36 saatte Montpellier
Kâhin Nostradamus’un notlarında şehri hakkında şöyle bir öngörüye rastlasak hiç şaşırmazdık: “Renkli pantolonların lordları / Ruh çağırır, iki şeytani demir yılan çıkagelir / Ve kel bir inşaatçı dikiverir / dev mavi bir kule.”
Birbirini izleyen projeler moda ve mimarinin ilahlarını şehre çekiyor; yepyeni bir estetik, modernizm kazandırıyor. Gözalıcı renklerin ustası, modacı Christian Lacroix iki tramvay hattını dekore etti, süperstar mimar Jean Nouvel kocaman yeni yekpare (ve çok mavi) bir belediye binası tasarladığını açıkladı. Zaha Hadid belediye arşivi için fütüristik bir bina tasarladı. Ülkenin sekizinci büyük yerleşimi, üniversite ve eğlence merkezi Montpellier, Akdeniz’de geleceğin öncü şehirleri arasına girmeye aday.
Cuma
17.00
Lacroix tramvayı
Montpellier’nin tasarım dalgasına tanık olmak için üç numaralı tramvaya binin (3,5 TL), Moulares durağına gidin. Lacroix’nın çizdiği çiçek dürbünü şeklindeki tramvay vagonları tuhaf deniz yaratıkları ve egzotik deniz çiçekleriyle süslenmiş. Tramvay sizi, yeni Hotel de Ville’nin yanı başında bırakıyor. Kentin hızlı büyüyen Port Marianne semtindeki 130 milyon dolarlık 12 katlı mavi yapı Nouvel ve Francois Fontes tarafından tasarlandı. Binayı inceleyin, fenerli kanallar boyunca yürümenin tadını çıkarın. Hotel de Ville’in kafesinde bir bardak pastis (6 TL) yudumlayıp, günbatımını seyredin (bdhv-montpellier.com).
19.00
Şarkı ve dans
Diğer ünlü Fransız modacı Jean Paul Gaultier, kentin restorasyonu tamamlanıp geçen yıl açılan opera binasında sizi bekliyor. “Figaro’nun Düğünü” operasının kostüm tasarımı ona ait (opera-montpellier.com). Daha modern bir atmosfer için Agora’ya uğrayın. 1641’den kalan manastır restorasyonla uluslararası bir dans cennetine dönüştürüldü (mathildemonnier.com).
22.00
Leziz yemek, uygun fiyat
L’Atelier Gourmand gastronomik bir tapınak mı yoksa bir tasarım pazarı mı? Şef Pascale Vende’nin modern mönüsüne, yemek odasının bordo duvarlarına ve Mağribi işi fayanslarına bakarsanız her iki tanım da doğru. Üç aşamalı akşam yemeği mönüsü sadece 75 TL. İki yıl önce açılan restoran bu kaliteyi bu fiyatla sunmakla adeta hayır işi yapıyor. Soğuk, yeşil ve beyaz kuşkonmaz üzerine kuşkonmaz köpüğü gibi başlangıçları, tatlı olarak sıcak bitter çikolata ya da ahududu jöleli beyaz çikolatayı tatmayı unutmayın. İkisinin arasında ise en iyi tercih avokado soslu ördek (lateliergourmand-montpellier.com).
23.00
Papa iyi bilir
Ernest Hemingway, Papa Doble’un müdavimlerindendi (papadoble.fr). Zarif, serin yeraltı barı Nobelli yazarın hayranları ve en sevdiği kokteyllerden daiquri kokteyline meraklı olanlar için bir tür tapınak. Mekânın gerçek dâhisi Julien Escot, ödüllü bir barmen. Kokteyl formülleri dünya seyahati gibi: Caribbean Julep (Rom, nane, şeker, tarçın, Pimento Dram likörü; 25 TL) Tokyolular (votka, Nigori Yuzuchu sake, limon suyu, şeker, vanilya, Sichuan biberi; 25 TL). Ayrıca kendisi bir yazar; yeni kitabının ismi: ‘Cocktails: Lecons de Degustation’.
Cumartesi
11.00
Karanlığın sanatı
Müze Fabre’da siyahı seçin. Tabii ki, bu saygıdeğer enstitü Hollandalı ustaların, diğer meşhur sanatçıların resimleriyle dolup taşıyor. Ama gerçek cevherler Fransız soyut ressam Pierre Soulages tarafından bağışlanan onlarca siyah tuval. Bazıları büyük Rorschach lekelerine benziyor, diğerleri ise dev Çin mürekkep fıçıları gibi. Ayrıca, yeni izlenimci ressamlardan Paul Signac’ın 150’nci doğum yılı nedeniyle düzenlenen ‘Suyun Renkleri’ sergisi 27 Ekim’e kadar açık (museefabre.fr).
14.00
Morinaya dua
Eğer denize giremiyorsanız, La Morue’ya gidin (23, rue du Palais des Guilhem). İki yıl önce açılan bu küçük tekne çekek yeri, aynı zamanda restoran. Kentin popüler mekânları arasında. Deniz ürünleri en sade şekilde hazırlanıp sunuluyor. İsmi morina anlamına geliyor. Sardalyeler suyunu, yumuşaklığını yitirmeyecek şekilde hafifçe kızartılıyor. Morina diliminin özgün lezzeti ızgarayla ortaya çıkarılmış. Yemeği nutellalı tiramisuyla noktalayabilirsiniz. İki kişi yaklaşık 125 TL.
16.00
Köpekler ve giysiler
Yürüyüşe çıkanlar seviniyor: L’Ecusson, kentin tarihi semti, aynı zamanda Fransa’daki en geniş yaya yollarından biri. Ortaçağ, Rönesans, barok, 19’uncu yüzyıl mimarisiyle yapılmış binaların arasından geçiyor. Bu arada şehrin en iddialı butiklerini görüyorsunuz. Şımarık köpeklerin resimleri işlenmiş beyaz yangın söndürücüler gibi neşeli tasarımlar (260 TL) sanat galerisi Metropolitan’da indirimde (metropolitan-ad.com). No Comment’te ise (47, rue de l’Aiguillerie) deri tasarımcısı Marc Jaillot’un mor kolsuz elbiseleri (900 TL), fuşya pantolonları (875 TL) gözünüzü alacak. En Trait Libres’de (entraitslibres.blogspot.com) Robert Crumb’la karşılaşabilirsiniz, burada yaşıyor. Mağaza yeraltı çizgi romanlarının, yazılı tişört, poster cenneti.
18.00
Hüzün
19’uncu yüzyıl İngiliz stilinde dekore edilmiş çay evi L’Heure Bleue’da yolunuz Lolita’dan Miss Marple’a pek çok roman kahramanıyla kesişecek. Mönüdeki farklı çay karışımlarının (fincanı 10-12 TL) yanı sıra pasta ve kahve seçenekleri de zengin. Sanat ve alışveriş dolu bir günden sonra dinlenmek için mükemmel bir nokta. 19’uncu yüzyılın Baccarat likör bardak seti (380 TL) ya da Afganistan’dan dövülmüş bakır abajur (640 TL) gibi birçok dekor satışta (1, rue Carbonnerie).
21.00
Banyo zamanı
18’inci yüzyıl hamamı restorasyonla kentin en güzel restoranlarından birine dönüştürüldü. Les Bains’ın kadife kaplı odaları kafe atmosferinin sıcaklığını seven çiftleri, aileleri ağırlıyor. Tütsülenmiş somon, fıstıklı çipura salam inceliğinde dilimlerle geliyor sofraya. Enginar, kırmızıbiberli zeytinyağı, parmesan peyniriyle renklendirilmiş. Ana yemekler genelde entrecote ya da dana pirzola gibi has etlerden ama tesadüfen ratatouille ile servis edilmiş özel kılıçbalığına da denk gelirseniz denemeye değer. Ve tatlı için bir hamburger mi var? Hayır. Bu top büyüklüğünde hindistancevizli makaronun içi yabanmersini püresiyle dolu. İki kişi için, üç kap yemek ortalama 240 TL (les-bains-de-montpellier.com).
23.00
Kırmızı ve siyah
Languedoc bölgesindeki şarap kalitesine paralel olarak şarap barlarının sayısı da artıyor. İki yıl önce açılan La Robe Rouge, küçük, modern ve romantik bir buluşma mekânı. Mumlarla süslenmiş. 10 sayfalık şarap mönüsünde seçenek bol. Chateau des Karantes 2006 (kadehi 13, şişesi 100 TL), şiraz üzümlerinden yapılan, dağ meyvesi kokulu, meşe aromalı bir şarap (laroberouge.fr). Black Sheep sayesinde kentteki bira tüketimi de arttı. Giriş katındaki havadar bar, konser veren gruplarıyla, Belçika spesiyalitesi Chimnay (3.50 Euro) gibi kült biralar içeren 300’e yakın türdeki bira seçeneğiyle her yaştan müşteri çekiyor (theblacksheep.fr).
Pazar
10.00
Pazar lezzetleri
Güne leziz bir brunch’la başlamak istiyorsanız, aklınızda olsun bu saatte lüks restoranların çoğu kapalı. Ama yine de şansınıza, komşulardan tavuk kokuları gelirken Samuel de Champlain Caddesi’nde bir market (marchepaysanantigone.free.fr) saat 08.00 – 01.00 arası açık. Martin et Fils’te (Tel: 33-6-13-54-73-78) kuru sosis (kilosu 75 TL) ve kurutulmuş chorizo çubukları (5 çubuk 5 TL) satılıyor. La Muse Gourmette’de (Tel: 33-6-84-03-12-27) 4 TL’ye kakuleli glutensiz güzel havuçlu kek var.
13.00
Komedi mi, trajedi mi
Sokağın karşısında, adını eski bir Yunan tragedyasından alan gerçeküstü Antigone mahallesi piknik yapmak ya da gezintiye çıkmak için ilgi çekici bir yer. 1970’ler ve 80’lerde Helenistik mimari temalarla yapılmış sosyal konutlar Las Vegas kumarhanelerini çağrıştırıyor. Şarap Tanrısı’nın adını verdiği meydanda Dionysus’un heykeline hayran kalacaksınız. Place de Thessalie’de bir banka oturup çevrenizi seyredin. Kentin ilk yenilikçi mahallesi olmak için gösterilen çabaya tanık olun. Sonuç komedi mi trajedi mi siz karar verin...
Nasıl gidilir
Ekimin ilk haftasında Alitalia, İstanbul’dan gidişte iki, dönüşte bir aktarmalı 947 TL’ye uçuyor. Montpellier, Marsilya’ya karayoluyla 170 kilometre uzaklıkta. Aynı tarihte THY 538, Pegasus 398 TL’ye İstanbul’dan Marsilya’ya direkt uçuyor.