Abartıyı sevende de sevmeyende de merak uyandırıyor
Dubai hakkında çok şey duydum, okudum ama artık kendi maceramı yaşamanın zamanı gelmişti. Çölün ortasında yoktan nasıl bir dünya yaratılır ve bunun sınırı nedir, görmek istedim. Şehrin ihtişamı havaalanına adım atar atmaz başlıyor. Ayrıca Dubai kesinlikle ‘en’lerin ve ‘ilk’lerin şehri. Dünyanın en yüksek binası, ilk 7 yıldızlı oteli, en büyük yapay adaları, en büyük alışveriş merkezi, hepsi burada.
Şehre girer girmez tasarım harikası gökdelenler, lüks mekânlar ve dünyanın en önemli markalarının olduğu caddeler karşılıyor sizi. Geniş ve bakımlı yollardan, gökdelenlerin arasından geçerken kendimi Amerika’ya gitmiş gibi hissediyorum. Bu kadar abartıyı sevin ya da sevmeyin, insanda bir görme merakı uyandırıyor Dubai. Bunda tanıtımın etkisi büyük. Öyle ki 2021 yılında dünyanın en çok ziyaret edilen 4’üncü şehri olmuş. Zengin turistleri kendine çekmeyi de başarıyor. O kadar çok yabancı var ki neredeyse Dubaili göremiyorsunuz. Her yerde İngilizce konuşuluyor. Yaşayanların çoğu expat, yani çalışmak için buraya giden yabancılar. Expat’lar sayesinde de şehir küçük bir Amerika haline gelmiş.
En popüler emirlik
Bu bölge uzun yıllar Portekiz ve İngiliz egemenliğinde kalmış ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne 1971 yılında (BAE) dahil olmuş. BAE 7 emirlikten oluşuyor. Başkent Abu Dabi ama en popüler emirlik Dubai. Ülke parlamenter monarşiyle yönetiliyor. Benim gözlemlediğim kadarıyla insanlar şeyhlerini çok seviyor, herkes kurallara uyuyor. Zaten cezalar o kadar ağır ki kuralları çiğnemeyi kimse göze alamıyor. En çok sevdiğim taraflarından biri de şehrin çok güvenli olması. Özellikle kadınlara ve çocuklara değer veriliyor. Suç oranı yok denecek kadar az.
Şu an Dubai’ye gitmek için en güzel mevsim. Yazın giderseniz zamanınızın hepsini kapalı alanlarda geçirmek zorunda kalırsınız. Sıcaklık 40 dereceyi aşıyor. Bu nedenle en iyi dönem kasım-mayıs arası. Dubai vize istiyor ancak vize almak çok kolay. Seyahatinizden birkaç gün önce işlemlerinizi çevrimiçi yapabiliyorsunuz. Yeşil pasaportlara vize gerekmiyor.
Gider gitmez soluğu çölde alıyorum. Dubai’de yaşayan arkadaşım Hakan ve oğlu Bera’yla beraber çölde quad bike adı verilen ATV safari yapmaya gidiyoruz. Gideceğimiz çöl Sharjah Emirliği’nde, varmak 1 saatimizi alıyor. Kızıl kuma ayak basar basmaz çölün tatlı esintisini suratımda hissediyorum. Araç sürmek çok kolay olmuyor. Bir ara kuma çakılıp devriliyorum. Safari sonrasında ortasında ateş yanan çöl kafelerinden birinde, Arap müzikleri eşliğinde kahvemizi içiyoruz. Konaklama için Marina-JBR bölgesini seçiyorum. Sabah otelden çıkıp yürüyerek marinaya gidiyorum. Kafamı her kaldırdığımda Türk restoranlarını ve dondurmacıları görüyorum. Nusret, CZN Burak, Günaydın gibi popüler restoranların şubeleri var ve Araplar tarafından çok ilgi görüyor. Son yıllarda çalışmak için buraya giden Türklerin sayısı epeyce artmış. Türkçe müzik eşliğinde bizim burada turistlere yapılan dondurma şovunu görünce ‘Dubai’de de bu olamaz artık’ diyorum. Dondurma stantlarının birinde dans ederek dondurma satan adam dikkatimi çekiyor. Videosunu çekip sosyal medyada paylaşınca ben hariç herkesin tanıdığını öğreniyorum. Meğer adam Antalya’da dondurma dükkânı olan fenomen ‘Çılgın Dondurmacı’ymış.
Dubai Mall’un önündeki Dubai Fountain.
Marinada yedi kilometre boyunca uzanan bir yürüyüş yolu var. Hemen devamındaki JBR’da da yürümek çok güzel. Plaj boyunca kafeler, restoranlar, lüks oteller ve rezidanslar var. Dubai’nin en meşhur yapısı Burj Al Arab’ı görmek için otelin olduğu sahile geliyorum. Burası dünyanın ilk 7 yıldızlı oteli olarak biliniyor. İngiliz mimar Tom Wright bu yapıyı rüzgârdan kabarmış bir yelkenden esinlenerek tasarlamış. İçini gezmek isterseniz 1.200 liralık biletlerden almanız gerekiyor. Ancak sahilden de güzel bir manzara yakalanıyor. Ben Jumeirah Al Nassem Hotel’e gidip acı bir Arap kahvesi içtikten sonra Burj Al Arab manzaralı plajına atıyorum kendimi. Burj El Arab, özellikle günbatımında büyüleyici görünüyor.
Biraz güneşlendikten sonra yürüme mesafesindeki Souk Madinat Jumeirah’a geçiyorum. Burası yerel kültürün izlerini taşıyan, Ortadoğu motifleriyle süslenmiş, kanallarla çevrili bir çarşı. Abra adlı teknelerle gezinti yapılabiliyor. İçeride restoranlar ve hediyelik eşya dükkânları var. Kanal kenarında dünya lezzetlerini tatmak farklı bir deneyim.
Dubai’de en çok merak ettiğim yerlerden biri, namı tüm dünyaya yayılmış Palmiye Adaları. Denizin palmiye şeklinde doldurulmasıyla oluşturulan Palm Jumeirah da Palmiye Adaları projesinin bir parçası. Evler, villalar, otellerin olduğu bir yaşam alanı diyebiliriz. Palmiye şeklini karşısında yürürken görebileceğimi düşünmüştüm ama hayal kırıklığına uğradım. Ancak The View at the Palm’a çıkarak görülebiliyor. Açılış haberleriyle magazin gündemimizi epey meşgul eden, tanıtımında Beyoncé’un konser verdiği, dünyanın en pahalı otellerinden olduğu söylenen Atlantis the Royal Hotel de bu adada.
Dubai tam bir alışveriş cenneti ama Dubai Mall’u sadece alışveriş merkezi gibi düşünmek haksızlık olur. Tüm gününüzü geçirebileceğiniz alanları var. Binden fazla mağaza, restoranlar, olimpik ölçülerde buz pateni pisti görebilirsiniz ve dünyanın en büyük akvaryumlarından biri de burada. Dubai Mall o kadar büyük ki dışarı çıkmak için epeyce çaba sarf ediyorum. Burj Khalifa bir anda karşımda beliriyor. 828 metre yüksekliğinde, 160 katlı bina, dünyanın en yükseği olma özelliğini taşıyor. Hemen onun önünde dünyanın en büyük fıskiyesi Dubai Fountain var. Su gösterisi akşam saat 18.00’de başlıyor. Her yarım saatte bir tekrarlanıyor. Tam 275 metre yükseğe su fırlatıyorlar.
Dubai’de çok sayıda tematik park var. Hindistan’ın ünlü film endüstrisi Bollywood’a adanan Bollywood Parks, Hollywood esintili Motiongate, çeşitli hayvanlara ev sahipliği yapan Dubai Safari Park, birçok ülkenin ikonik yapılarının replikalarının sergilendiği Global Village ve Legoland özellikle çocuklu aileler için çok eğlenceli.
Dünya mutfağından çeşitli tatlar
Dubai’yi yeme-içme konusunda Amerika’ya benzettim. Şehrin kendine özgü bir yemek kültürü yok ancak dünya mutfağından çeşitli tatları bulabileceğiniz çok iyi restoranlar var. Kahvaltı için tercihlerim yumurtalı lezzetlerine bayıldığım Eggspectation ve harika kruvasanlarıyla tanınan Bakemart Gourmet. Kahve için Arabica, Brew Cafe ve Boon Coffee Roasters’ı önerebilirim. Beyrut yemekleri yapan Karam Beirut ve Souk Al Bahar’ın içindeki Time Out Market sevdiğim restoranlar arasında.
Marinada uzun bir yürüyüş yolu var. Oradaki Al Rahim Camisi görülebilir (solda). Souk Madinat Jumeirah ise Ortadoğu motifleriyle süslenmiş, tekneyle gezebileceğiniz kanallarla çevrili bir çarşı (altta).