasa ağaç köklerinin görüntüsü muhteşem. Bu görüntünün bozulmaması için de çoğu yerde restorasyon yapılıyor ve destekler konuluyor.
Kamboçya’ya havayollarındaki indirimleri takip edip, Bangkok aktarmalı ulaşabilirsiniz. Biz, oteli, araç kiralamayı, vizeyi internetten hallettik. Siem Reap’e vardığımızda bizi şoförümüz Hear Bunla karşıladı. Bunla, günlük 20-25 dolar karşılığında, çok temiz Toyota Camry model otomobiliyle turistleri gezdiriyor.
(Mail adresi: hear_bunla2006@yahoo.com)
KAYIP ŞEHİR ANGKOR
Siem Reap’e yaklaşık 8 kilometre uzaklıktaki Angkor’da 9. ve 12. yüzyıllar arasında Kmerler dünyanın en büyük tapınaklarını inşa etmişti. 100 civarındaki tapınak, mimari ve gizemli özellikleriyle tanınıyor. 1992’de UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alındı. İsmi, Sanskritçe’de şehir anlamına geliyor. Angkor’un altın dönemi, 802 yılında, Jayavarman II’nin kendini Tanrı Kral (Devaraja) ilan etmesiyle başladı, 1431’de işgalcilerin şehri yağmalaması, halkın Phnom Penh’e kaçmasıyla kapandı. Ertesi yıl Kmerler girişi yasaklayınca, Angkor yüzyıllarca ormanın derinliklerindeki kayıp şehre dönüştü. Sadece Budist keşişler ve bazı gezginler biliyordu. Yıllar geçtikçe Angkor hikayeleri efsaneleşti ve dilden dile dolaşır oldu. Fransız gezgin Henri Mouhot, araştırmalar ve geziler sonrasında 1860’da Angkor’un efsane değil, gerçek olduğunu kanıtladı. 1908’de Fransızlar tarafından restorasyonu başlatıldı. 1960’da, Asya’nın en önemli turistik merkezlerinden birine dönüşmüştü. 1975’te Kızıl Kmerler, Siem Reap halkını taşraya çalışmaya gönderdi. 1990’ların ortalarına kadar Angkor, Siem Reap savaşlarına merkez oldu. 2000 yılından sonra tarihi şehir yeniden turizme açıldı. 1970 -80 arasında durdurulan restorasyon tekrar başlatıldı.